bugün
- escort fiyatlarının güncellenmesi11
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı14
- icardi1905 silik olsun kampanyası25
- karınıza range rover alır mısınız23
- evlilik13
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır17
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- kent lokantası niye bedava değil demek16
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
başka insanların başarısını kıskanıp, kendisinin neden böyle olamadığını düşünen insandır.
aslında bu konu ile ilgili en güzel açıklamayı şu metinde dile getirebiliriz.
"prof. dr. faruk beşer hocaefendi, başarının maddi sebeplerinden başka manevî sebeplerini de sıraladığı "başaranın manevî sebepleri" kitabında, kontrol altına alınmayan haset duygusunun da başarıyı önlediğine ait misaller vermiş, herkeste bulunan bu haset duygusunun kontrol altına alınması gereğine dikkatimizi çeken önemli tespitlerde bulunmuştur. hemen hepimizi ilgilendiren bu teşhis ve tespitlerden kısa bir bölüm okuyoruz:
"etrafımda nasıl kazandıklarını, ya da nasıl kaybettiklerini merak ettiğim insanlar vardır. bazıları ortanın altında bir zekaya sahiptirler. zengin olmayı gerektiren maddi bilgileri de yeterli değildir. buna rağmen allah (cc) onlara adeta "yürü ya kulum!" demiştir ve hiç ummadıkları yerlerden kazançlar elde ederler.. sebebini araştırdığınızda bunların iki özellikleriyle karşılaşırsınız:
-biri dürüstlükleri, biri de hasetten arındırılmış temiz duyguları!.
elbette başarının sebebi sadece bu iki hasletten ibaret değildir. başka maddi sebepler de gereklidir. ama o maddi sebepler olmadan da başarının ulaşılabilecek bir limiti vardır ve o temiz düşünceli dürüst insanlar, sırf bu hasetten arındırılmış temiz duygularıyla o limite kadar çıkabilmekteler.
gariptir ki, bunların karşısında zeki, gayretli, bilgili ve birikimli, hatta son derece dindar, helali haramı bilen, kimsenin hukukuna zarar vermeyen.. nice insanlar da görmüşümdür ki, zarardan zarara, iflastan iflasa gitmişlerdir.
baştan bu tür insanlar beni çok düşündürmüştür. nasıl olur, sermayeleri var, zekâ, akıl ve bilgi seviyeleri yeterli, ama buna rağmen tuttukları taş oluyor, bir türlü başarıya ulaşamıyorlar?
nihayet bu durumun en büyük sebeplerinden birinin; "duygulara hakim olamamak ya da duygu yönetimini becerememek olduğu kanaatine vardım."
unutmayın, birisinin kazanması sizi rahatsız ediyorsa, kaybetmenizin en büyük sebebini siz kendi nefsinizde oluşturuyorsunuz demektir..
burada akla şu soru takılabilir:
- haset etme duygusu öyle ya da böyle her insanın içinde vardır. başkasındaki bir varlığı gördüğünde çoğu insanın yaşadığı ilk duygu, onu kıskanıp bundan rahatsız olmasıdır!.
bu doğrudur. ama bu duygu derhal bilgi ve akıl programlarıyla kontrol altına alınırsa haset olmaktan çıkar ve en nihayet 'caiz olan' gıptaya, beğenmeye dönüşür.
işte bu noktada akıllı müslüman adam şöyle düşünmelidir:
-bu varlığı ona veren allah'tır ve allah hakimdir, yanlış iş yapmaz. sonra benden alıp ona vermiş de değildir. ona bu varlığı vermesinin mutlaka birtakım sebepleri vardır ve o sebepler işte bu sonucu doğurmuştur. benim onu kıskanmam ve onun bu varlığının olmamasını istemem allah'ın da hoşuna gitmez. çünkü bu aynı zamanda allah'ın seçimini isabetsiz bulmuş olmam anlamına gelir. öyle ise bundan rahatsız olmamalıyım, hatta buna sevinmeliyim. allah'ın hoşuna giden duygu ve tavır budur.
bunları biliyor, düşünüyor, ama yine de bu duygudan bir türlü vazgeçemiyorsa, o zaman yapacağı şey, allah'a sığınmak, çekemediği o başarılı adam için dua etmektir. nefsi başkasının elde ettiği varlığı kıskanıyorsa, aklıyla: allah'ım, ona helalinden daha fazlasını ver, diyebilmelidir, demelidir de..
allah resulü efendimiz'in (sas) şu sözleri bu açıdan çok anlamalıdır:
- "sizler kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemedikçe gerçek mümin olamazsınız!."
görebildiğim kadarıyla bu haset ve başkalarının zararına sevinme duygusu, nice kendisini akıllı sanan insanları iflasa, başarısızlığa, hatta hüsrana sürüklemiştir. bundan kurtulmak kolay değildir. ama mümkündür. bundan kurtulmadıkça da başarılı olmak mümkün değildir.
efendimiz'in sözlerini bir de böyle dünyaya bakan yönleriyle de anlamak gerekir:
-" ateş odunu nasıl yiyip bitirirse, haset de insanın başarı çalışmalarını öyle yiyip bitirir!."
demek başarının manevî sebeplerinden biri, belki de en birincisi, duygularını kontrol altına alarak başkalarının başarısına haset duymamak, tam aksine memnun olup dua etmektir ki, benzeri bir başarıya kendisi de layık hale gelmiş olsun!.
" başarının manevî sebepleri" -nun yayıncılık"
aslında bu konu ile ilgili en güzel açıklamayı şu metinde dile getirebiliriz.
"prof. dr. faruk beşer hocaefendi, başarının maddi sebeplerinden başka manevî sebeplerini de sıraladığı "başaranın manevî sebepleri" kitabında, kontrol altına alınmayan haset duygusunun da başarıyı önlediğine ait misaller vermiş, herkeste bulunan bu haset duygusunun kontrol altına alınması gereğine dikkatimizi çeken önemli tespitlerde bulunmuştur. hemen hepimizi ilgilendiren bu teşhis ve tespitlerden kısa bir bölüm okuyoruz:
"etrafımda nasıl kazandıklarını, ya da nasıl kaybettiklerini merak ettiğim insanlar vardır. bazıları ortanın altında bir zekaya sahiptirler. zengin olmayı gerektiren maddi bilgileri de yeterli değildir. buna rağmen allah (cc) onlara adeta "yürü ya kulum!" demiştir ve hiç ummadıkları yerlerden kazançlar elde ederler.. sebebini araştırdığınızda bunların iki özellikleriyle karşılaşırsınız:
-biri dürüstlükleri, biri de hasetten arındırılmış temiz duyguları!.
elbette başarının sebebi sadece bu iki hasletten ibaret değildir. başka maddi sebepler de gereklidir. ama o maddi sebepler olmadan da başarının ulaşılabilecek bir limiti vardır ve o temiz düşünceli dürüst insanlar, sırf bu hasetten arındırılmış temiz duygularıyla o limite kadar çıkabilmekteler.
gariptir ki, bunların karşısında zeki, gayretli, bilgili ve birikimli, hatta son derece dindar, helali haramı bilen, kimsenin hukukuna zarar vermeyen.. nice insanlar da görmüşümdür ki, zarardan zarara, iflastan iflasa gitmişlerdir.
baştan bu tür insanlar beni çok düşündürmüştür. nasıl olur, sermayeleri var, zekâ, akıl ve bilgi seviyeleri yeterli, ama buna rağmen tuttukları taş oluyor, bir türlü başarıya ulaşamıyorlar?
nihayet bu durumun en büyük sebeplerinden birinin; "duygulara hakim olamamak ya da duygu yönetimini becerememek olduğu kanaatine vardım."
unutmayın, birisinin kazanması sizi rahatsız ediyorsa, kaybetmenizin en büyük sebebini siz kendi nefsinizde oluşturuyorsunuz demektir..
burada akla şu soru takılabilir:
- haset etme duygusu öyle ya da böyle her insanın içinde vardır. başkasındaki bir varlığı gördüğünde çoğu insanın yaşadığı ilk duygu, onu kıskanıp bundan rahatsız olmasıdır!.
bu doğrudur. ama bu duygu derhal bilgi ve akıl programlarıyla kontrol altına alınırsa haset olmaktan çıkar ve en nihayet 'caiz olan' gıptaya, beğenmeye dönüşür.
işte bu noktada akıllı müslüman adam şöyle düşünmelidir:
-bu varlığı ona veren allah'tır ve allah hakimdir, yanlış iş yapmaz. sonra benden alıp ona vermiş de değildir. ona bu varlığı vermesinin mutlaka birtakım sebepleri vardır ve o sebepler işte bu sonucu doğurmuştur. benim onu kıskanmam ve onun bu varlığının olmamasını istemem allah'ın da hoşuna gitmez. çünkü bu aynı zamanda allah'ın seçimini isabetsiz bulmuş olmam anlamına gelir. öyle ise bundan rahatsız olmamalıyım, hatta buna sevinmeliyim. allah'ın hoşuna giden duygu ve tavır budur.
bunları biliyor, düşünüyor, ama yine de bu duygudan bir türlü vazgeçemiyorsa, o zaman yapacağı şey, allah'a sığınmak, çekemediği o başarılı adam için dua etmektir. nefsi başkasının elde ettiği varlığı kıskanıyorsa, aklıyla: allah'ım, ona helalinden daha fazlasını ver, diyebilmelidir, demelidir de..
allah resulü efendimiz'in (sas) şu sözleri bu açıdan çok anlamalıdır:
- "sizler kendiniz için istediğinizi kardeşiniz için de istemedikçe gerçek mümin olamazsınız!."
görebildiğim kadarıyla bu haset ve başkalarının zararına sevinme duygusu, nice kendisini akıllı sanan insanları iflasa, başarısızlığa, hatta hüsrana sürüklemiştir. bundan kurtulmak kolay değildir. ama mümkündür. bundan kurtulmadıkça da başarılı olmak mümkün değildir.
efendimiz'in sözlerini bir de böyle dünyaya bakan yönleriyle de anlamak gerekir:
-" ateş odunu nasıl yiyip bitirirse, haset de insanın başarı çalışmalarını öyle yiyip bitirir!."
demek başarının manevî sebeplerinden biri, belki de en birincisi, duygularını kontrol altına alarak başkalarının başarısına haset duymamak, tam aksine memnun olup dua etmektir ki, benzeri bir başarıya kendisi de layık hale gelmiş olsun!.
" başarının manevî sebepleri" -nun yayıncılık"
kıskanç, nalet, uzak duralası insandır.
burada da yazarın başarıları hakkında tüyo veren girileri eksileyen insandır. terbiyesiz.
güncel Önemli Başlıklar