bugün

Sözler ekonomi bakanı Nihat Zeybekci'ye ait. Tam şekli beş milyon kişi KPSS'ye giriyorsa bir şeyi yanlış yapıyoruz şeklinde.

http://m.iha.com.tr/deniz...tu-haber-denizli-1965886/

Ülkede işsizlik hat safhaya varmış, özel sektörde kalifiyeli olun veya olmayın bir sömürü düzeni oluşmuş, insanların başka çaresi kalmamış. Mühendislik okuyanların kasiyer olduğu bir ülkede kalifiyeden, iş var da beğenmeyen çok diyenler var.
(bkz: ha şunu bileydiniz)
işsizlğe vurgu yapılıyorsa dogru.
ancak kpss gibi merkezi bir sınav keyfe keder uygulamalardan çok daha iyi.
mülakat işi de adam kayırmayı engelleyecek şekilde standardize edilebilse gayet iyi olurdu.
Yeni mi farkına vardınız?
Bir ülkede vasıfsız da olsa Memur olayım yeter zihniyeti olursa o ülkeden bir şey olmaz.
Bu zihniyetin değişmesini sağlaması gereken de hükümet.
Ben mesela girmiyorum. KPSS’ye karşıyım ben .
ekonominin anasını sikip özel sektörü piç edince, millet devlete yöneliyor ne olacaktı. böyle bir açıklamayı ekonomi bakanının yapması da tabi işin ayrı ironik kısmı.
yukarıda yazıldığı gibi, ben de karşıyım kpss'ye. girmedim girmem.

yorumlarım kpss nin eğitim ayağı için.

son on yılda devlet okulları halkın vicdanını okullarda, devleti ekonomi ve siyaset sahnesinde terörize eden insanlarla doldu. bu fark edilip geri adım atılsa da maalesef çok geç. öğretmenler ve okul yöneticileri cahil, yetersiz, karanlık zihinli insanlar. bu kadar kalitesiz insanla çalışmayı hak etmeyecek kadar donanımlı ve işinde yetkin bi öğretmenim, kendim gibi yüzlerce örnek de sayabilirim. ideallari olmayan, cahil insanlara emanet o okullar. talepler de bu yönde büyümeye devam ediyor çünkü o insanın özel sektörde, benim gibi bir rakibin karşısında bilgisiyle, zihniyle ve becerileriyle parlama şansı yok. tek çaresi yirmi kere falan kpss ye girmek, ta ki bi devlet okulunda, ders boyu candy crush oynayabileceği bi sınıf bulana kadar.

hatayı görmek isteyen tam bu açıdan bakabilir.
Sahsimdan örnek vermek gerekirse limon satiyim ama devlet memuru olarak satiyim derdim.
Kpss sınavı ile nitelikli eleman alımı olmadığı sürece bu sayı git gide artacak.

Özellikle uzmanlık gerektiren alanlara dair devletin farklı bir istihdam politikası var. misal vereyim açıklayıcı olsun.

ben bir üniversitede kütüphaneciyim. işimi yapmak için bilgi ve belge yönetimi okudum ve kütüphaneci olarak atandım. ee ne güzel diyeceksiniz. birimimizde çalışan 12 kişiden sadece 4'ü mesleki eğitim almış insanlar. geri kalan 8 kişi safi hata.

başka bir misal vereyim. bilgi işlemde çalışan su ürünleri lisans programı mezunu memur var. Arızalara ve alt yapı sorunlarına bakıyor. yanlış anlamayın bilgi işlemi su basmadı, balık çiftliği de yok.

işin özü mevcut kamu talepleri daha nitelikli bir ayrımla hangi meslek mezunu kaç kişi alınacağı sınav öncesi açıklanırsa yıllık ya da iki yıllık olarak sınava giren kişi sayısı azaldığı gibi kamu hizmetleri de daha niteliki hale gelir.

işi ehline verirsek, işin ehline hakettiği ücreti verirsek kamu da gereksiz maaş israfı olmayacağı gibi iş ve işlemler de daha kolay ve nitelikli olur.

tabi bu mevcut yönetimlerin işine gelir mi? o tartışılmaz!

işinin ehli olan adam işi düzeni sorgular ve uzun vadeli plan yapmak ister. mevcut algımız ve planlarımız zannımca bunu reddediyor. yoksa her sene neden her bakanlığın bakanı her şehrin valisi, her müdürlüğün il müdürü değişsin ki?

öyle degil mi?
Bakan müholara dis atmış

görsel
KPSS yakında kalkar.
bir gün ekonomi bakanı olabileceğimi müjdelemiş olan söylemdir. ben sıradan bir vatandaş olarak yıllardır söylüyorum zaten bunu. enişteden mit ajanı, enerji sektöründe ceo olan damattan enerji bakanı, çocuk tecavüzü olayı için bir kereden bir şey olmaz diyen acayip kadından aile bakanı ve bu abimizden ekonomi bakanı olabiliyorsa bizim içinde ümit var lan.
Çalışmayan ve "on dönüm bostan yan gel yat osman" sözüne layık kişilerin kurabileceği cümlelerdendir. Kendini avutma cümlesidir. Kendine güvenen ve çalışıp emeklerinin karşılığını alan kişileri bağlamayan bir cümledir.
yapma o zaman. mal mısınız. şu pişkinliğe bak ya. delirtiyorlar insanı.