bugün

giuseppe verdi:bu başlığa yazılacak en iyi espri..dolaylı zarf tümleci tebrikler
çekimser insanın geçiştirme edatıdır.
(img:#147536)
yarın sıkça duyulacak olan sorudur.
(bkz: ahahahhahahah ben buna gülüyorum ya)
(bkz: allah verdi)
(bkz: kedidir kedi)
(bkz: verdi italyan)
(bkz: giuseppe verdi)
(bkz: kim verdiyse verdi)
(bkz: kimse vermedi hâlâ abaza)
- lan kim verdi söyleyin bana?
+ abi neyi kim verdi anlamadık!
- lan vere vere verem olmuşsunuz siz.anlamazsınız ne verdiğinizi.
toplu bir sekilde kendini kandirmaya calisan turk milletinin aciz sorusudur. sen verdin iste mina koyim, sen vermediysen komsun verdi. Vermedim diyorsa %47 yalandir bunun nesi sorulur ki?!
bu olayı üstün dökmen hocamızın kitabında bizimle paylaştığı bir olay ile açıklamak istiyorum. yalnız üzerinden baya zaman geçtiği için kitabın yazarı da dahil kişiler ve olaylar da bir miktar sapma olabilir fakat özet olarak hocamız kitabında diyor ki

"Azerbaycan da bir üniversitede çok sayılan, sevilen ve biraz da çevresindekiler tarafından korkulan hocamız buradaki baskılara dayanamayıp Türkiye ye gelir. Türkiye de bir üniversitede görev yapmaya başlar. hocamızın sağlam duruşu burada da kendini gösterir ve kısa zamanda sevilen, sayılan ve bir o kadar da korkulan biri olur. gel zaman git zaman bir başkalık (bölüm başkanlığı gibi bir şeydi galiba) için çevresindekiler tarafından aday olması istenir. hoca ısrarlara dayanamaz ve aslında pekte arzu etmediği başkanlığa adaylığını kor. seçimler yapılır, oylar sayılır ve bizim hoca 1 (bir) oy alır... seçim sonrası diğer öğretim elemanları durumu düzeltmek için teker teker hocamızı ziyarete gelir ve hepsi de yaklaşık olarak,
--ya hocam çok üzüldük, inanın ben sizin seçilmenizi çok arzuluyordum ve size oy verdim...
gibisinden laflar eder.
daha fazla dayanamayan hocamız tüm meslektaşlarını odasına toplar ve hepsine söz verir. hepsi aynı kelamlar yaklaşık olarak tekrar eder ve söz sırası bizim hocaya gelir. hocamız;
--dostlar hepeniz eysiniz, hoşseniz... hepinize desteklerinden dolayı şükranlarımı sunarım hepiniz bana oy vermişeniz de merak ederim,
benim özümün özüme verdiği oy nire gitti?"

tabi burada biraz daha ters bir durum var. gereğinde fazla oy aldığına inanılan bir parti ve bir soru.
-ben vermedim sen vermedin kim verdi abi
+bizden başka herkes verdi abi.
-olum kendimizi kandırmayalım. ikimiz de dahil hepimiz verdik işte. adam gibi parti vardı da biz mi vermedik?
+evet abi itiraf ediyorum bende verdim.
edit:imla
- abi çelik aradı, kim verdi bu oyları diyo, çok sinirliydi.
- söylemedin inşallah ikimizin verdiğini.
- biz vermedik dedim ama inanmadı. yarın gene arıycakmış.
- yapma yaa...
- itiraf edin, kızmıycam, dedi. söyleyip kurtulsak mı acaba?
- yok lan, blöf yapmıştır o. dongi donk diye geçirir gitarını kafamıza.
(bkz: sen vermedin ben vermedim kim verdi lan it)
(bkz: götveren)
(bkz: ben vermesem baskasi verecek)
- ben vermedim, sen vermedin, kim verdi bu oyları ramazan?
- valla bilemem. ben vermedim sonuçta abicim.
- lan nasıl vermedin, akp milletvekili değil misin sen?
- abi valla seçmenler vermiş, biz ailecek halk partiliyiz eskiden beri.
--spoiler--

utangaç seçmen...

demek ki karşıdan gelen her iki kişiden birisi akp'li.

oysa ben bugüne kadar "akp'ye oy verdim" ya da "vereceğim" diyen bir tek kişiye olsun rastlamış değildim.

herkesin akp'ye karşı olduğu bölgelerden akp çıktı.

"iflas ettik" diyen esnaf, akp'ye oy verdi anlaşılan.

"bittik" diyen köylü de...

seçim gecesi televizyon televizyon koşuşturan bizim ekran kuşlarının bir teki "akp'ye oy verdiğini" söylemez. ama mutlu yüzlerine bakın, tümünün akp'ye oy verdiklerini kolayca anlarsınız.

muhabirlerimiz "akp'li seçmen" bulmak için varoşlara gittiler. oysa sandıklar açıldı ki lüks sosyete semtlerinin alayı akp seçmeni...

sermaye kesiminin de akp'ye oy verdiğini artık biliyoruz.

nitekim abdullah gül, seçim öncesi (kayseri konuşması) açıkça ve net biçimde "bizim birçok gizli oyumuz var" demişti.

bu doğru çıktı.

*

peki...

insan oy vereceği partiyi niye saklar?..

neden insanlar akp'ye oy vereceklerini-verdiklerini gizlerler?..

bunda utanılacak ne var?..

saklamak niçin?..

kişi bir kabahat işlediği zaman bilinsin istemez.

akp'li olmak suç değil.

utanılacak bir şey yok...

*

o zaman neden?..

çünkü:

bu seçimlerle millet, laik cumhuriyetin bir "ılımlı islam'a" dönüştürülmesini onaylamıştır.

bu yüksek orandaki oy; akp'nin kafasındaki türkiye'yi gerçekleştirmesine destek anlamındadır.

kim ne derse desin...

türkiye'nin değişen yüzünün daha da değişmesine onaydır.

işte burada, dünyanın en güzel ülkesini "çağı yakalayın" diye ulusuna emanet etmiş mustafa kemal'e karşı bir mahcubiyet söz konusu olmalı.

bu nedenledir utangaçlık.

yoksa utanılacak bir şey yok

bekir coşkun 24 temmuz 2007

http://hurarsiv.hurriyet....id=2&tarih=2007-07-24

--spoiler--
kişinin "her 2.12 arkadaşımdan 1'i akpye oy vermiş olamaz, bu olamaz" tarzındaki bağrınışıdır!
ülke insanının uzun süre çözemeyeceği problem.
ben bilmem bey bilir... arkadaşlar arasında kankayla özellikle gerçekleştirilmek istenmeyen eylemlerde birbirine pas atma cümlesidir..
aslında millet chp ye verdii.. anlayana..
lan* * kim verdiyse verdi işte, hala bunun uzatmanın bir alemi yok..internette nereye baksam bu yazıyor.demek ki bazı yerlerde de "ulan kime sorduysam akp'ye vermiş, nasıl aldı bu chp ve mhp bu kada oyu" diyenler var.
güncel Önemli Başlıklar