bugün

hızlısın.. hem de çok hızlı..
en son yaşadığım adrenalini düüşünüyordum ve şimdi yaşadığım ana kadar kaç yıl atmışsın.
yavaşla.
daha yaşamak istediğim, yapmaya çabaladığım çok şey var.
bunlar senin kadar hızlı gerçekleşmiyor.
yavaşla, dur biraz.
saatlerin yetmiyor işlerimi bitirmeme.
günlerin yetmiyor.
haftaların ise ayları kovalıyor.
acımasızsın..
tüketiyorsun, hissetirmeden hesapta..
öyle hissettiriyorsun ki aslında.
öyle can yakıyorsun ki.
yapma bunu.
daha listem uzun.
ne yaptın sen zamana yazı yazan yazar? şimdi yazdıklarını okumayan,anlayamadan entry girmeyi marifet sanan tüm cahil ateistler-komünistler "he he şakirt,dinci" diye eksiyi basacaklar.
güzel bir söz var; "kimse bu dünyadaki tüm işlerini tamamlayıp ölmüyor" diye. ne kadar dolu dolu da yaşasak, yine de eksik öleceğiz. zamanın matematiksel hızı sabit ama onu yaşayan insanın manevi hızı değişken. sonuç olarak önlem alması gereken aslında bizleriz.
20 yıl yaşadım. nasıl yaşadığımı özetle desen üç beş bir şeyler anlatırım. Ama 20 yılın hatırına öyle anlar oldu ki 2 saati bana hor gördün lan. Bi dur, bi geri çekil yada ne bileyim yavaş yavaş ilerle amk. Sevdiğim kızın yanındayken o kadar hızlısın ki, bazen sana küfür ediyordum.
somewhere in time...
dışarda mevsim baharmış
gezip dolaşanlar varmış
günler su gibi akarmış
geçmiyor günler geçmiyor.
5 dakika daha.
zaman çok enteresan bir şeymiş.

mesela planlı programlı yaşayabilmek için günleri, ayları, yılları oluşturduk. muhteşem ajandalarımıza ufak tatlı notlar aldık. telefonlara alarmlar kurduk birilerinin özel günlerini hatırlayabilmek için. sonuç olarak hayat dediğimiz şey yaptığımız planlar değil mi?

olamayan planlar. çünkü plana dahil ettiğiniz kişilerin "bir şeyi" çıktı. belki de plana dahil ettiğiniz kişileri artık sevmiyorsunuz. ya da onlar sizi sevmiyordur.

olan ve burnumuzdan gelen planlar. çünkü aklınızdaki gibi değildi hiçbiri ve hiçbir zaman olmayacak. gerçek dışı şeyler gerçeklerden daha üstündür çünkü hiçbir şey hayalinizdeki kadar güçlü olamaz. yani inanın, eğer yaza kadar birbirinize katlanmayı başarabilirseniz yeni erkek arkadaşınızla gideceğiniz tatilde, sizin üzerinizde beyaz bir elbise ve onun üzerinde keten beyaz bir gömlekle sahilde, deniz usul usul ayaklarınızı ıslatırken el ele koşturup, gülücükler saçıp, aşkınıza aşk katmayacaksınız. muhtemelen o giymeyi planladığınız beyaz elbiseyi giydiğinizde tatilin en kötü gününü yaşayacaksınız.

asla devreye girmeyen planlar. şahsen en sevdiklerim bunlar. çünkü altyapısı hazırdır ama henüz hiçbir adım atılmamıştır. planın üzerine daha büyük planlar yapılmıştır. hatta nedense daha "hadi başlıyoruz" denmeden insanlara bunun bilgisi verilir. bu hayran olduğunuz bir şarkıcıyla evlenmek, çocuk yapıp isimlerini koymak gibi bir fantazya da değildir. birlikte eve çıkmaktır, iş kurmaktır belki. sevdiğim kısım şu ki; asla devreye girmeyen planların sonucunda planı yapan taraflar sonunda birbirlerinden nefret etmeye başlar.

bugün bir arkadaş kaybettim bu yüzden. daha doğrusu sildim.

ikili planlarda, planın size düşen kısmını yapmaya başladığınızda, harekete geçemeyen taraf genelde içten içe bir kızgınlık taşır. adım atmak için daha çok erkendir çünkü boğuştuğu büyük problemleri vardır. ona zaman tanınmalıdır kendini toparlaması, iş bulması, duş almayı hatırlaması, yemek yemenin bir ihtiyaç olduğunu anlaması için. ama o erkek arkadaşından ayrılmıştır ve gece gündüz onun instagram'da kimi takip ettiğini, kimleri beğendiğini araştırmalıdır. bir haftalık gündemimiz; çocuk storylerini izlememiş. tanrım ne büyük olay!

hiçbir şey için ne çok erken ne de çok geçtir oysa. kendi yarattığımız şeyin bize bu kadar problem çıkarması ne kadar enteresan. okyanusları aşacakken içtiğimiz suda boğulmak gibi. "zamanım kısıtlı" , "zamanım yok". evet yok, gerçekten yok. üzerinde çalıştığınız projenizin bir deadline'ı vardır. dünyayı kurtaracak da olsa zamanında sunulmadıysa çöpe atın. arkadaşınızın doğum gününü kutlamak için tam 24 saatiniz var. 1 dakika sonrasında bütün o güzel dilekleriniz onun için o kadar kıymetli değildir.

artık her şey zamanla ilgili. sosyal medya geliştiricileri insanların bu zaafıyla oynuyor. "instagram'a son görülme geldi!!!" neden peki? çünkü kendim de dahil olmak üzere tüm insanlık kaostan besleniyor. bakalım... "erkek arkadaşım 18 dakika önce instagram'da aktifmiş. hemen beğendiklerine bakalım. geç, geç, arkadaşı bu kızı tanıyorum, geç evli bu kızı da tanıyorum, aha. tam 19 dakika önce erkek arkadaşım fotoğrafın tamamını kaplayan bir göt beğenmiş. dünyam kararmalı, bütün arkadaşlarıma bu rezillikten bahsetmeliyim. haklı olduğumu biliyorum!" gerçekten mi? hayır konumuz bir kadının instagrama neden poposunu atma gereği duyduğu ve hayatında bir kadın olan adamın her ne kadar arkadaşı da olsa o fotoğrafı beğenmek istemesi değil. inanılmaz göreceli bir konu bu hatta. hayır. konumuz insanlara bunu yaptıran devler. son görülmeden yola çıkıp sevgililerimizin, arkadaşlarımızın, çalışanlarımızın kaç saat uyuduğunu hesaplattıran devler. o devler benim kaostan aldığım zevkin binlerce katı zevk alıyor. bizler onların küçük fareleriyiz.

son görülmelerinizi kapatın sevgili sevgililer. o mesaja verdiğiniz 0,3 milisaniyelik geç cevap uzunca bir süre yüzünüze vurulacaktır. kapatın, çünkü manyak bir nesille karşı karşıyasınız. bitmek bilmeyen kavgaların sebebi siz "ah canım uyuyakalmışım ondan cevap veremedim" dediğinizde sevgilinizin gece üçte facebook’a bakabilecek kadar uyanık olduğunuzu bilmesidir. tabi ki hiçbiri bunu açıkça size söylemez. sadece yalan söylediğinizi bildiklerini söylerler.

genele bakarsanız, geçen şey zaman değildir. insanlardır, olaylardır. olan biten her şeydir. "zaman her şeyi unutturur" değil doğru olan. bizler kafamızı dağıtacak yeni şeyler bulmuşuzdur. mesela elde ettiğiniz insanı düşünmezsiniz. elde ettiniz ve bitmiştir. sonunda ya terk edersiniz ya da kendiliğinden sönüp gider. terk ettiğiniz kişileri de düşünmezsiniz. terk edilenlerin yolda belediye tarafından toplandığını düşünüyorum. bilerek yanlış yere park edilmiş arabalar gibi birilerinin onları çekip acıdan kurtarmasını bekliyorlar sanki. zaman her şeyin ilacıdır.. tabii..

iki nokta arasındaki en kısa mesafe bir zaman dilimidir,programdır,vaktinizin haritasıdır,ömrünüzün sonuna kadar yapacağınız işlerin listesidir. peki gelecek ne zaman bir vaat olmaktan çıkıp tehdit unsuru oldu?
güncel Önemli Başlıklar