bugün

sevdiğin insanın yaptığı tercihi düşündüğünde kendini koyacak yer bulamamak olur bunun adı. hakikaten kendini koyacak yer bulamıyorsun. bi onlara bakıyorsun uzaktan bi de kendine. acıyorsun çaresizliğine. sevmediği adamın değersiz olduğunu yanındakinin çok özel biri olarak hayatında yer tuttuğunu sanıyor. her şeyin merkezini kendisi sanıyor, konuşmadığı adamı bitmiş, tükenmiş ya da silinmiş addediyor. o değersizlik kendi ekseniyle ilgili. beni sevmediği için benim değerimle ilgili herhangi bi yargıda bulunması mümkün değil. hem sevilmemek çok ayrı bi meziyet. sevip de sevilmeyen insan çok çok özel bi karakter. mesele bu dünyada sevilmemek. her sevdiğimiz bizi sevseydi bugün burada bu yazıyı yazan biri, romanlar, şiirler, şairler, filmler, acılar, dramlar olmazdı. dinlere, kavimlere, peygamberlere, kitaplara ne gerek vardı o zaman? dünya ne boktan tatsız bi yer olurdu değil mi? miletos stellerinde, antik şehirlerde şarap tokuşturmaktan başka ne yapardık? ama şimdi o beni sevecek yetkinliğe ulaşamamış henüz deyip geçiyorum.
bunu karşıda ki insanın verdiği değer ve davranışları şekillendirir bence.
(bkz: okyanus büyük balık çok)
Biri gittikten sonra değerli değersiz olmanın ne mahiyeti var?

Boş yani.
Başkasını sevmek ve ya sevmemek bir insanı değersiz yapamaz ama kendini sevmiyorsan değersiz hissetmek kaçınılmazdır.