bugün

sevgi vermenin boğucu sonuçları olduğunu öğretmiştir.
Biz bir keresinde ekmek vermiştik allaaah hayvan kapımızın önünde bekçilik yapmaya başladı. Üstüne üstlük gece olunca bizi bile sokmuyordu hayvan. Ulan biziz diyorum hırlıyordu. Sabah tanıyordu. Alzheimer dı galiba. Baktık yok arabaya koyduk uzaklaştırdık.
Sözlük erkekleri ha ha ha ha ha ha.
Sevgiyi hak ettiklerini gösterir hatta ulan ben niye bu zamana kadar iki ayaklı lara sevgi verdim ki hiç haketmiyorlar aslında dedirtendir.
insana "ula kimse sevmedi mi seni" dedirtip vicdan yaptırır.
Böylesine dostları alıp götüresin gelir ama hayat müsade etmez.
Orada iyi insanların yaşadığından emin olabilirsiniz. Şiddet ve nefret görmeyen sokak köpekleri, sevgiye ve iyiliğe misliyle karşılık verirler.
bir keresinde biraz da korkarak dağ başında bir köpeğin başını okşamıştım. sonra da aracıma atlayıp devam ettim. ama peşimi bırakmadı. bir kaç km peşimden geldi. baktım pes etmiyor durdum ve birlikte yemek yedik. elimde ne varsa onunla paylaştım. öyle güzel bir dost bulmuştum ki hiç bitmesin istedim. onun da tek istediği biraz daha benimle zaman geçirmekti. yemek, pek de umurunda değildi. sanki ben mutlu olayım diye verdiğim yiyecekleri yiyordu. ama ben oraya ait değildim! ve gitmek zorundaydım! bütün kalbimi de orada bırakarak yoluma devam ettim. hayatın bana yaşattığı unutulmaz anlardan biri benim için. söz yok! numara yok! yapmacıklık yok! çıkarcılık yok!
umarım o benden daha mutlu bir hayat sürmüştür. kalbim seninle.

yazmayı unuttum. uzun süre peşimden gelmeye devam etti. aynadan her baktığımda "tamam artık peşimi bırakır" düşünceleriyle, "ben bu köpeği de yanıma alsam acaba doğru mu yapmış olurum" düşünceleri birbirine girmişti. "artık peşimi bırak ne olur" dediğim nokta da hala aynada onu görüyordum. ciddi anlamda bir trajediye dönüşmüştü. ne yapacağımı bilmiyordum. "bu neydi böyle? neden beni takip ediyordu?" bu düşünceler ile uzun süre gittim. kalbim paramparça olana kadar sürdüm arabayı. aynada onu kaybedince kendimi o kadar kötü hissettim ki gözlerimde yaşlar ile birlikte arabayı durdurdum ve araçtan inip onu çağırmaya başladım. "gel oğlum gel neredesin?" çok sis vardı. uzun süre bekledim. başına bir şey mi geldi acaba? "ya aşağıya düştüyse?" geri dönemedim çünkü dönseydim bu sefer onu almadan oradan ayrılamazdım. hala aklımda aynı sorular var. "ben o gün yanlış mı yaptım?"
Böyle durumlarla karşılaşma olasılığımız git gide azalmaktadır.
sevginin dili yoktur ama hissiyatı vardır sözünü akıllara getirmiş köpektir. her zaman senin yanındayım diyenden, daha güven verir. başımı okşadı kesin bir şey verecek hissiyatı ile değil, ilgiye muhtaç olduğundandır. tabii ki bir şey vermenizi bekler aslında ama vereceğiniz en iyi şeyi vermişsiniz ki, peşinizden gelmiştir.
Verdiğiniz küçücük sevgiye sadakat gösteren hayvanlar... o kadar masum ve ilgiye muhtaçlar ki, insanoğlundan fazla seviyorum onları.
ben kazara göz göze gelsem peşime takılıyorlar.
hz süleyman gibi hissediyorum.
yemin ederim insanlardan çok seviyorum bu hayvanları.
ve bence çoğu insandan daha esaslı dinleyicidir sokak köpekleri.
sevin,yemek verin, destek olun.
Hüzünlendirir.

Köpek olduğunu unutup, konuşarak ciddi ciddi ikna etmeye uğraşıyorum.

Seni alamam, sana bakamam, avuçiçi kadar evim var, sıkılırsın, var git yoluna filan diyorum, yere çömelip.
Birçoğu anlıyor iyi mi?!
Usulca dinleyip, gidiyorlar.
Gözleri kalpli gülen emoji!
(bkz: başını okşamak)