bugün

hakan şükür tipi forvet değil bu bahsettiğim. hakan şükür gibi uzun boylu, hava hakimiyetine sahip bir adam değil bu benjamin linus denilen adam. kısacık, kafa dahil 1,70... ama o dahili tip kafasının içinde, beyninde spiraller ve helezonlar çizen kıvrımların gerisinde, on beş kaplan gücünde ve yirmi galasi genişliğinde bir alem yatmakta.

önce bilmeyenler için kimdir bu benjamin linus, ne özellikleri vardır, onu anlatmaya çalışayım klavyemin döndüğünce. lost adlı dizide bir fenomen bu adam. jakop adlı olağanüstü adamı görene kadar dizide hep bu adamı tutardım ben. çünkü üstün zeka beni hep kendine hayran bırakmıştır. gerçi jakop u gördükten sonra bu dizinin karakterlerinin alayının fasa fiso olduğunu, senaristlerin beş sezon boyunca bize antin kuntin yaptığını çakozladım. ama konumuz bu olmadığı için geçiyorum bı kısımı.

bu benjamin linus denen adam, yazmak zor oldğu için bundan sonra "ben" diyeceğim (ben derken şahsımdan bahsetmiyorum, ben öyle yalancı bir adam değilim çünkü * , vücudumuzda çıkan lekeler olan benden de bahsetmiyorum, ben = benjamin linus, baştan söylüyorum ki, sonradan papaz olmayalım); Allah bir derse inanacaksın sadece, başka bir dediğine inanırsan yan basmak fiiliyle bizzat yüzyüzesindir haberin olsun. en sevdiğim özelliği de, kendi düşüncesini konuştuğu kişiye sanki onun düşüncesiymiş gibi hissettirmesi. böyle şerefsiz bir adam işte bu ben, yani benjamin.

bu tip yalancılık, günlük hayattaki sıradan yalancılıklarımıza benzemez. dedim ya hakan şükür tipi forvet olmak değildir bu, f tipi cezaevinde yatmak gibi de değildir, kışın tipiye yakalanmak hiç değildir. sevgiline, annene, babana, arkadaşlarına yalanlar söylersin belki. ama bunlar hep spontane gelişen yalanlardır. anı kurtarmak için söylenir. çoğunun rengi pembedir. küçük yalanlardır. unutulur gider zamanla, izi de kalmaz. bunları söyleyip; heh işte yalancıların kralı benim ulan diye atmayın kendinizi piyasaya, sizin gibi sürüsüne bereket yalancı var, hepiniz sıradansınız. liar liar filmini izlemekle olmuyo abicim bu yalan mekanizması, dedim ya üstün zeka, kuvvetli bir hafıza, dirayetli bir beyinsel koordinasyon mekanizması, yıkılmamış ayakta bir plan yapma kabiliyeti ( i always have a plan john), karizmatik bir ses tonu, düşüncelerin tersini yansıtabilecek bakışlar ve daha binlerce benzer özellik gerek.

bu yalancılığın muazzam yönlerinden biri de şu: çevrenizdeki herkes sizin yalancı olduğunuzu bilecek, her söylediğinizin yalan olduğunu bilecek, arkanızdan küfürleri zincirleme isim tamlaması mahiyetinde sıralayacak, ama sizinle konuştuğunda öyle şeyler söyleyeceksiniz ki, yine size inanmak zorunda kalacak. yalancı olduğunuzu bilen herkesi her seferinde kandıracaksınız. böyle üstün bir yalan yeteneği işte, böyle kudretli bir zeka lazım buna.

şimdi anlattıklarımı sonuca bağlayayım.
bu yalanları kim söylüyor?
cevap: ben

not: işbu entry derin ironi içermektedir
(bkz: yok artık benjamin linus)
adamın götünden kan alan tiplerdir.
arkana bile bakmadan, topukların göte vura vura morartaraktan kaçılması gereken kişidir. zira kendisiyle beş dakika muhabbet ettiğinizde; anneni boyayıp babana satmasını bırak, seni boyayıp sana bile satabilir. o derece tehlikelidir efendim.
ana lucia cortez tipi bir insanı bile kandırabilir.