bugün

vardır böyle anneler. simone de beauvoir, duygu asena, jaques lacan, hatta aysel gürel ruhlu anneler.
"ben ezildim, sen ezilme" diyenler. "o zarın ne önemi var ki, aşk iki kişiliktir" diyenler.

"ben çalışmıyorum, sen çalış ekonomik özgürlüğün elinde olsun" demelerinin yanında, bu anneler özgürlüğün sadece ekonomik değil, sosyo-ekonomik bir olgu olduğunun farkındadırlar. belki içlerindeki orospuluktandır o, diyenler çıkacaktır bu annelere, ama her anne ilk önce kadındır.

zamanında kız evlat olan bir kadın. zamanında bekarete önem veren kız evlat annesi sahibi olmuş bir kadın.

bu anneler kendilerini her an geliştiren, güncelleyen, doğuran ve yaratan olduklarının verdiği güçle, asaletle, her karşılaştiğıyla yatan bir kızı ya da oğlu olursa gene sakin durmayacaktır.

insanın bedenine saygısızlığının, bedenini cezalandırmasının, tensel doyum peşinde yanlış aşklar yaşayabileceğinin de bilincindedir.

bedene saygısızlık sadece açarak ya da örterek ya da kilo alarak ya da anoreksik olup ölerek yapılmaz.

anne bunun bilincindedir. ama aşk denen şeyin sınırsız olduğunu bilecek kadar da sonsuzdur kadın, anne.
kendisi belki aşık olmadan evlenmiştir, bari kızı aşık olsun, doya doya yaşasın ister.

"aşk için, çalışmak için, sevmek için, olumlu enerji için, yaratabilmek için ve üretmek için yorsun o körpecik beynini" der durur.
general motor'un fön aleti motoru üretmesi tadında annedir.
başkalarının namusuna dil uzattıktan sonra ki bu namus sadece bekaretle sınırlı ve bu durumda erkeklerin tümü birden namussuz oluyor, hiç utanmadan söz konusu başkalarının annelerine de dil uzatan arsızların tespitine kurban gitmiş annedir.
söz konusu beden kadının bedeniyken, size giren çıkan yokken nedir bu hırs, hırsla karışmış utanmazlık nedir anlayabilmiş değilim. bir de o kadar bilge o kadar görmüş geçirmişlerdir ki annenin psikolojisini falan irdelerler. kadının bacakları arsına gösterdikleri hassasiyeti şerefsizlerin ülkeyi soyup soğana çevirmesinde de gösterseler her şey çok güzel olacak ama yok bunların kendi namusları yoktur, zaten erkeklerin de namusları yoktur ancak kadın zarı koruduğunda bunlar namuslu olabilirler. o kadar iradesiz, o kadar zayıf, o kadar güçsüzlerdir ki kendi hayatlarına laf geçiremediklerinden başkalarına bulaşırlar.
geneleve işini halletmeye gidip namus namus naraları atar bunlar. bunların aileleri de hep eziktir mesela, bütün hırslarını bu kompleksli şahsiyetlerden almışlardır. örneğin annelerinin psikolojisini irdeleyelim biraz, malum konu anne! bunların anneleri genellikle eşlerinden dayak yiyenlerdir. sevmedikleri bir adama bir ömür katlanmak zorunda kalırlar, bu yüzden oğulları tek destekleridir ve oğulları da başka kadınları ezsin isterler ve bu doğrultuda oğullarının sırtını sıvazlayıp bir toplum düşmanı olarak yetiştirirler. yazıktır tabi ama ne yapalım olmuş kere, var böyleleri!bir de tam tersi buna benzer kızlar yetiştirenler vardır ki onlar daha vahim dedikoducu mahalle karısı salarlar piyasaya.
her şey bir tarafa; kadının saçı, kadının kıçı, kadının zarı diye bağıracağınıza içinizdeki pisliğe, tavrınızdaki rezilliğe bir bakın, görebilir misiniz?
iki anlama gelebilecek önermedir.birinci ihtimal kız evlat bekarete önem vermiyordur,ikinci ihtimal annesi....

-kızım niye böyle yapıyorsun,biz seni ne öğretmenler ne mühendisler istedi vermedik...

+merak etme anne ben hepsine verdim...

-doktora da verdin mi...?
......

eğer kastedilen şey birinci ihtimalse büyük ihtimalle anne kişisi ''doktora'' sözcüğünü meslek ismi olarak kullanmış ve büyük ihtimalle dinden imandan çıkmıştır,yok ikinci ihtimal söz konusu ise anne kişisi kızının akademik başarısını merak etmekte mamafih cinsel hayatını pek iplememektedir.
muhtemelen bakireliğini bozdurduğu şahısla evlenmemiş annedir.

(bkz: topal eşşeğin kör alıcısı durumu)
ver gitsin diyen annedir.

(bkz: ver kurtul)
(bkz: ver kizim)
(bkz: ana sutu gibi)
türk ve müslüman olmayan annedir. tüm dünyada bulunan annedir. kısıtlı bir alanla, tüm dünyayı genellemeyen annedir.
ne namuslusunuz lan.
bekaret bekaret diye g.tünü yırtıp sol frame'in içine edenlerin sahip olmadığı annedir. gerçek anne olmak bekarete önem versin vermesin, kendi görüşleriyle çatışsın çatışmasın evladını sahiplenmekten geçer. baskı kurmamaktan, tehdit etmemekten geçer. o evlat ki bir gün yaptığından pişman olsa dahi ona kucak açmaktan geçer.
gerçek anne. şimdi hiçbirimiz anne olan var mı bilmem de aramızda; oğlu ibne, kızı lezbiyen olsun onu terk edemez. bir de bu tip olaylar istenmeyen şeyler kim ister ki. herkes çocuğu mutlu olsun ister. ben hiç çocuğu ... olsun isteyen görmedim.
(bkz: bekaret onemsizdir diyen kiz/#3043363)
hakkında yazılan; "gerçek anne budur, emeğe saygı + rep " tadındaki serzenişlerinden dolayı dumurdan dumura uğradığım annedir. hepsini geçtim, nerede yaşıyoruz biz yahu? tek dişimiz bile kalmamış sandım bir an kendimizi.
ayrıca;
kızının mutlu olmasını düzüşmekle doğru orantılı olarak görecek bir anneyse bu, doğmasın o çocuk, olmasın o kadın anne, gitsin spiral falan taktırsın.
bu arada;
(bkz: anne)

edit: sevgili sözlük yazarı; ya zoruna gitti ya da annen gençlik yıllarında bekarete önem vermeyen özgür bireylerden biriydi, her ikisi de olabilir tabi. işte yaşam tarzı, işte hayat! *
hala daha sevişmeyi vermek, sevişebilen kadını da motor olarak tanımlayabilen ezik zihniyetin, seks fakirlerinin, cinsellik özürlülerin asla ve kat'a anlayamayacağı, idrak edemeyeceği annedir.

baskı uygulamayan, kendi kendisine bir birey olarak kişilik yaratabilecek ve komplekssiz insanlar yetiştiren annedir aynı zamanda.

eli öpülesidir.
(bkz: açılan başlıkla gurur duymak)*