bugün

mustafa kutlu eseri.
mustafa kutlu bu eseri bize bağışlamıştır.
bahçe, su ve ölüm. böyle de ölmek var diyor, allah'ın ve ağacın gölgesinde yalnız ölmek. aslında kutlu hiçbir şey demeye zorlamıyor kendini, öyle bir mecburiyet hissetmiyor kendinde. adsız birinin 'basit' sıradan hayatını destanlaştıran da biziz. o sıradan çavuşun da böyle bir derdi yok, bahçeye su taşıyor, toprakla irtibat halinde allah'a ve kuluna yürüyor, sırası geliyor ''ah bir de öleyim'' diyor öyle asude.

bahçesini güzelleştirmesi ''müslüman dünyasını güzelleştirmelidir'' beyan-ı asiline ne uygundur, buna en sade ve ihtşamlı örneklerden biridir. dünyaya ve onun bilgisine uzak bir arifin hal'iyle gerçeklediği müthiş bir öğüttür ölümü ve hayatı. o kadar saf, şey gibi tereyağı bal süt gibi. sofrada hiçbir şey yok başka. alavere dalavere kuşsütü de yok.

ölümü ''demek böyle ölünürmüş'' kolaylığı ve dahi bahtlığında yaşayan bu insan ne güzel bir insan, mustafa kutlu ne tatlı bir insan.
yağsın durmadan, yağsın ve örtsün üstümü bu çiçek kokuları.