bugün

buradaki benim veya senin gibi kelimelere takılmayınız, aslında olay bizim vergilerimiz... neyse.

koskoca bir sene boyunca maksimum bir hafta tatil yaparak * öküz gibi çalışıp ödediğimiz vergilerle maaşları ödenen ve senin benim ödediğim paralar ile 3 ay boyunca çalışmak adına kılını kıpırdatmadan tatil yapan meslek grubudur.

evet bu meslek grubu öğretmenlerden başkası değildir. ve biz vergi verenler onlar güzelce tatil yapsınlar diye vergimizi çatır çatır ve tam zamanında ödüyoruz. sonra türkiye'deki en çok yatan ve az çalışılan meslek öğretmenliktir dediğimizde de karşı çıkıyorlar, ağızlarından salyalar akıyor...

evet öğretmen kardeşim, sen şu an benim verdiğim paralar ile götünü büyütüyorsun tatilde ve aldığın o paraları sana helal etmiyorum ben. sistem böyle bıdı bıdı deme bana sakın, evet sistem böyle işliyor olabilir ama bu benim param ile cebini doldurduğun gerçeğini değiştirmiyor maalesef. ha aldığınız 3 kuruş para, orası ayrı konu. *

edit: 9 ay boyunca kıçımızı yırtıyoruz bıdı bıdı diyenler var. evet 9 ay boyunca kıçınızı yırtıyorsunuz ve yetiştirdiğiniz nesil ortada... yani ilk önce o 9 ayın hakkını verin.
çoluğun çocuğun eğtimli ve bilinçli olsun diye 9 ay kıçını yırtan meslek grubudur.
öğretmenin tatili 3 değil sadece bir aydır.
yani bütün mesleklerde olduğu gibi 1 aylık yıllık izni vardır.
şu öğretmenlere bok atmayı bırakıp şunu ezberlemesi gerek bazı dangalakların.
o 3 ay sandığın tatilin 2 ayı, senin çişini söylemeyi öğrenememiş oğluna-kızına daha iyi öğrenim vermek için, eğitimlerde geçer.
tanım; emekli olduktan sonra 16 bin tl maaş isteyen meslek grubuna göre daha onurlu bir mesleğin, bilinçsizce eleştirilmesidir. (bkz: milletvekili)
iddia edildiği gibi 3 ay olmamakla birlikte, yapılan tatil tüm emekçilerin hakkı olan dinlenme hakkının kullanılmasıdır.
başka mesleklere mensup emekçileri kazandıkları haklar dolayısıyla suçlayacağımıza, kendi mesleklerimiz için aynı hakları elde etmeye bakalım.
kesinlikle öğretmenlere yazın tarlada çapa yaptırılmalı nedir öyle üç ay yatmak değil mi gençler.
nasıl bir düşünce tarzı bu ey tanrım ! sen gidip kendi hakkını arayacağına başkalarının haklarını kullanmasına ne karışıyorsun ? ayrıca bilmeden konuşuyorsun bu da cabası... insanı şok eden söylem.

hallerinden memnun kölelerden sonra bir de bu çıktı başımıza.
yazı yazıp derdimizi anlatabilmemize vesile olan kutsal meslek sahibi kişilerdir.
annesini öğretmen sikmiş gibi vicdansızca yaklaşım yapanların hangi meslek grubuna ait olduğunu merak ettiren durumdur.
tatil dediniz.
yapanı da var yapmayanı da.. bir yazar arkadasımız tarlada calışsınlar demiş beni kastetmiş. okulu kapattık, semineri bitirdik doğru tarlaya... götümüz çatlayana kadar calıştık. daha dün gece tarladaydım, saat 04:00 da eve geldim. kendisi bilir mi acaba tarlada çalışmanın zorluğunu?
Başlığı açan zat da hakkımı helal etmiyorum demiş o zaman (bkz: mahkeme-i kübra)ya.
kullanmaları için verilen ipadleri satıp parasını tatilde yiyen meslek grubudur bu ayrıca. sokakta yürümeyi bilmeyen koskoca bir nesil yetiştirmişsiniz bravo. istesen olmaz. havyanların bile medeniyet öğrenebildiği bir yüzyılda yaşarken siz insan eğitemediniz. harikasınız.
başlıktan milletvekillerine bir eleştiri geldiğini düşündüm ama yanıldım. Önünüzde yargılanamayan, 2yılda emekli olan, bir türlü doymayan bir kesim varken okullarda can güvenliği olmayan öğretmenlerin eleştirilmesi gerçekten çok acınası.
adamların bir şekilde emek verip o mevkiye gelebilmiştir. çekememezlik yapmak gereksizdir.
illede çekemeyen varsada, açıklaması şöyledir. (bkz: zoruna gidenin borusuna gitsin)
bütün bir ömür tatil yapanları var;

vekil, bakan vesaire takımı...
başlığı okuduğumda aklıma geldi birden;

(bkz: benim sevgilimle yılda 3 ay tatil yapan meslek grubu)
yuh lan
bu konuda konuşmayayım diyorum ama böyle sığ düşünenleri gördükçe bir şeyler dememek elde değil.
sanki öğretmen kendi istediği için okula gelmiyor. sanki yaz sıcağında gelenleri kovuyor.
kim bilir böyle düşünenler evde iki çocukla bile baş edemiyor.

ülke şartları,iklim vs nedenlerle zorunlu yapılan bir tatil bu. herkes biliyor bu aranın çok olduğunu. ama kabahat gene öğretmende.
ezin abi ezin.

40 derece sıcaklıkta derse beklerim sizi.
verilen verginin hesabını yanlış yerde sormaktır bu başlığın tanımı.

şöyle ki; öğretmenlikse eğer bu konunun muhattabı öncelikle yapılan tatil ya da alınan maaşla değil o öğretmenin yetkinliği ile ölçmek lazım bir şeyleri sorgulamaksa niyet. ayrıca hakkıyla görevini yerine getiren bir öğretmen için yapılan tatil de üç ay falan değildir. ama bazıları da vardır ki bütün yıl yatar bütün yıl sadece devlette bir kadroyu dolduruyo olmanın vermiş olduğu rahatlıkla zaman geçirir sınıfta.
bütün bir seneyi tek bir kitaptan konu anlatarak ve hatta o kitaptan soru sorarak ve öğrenciye verdiği 10 sorudan 5'ini sorarak geçirir. sonrasında öğreniciye vermiş olduğu bol notlarla mükemmel bir öğretmen olduğunu falan sanır.
ne yazık ki devlet tekelinde olan bir eğitim sistemi ile ancak bu olur öğretmenlerin de öğrencilerin de hali. bütün öğretmenler aynı kefeye girmez ayrıca. devletin yaptığı yanlıştan kimse de sorumlu değildir.

bir de siz ki memurunuzu saçma sapan bir sınavla seçiyorsanız, siz ki öğretmeninizi seçtiğiniz sınavda ortaya atılan kopya iddalarına daha araştırma bile yapılmamışken tertemiz bir sınav diyebiliyorsanız, siz ki bir şike davasında bile dünyaya rezil olmayı biz türk sporuna hizmet ediyoruz diyerek aylarca sürdürebiliyorsanız inanılır gibi olmnuyor işte sizin eğitim sistemini düşündüğünüz. kpss gibi berbat bir sınavla insanların hakkını yiyerek hakkı olmayana hak vererek düzelmiyor işte sistem.
çok beklemeye gerek kalmıyor bir sene sonra peşkeş çekilen kadrolardaki insanlar aslında gerçek yüzlerini ortaya koyuyor. öğretmen diye sınıflarda sadece sürüye çobanlık yapsın mantığı ile sınıflara gönderilen memurların yetkinliği ise sadece kıytırıktan girmiş olduğu son derece haksız bir sınavla ölçülüyor. sonrasında mı?
bir öğretmen - ki aldığı pedagojik formasyonun tam aksine - derse girdiği sınıflarda öğrencilere ağza alınmayacak laflar ediyor, sonrasında alınan tüm başarısızlıkları aptal olduğunu düşündüğü öğrencilere yüklüyor ve belki de onun 3 aylık tatilini sorgulamak gibi aptal bir yanılgıya düşmek kalıyor payımıza.
sistemin başına bakmak lazım sonucuna değil.
kendi hakkını arayacağına gidip de başkalarına çatanların haklı(!) isyanıdır. senin vergiler milletvekillerinin telefon faturalarına, sekreterlerine, bürokratların makam araçlarına, şoförlerine falan gidiyor sen gelmiş öğretmene çatıyorsun. ben de istemem üç ay tatil olsun ki üç ay değil 2 ay. ama ne yapacağız bu sıcakta; daha mayıs bile gelmeden gevşeyen öğrenciler var bu ülkede, temmuz ağustos sıcağında ne yapacağız bunları hiç düşünmeden sıçıyorsun başlıkları. çözüm üret isyan edeceğine; o kadar mantıklı düşünen bir kafan varsa diyorum bu arkadaşlara.
türkiye'de ki en kalitesiz meslek gruplarından birisi olan öğretmenlerdir.

yahu türkiye'de kaç tane adam gibi öğretmen var?

hele sınıf öğretmenleri...tam bir tez konusu. bi sikimden anlamazlar ama yine de çok kutsaldır onlar. polislere verdiğiniz gibi öğretmenlere de yüz verirseniz çok fazla, sonunda kendilerini dokunulmaz ve kutsal zannetmeye başlarlar.

istemiyorsan, bilmiyorsan, beceremiorsan yapmayacaksın öğretmenlik. yok kutsalmış bilmem neymiş.
Öğretmenlerin tatilinin en fazla 2 ay olduğunu bilmeyen yazar beyanı.
Edit: öğretmen değilim.
öğretmen olaydın o zaman dediğim beyandır. ayrıca 3 ay değildir o. öğretmen değilim.
Atanamayan meslek grubu.

Zarar etmez. Zira benim vergimle saraylarda oturanlar var. Atanabilsinler de varsın benim vergimle 3 ay tatil yapsınlar. ( Ayrıca 3 ay değil o )