bugün

bu bir kadının değil, bir erkeğin yakarışıdır.
ben bir kahramanmaraş'lıyım. kahramanmaraş'ı bileniniz varmı?
öncelikle söyleyeyim, k.maraş güneydoğu, doğu anadolu, akdeniz ve iç anadolu bölgelerinin kesiştiği yerdedir. idari olarak akdeniz bölgesinde gösterilmektedir.

bu söylediğim cümleye gelince,
evet bu türban(hatta peçe) benim özgürlüğümdür. zamanında fransızlar bizim memleketimizi işgal ettiğinde atalarımız bazılarının ''bez parçası'' dediği bu peçenin açılması yüzünden direnişi başlattı ve fransızlarla ermenileri memleketinden tek başlarına kovdu. türbana, peçeye ne söylenirse söylensin benim için bunların anlamı özgürlüktür.
ha birde bu türbana karşı çıkanlar, hor görenler daha çok özgürleşme adına buna karşı çıkmaktadırlar ki bu başlı başına bir tezattır. benim hürriyetime kavuşmamda başlı başına rol oynayan türbana sizin karşı çıkmaya hiç hakkınız yok. atalarım bu türban için savaş yaptı, bunun daha ötesi varmı?

fransızların, savaşla açamadığı o türbanı on yıllar sonra hükümetler savaşsız, kansız açtırdı. ah ah bu adaletin içine tüküreyim ben. yok laik olacakmışız, yok modern olacakmışız, filan filan. ne söylenirse söylensin, atalarımın uğruna savaştığı şeyin değeri bu kadar ucuz mu?
(bkz: nene hatun ve başörtüsü)
tamamen saygısızlıktır. Özgürlük aşığı (sözde) insanların, nedense karşı çıkışıdır. Ayıptır.
eğer 21. yüzyılda siyasi simge, çıkar ilişkisi, cemaatçilik, adam kayırma gibi zırvalara meze oluyorsa baş örtüsü, bu vızırtılar da yükselir.
kimse kimsenin başının örtülü olup olmayacağına karışamaz, o ayrı!

ama günümüzde baş örtüsünün adını kirletenler, kurunun yanında yaşın da yanmasını sağlayanlar utanmadıkça ve bu yaptıklarından vazgeçmedikçe, bir kesim için rahatsız edici olmaya devam edecektir baş örtüsü.
(bkz: yaz günü kafasına bez parçası bağlayan özgürlükçü)