bugün

ağlayan bebeklere anında ve olumlu ilgi ile yaklaşılırsa, kendi haline bırakılanlara oranla, büyüdüklerinde ağlamaya daha az eğilimli olduklarını göstermiştir. bebekler açıkdıkları , susadıkları , kucaklanmak istedikleri zaman , çok sıcak ve çok soğukta , korktuklarında ve üzerlerini değiştirirken ağlarlar.
ota boka ağlarlar aynen ota boka güldükleri gibi.kızamazsınız. anlayamazsınız.
(bkz: hepimiz ağlak birer bebektik)
gıcıklık olsun diye ağlayanları fazlacadır.
eğer ilk çocuk ise gazı vardır da anne babası bilmiyordur daha. Bir de gaz çıkartırlarken sahip oldukları bir yüz ifadesi vardır ki bir insan evladı gaz ancak çıkarırken bu kadar tatlı olabilir.
elinden arabanın anahtarını alınca.*
(bkz: can sıkıntısı)
nasıl ki büyükler canları sıkıldığında konuşarak ya da fiziksel hareketleri aracılığıyla saçmalayabiliyorlarsa, bebeklerin de böyle bir hakkı vardır. yalnız onlar henüz cümle kuracak yaşta olmadıklarından ve bedensel olarak tamamiyle özgürlüklerine kavuşmadıklarından ancak ağlayarak saçmalarlar.
her türlü isteğini elde etmek için kullandıkları yegane iletişim teknikleri ağlamaktır.
(bkz: otit)
bebeğin huylarına göre değişir nedenler. ama kıskandığı için ağlayan bebek kadar komiği yok. ilk doğumgünü kutlanırken, annesi bir an başka bebeği kucağına aldı diye le petit prince'den drama king'e dönüştü resmen, ağlamalar, dağılmalar böyle bir duygu sömürüsü yok. ortamın en yakışıklısı ve ilgi odağı olmak yetmiyor, anneyi de parsellemiş küçük adam.*
Ben buraya neden geldim amk.