bugün

iki ay öncesine kadar sözlükte trabzonspor taraftarı bulmak, samanlıkta iğne aramak gibi bir şeydi. şimdi bakıyorum her yerden mantar gibi çıkmaya sesleri yükselmeye başladı. e şimdiye kadar neredeydiniz siz? trabzon seri birkaç galibiyet elde edince mi hatırladınız takımınızı?
başarı taraftarları sizi.

işte bizimle sizin aranızdaki fark, sizin dimağlarınızın alamayacağı kadar büyük!

adam ordulu, rizeli, gümüşhaneli, zonguldaklı, bartınlı vs. tuttuğu takım trabzonspor.

muşlu, vanlı, siirtli, niğdeli, edirneli, erzurumlu vs ama tuttuğu takım galatasaray, fenerbahçe ve hatta beşiktaş.

doğduğu şehrin takımını tutanları tenzih ederek;

bursaspor'un taraftarı bursalıdır. küme düştüğünde de yanındaydık, şampiyon olduğunda da. siz futbol sevgisini başka renklerin altında ararken, biz hep yeşil beyazla yanyanaydık.

(bkz: cennetten gelen renginle cehennemi boyayacağız)
hadi karadeniz bölgesi insanının trabzonspor'u desteklemesini anlıyorum bir yerde.
lakin diyarbakır'da diyarbakırspor taraftarından çok galatasaray taraftarı var. bu ne perhiz bu ne lahana turşusu arkadaş.
ya adana'daki fenerlilere ne demeli.
senin iki güzide kulübün var. adanaspor ve adana demir. ikisi de yerlerde sürünüyor sen kalkmış fenerbahçe stadında "adana'dan sevgilerle" pankartı açıyorsun.
yok böyle bir yavşaklık...yok...
saçma düşünceler silsilesi. ozaman arabistan dışında kimse müslüman olmasın.
ülkemizin yüzde 90'lık kesimini ifade eden bir cümle.
(bkz: digiturk taraftarları)
türkiye doğumlu olup, barcelona'yı tutarsan saygı duyulur. zira adı süper ama kendi easy lig. futbol kalitesiz ya da yetersiz.

ama bu memleketten bir takım tutacaksan, kendi takımların olmalı. a şehrinde doğum b şehrinin takımını desteklersen çok af edersin sende sportif bir yavşaklık söz konusu. hal böyleyken böyle, zoruna gidenin göte gire.. diyorum ben.
futbolun türkiyede gelişememesinin sebeplerinden biridir. bir adanalı ads store'dan demirspor forması almak yerine, feneriumdan fener atkısı alırsa üç büyükler ile anadolu takımları arasında böyle ciddi maddi farklar olur.

not: adana demirsporluyum.
bir sampiyonlukla gaza gelip diger takim taraftarlarini suclamak kadar komik degildir.

ben 7 yasindayken dahi mac izleyen bir insandim. adanaspor'un süper ligde oldugu zamanlari, adana-kocaeli maclarindaki "hangisini tutacagim lan ben? babam adanali, biz o zaman adanaliyiz. ama hic gidip görmedim. annem izmitli. her sene gidiyorum oraya, cok da seviyorum. neyse, berabere kalsinlar." hezeyanlarimi hatirliyorum.

ama bursaspor ikinci ligdeyken takimin arkasinda olan bir tane taraftar hatirlamiyorum. sadece dayimin anlattigi bursa-sakarya-kocaeli kavgalarini biliyorum ki onlarda da amac takimi desteklemek falan degil. eh, bu kavgalarda da bütün bursa halki yok zaten, en fazla 100 kisilik bir grup var. peki ya simdi? sözlügün adinin uludag olmasini da firsat bilerek gaza gelen pek cok bursali, trabzon'a, baska yerde dogmasina ragmen istanbul takimi tutan yazarlara saldirmayi kendine hak biliyor.

lan siz kimsiniz? insanlar size mi soracaklar hangi takimi tutacaklarini? duisburgluyum, bremenliyim, cardiffliyim, galatasarayliyim, adanasporluyum, adana demirsporluyum, hafnarfjördurluyum, kocaeliliyim, bandirmaliyim, corlusporluyum. sana ne lan bundan, sana ne? trabzon'u da seviyorum ve destekliyorum, sana ne?

gecen sene ayni seyleri bursa icin de söylüyordum. mükemmel bir tribün ve sehir destegi, iyi bir oyun vardi. takim olarak hala cok seviyorum bursa'yi. ama taraftari bes para etmez bu takimin. bursa gibi güzel memlekette böyle kafasizlarin olmasi cok üzücü. bucaspor gibisiniz, kendinizden nefret ettirmeye, bir basari elde edince antipatiklesmeye yer ariyorsunuz.

su sözlükte tanidigim ve cok sevdigim birkac bursaspor taraftari var. onlari da kendinize benzetmeyin de ne bok yerseniz yiyin.
kendi takımını tutmaya alışmış kişilerin çekememe halidir.
kenndi joistiğiyle oynamak zorunda kalan abazan olarakta benzetme yapılabilir.
bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler efendim ,kime ne zararı var.
asil olmakla alakalıdır.
ne yani senin doğduğun yerin takımının futbol alanında bir başarısı olmayabilir.
yok mu başka spor dalı başarılı olabileceğiniz?
o yönde destek verin memleketinize ki türk sporu kazansın arkadaş.
beysar'ın dediği gibi kendi kentinin takımı başarılı değilse, süper ligde değilse tutma istanbul takımlarını...git barca'yı tut, chelsea'yi tut...
ama spora destek ver. kentinde bulunan hentbol takımına destek ol, voleybol takımı kurulmasına ön ayak ol, basketbol maçlarına git. ama sporun gelişimine katkıda bulun.
hakkaride yaşayıp damarımı kessen sarı kırmızı akar deme amına koyayım...
bak burda canlı örnek var.
asillik böyle olur;
(bkz: torul gençlerbirliği)
adamlar 5000 nüfuslu bir kasaba ama aslan gibi voleybol takımı kurmuşlar micadele ediyorlar.
bu örnekte kazanan sadece torul mu?
hayır...
kazanan türk sporudur...
ne kadar doğmasamda veya kütüğüm orda olmasada aslında gönlüm de istanbulluyum demenin bi baska yoludur.
herkes kendi şehrinin takımını tutmak zorunda olsaydı,barcelona bu barcelona madrid bu madrid olamazdı.
(#9114374)
işte büyüklük böyle bir şeydir. bursalı bebelerin anlamadığı nokta budur.
teknik olarak eziklik, teorik olarak eşşeğin zikidir.
peki ben hangi takımı tatabilirim ?

(bkz: bitlis)
(bkz: iyimiş)
diyarbakırda doğmak zorunda kalmış bir memur çocuğunun en doğal hakkı olan (bkz: takım tutma deseni).
diğer şehirlere nazaran izmir de daha çok yaşanan olaydır.göztepe,karşıyaka,altay,buca varken adamlar gidip istanbul takımlarını desteklerler.hayatları boyunca canlı maçlarını izleyemezler ama desteklerler.anlama verememişimdir yıllarca

ben mi? göztepeliyim.
isteyn istediği takımı tutar bu düşünce ancak ve ancak taraftar bulumayan köhne takımların attığı iddağdan öteye gitmez.
(bkz: şebinkarahisarspor u tutan zenci kız)
erkek adam tek takım tutar o da kimliğinde yazar arkadaş.

başka şehirli olup da istanbul takımı tutanları da taraftar olarak görmemek lazım zaten. çünkü televizyondan takım desteklenmez. sorsan hayatında kaç defa tuttuğun takımın maçına gittin diye, bir elin parmaklarını geçmez o şahsiyetlerde. oysa biz;

Sen Bana Yasak
Ben Sana Tutsak
Haftada Bir Buluşmasak
Hayat Bize Olur Azap
Senin için yanan kalpler ölene dek seni sever
Göztepe'miz Peşindeyiz
Her Maçında Seninleyiz
içimdeki Ates sönmez
Dudaklarım susmak bilmez
Her nefesimde alayına isyan bitmez!!
yaklaşık 1 ay kadar evvel iyice kafama taktığım hadise.oturdum eni konu muhasebesini yaptım.bazı sorular sordum şöyle ki;

-takım niçin tutulur?
-beni bu takıma bağlayan bağlar neler?
-kendimi ne kadar bu takıma layık görebiliyorum?

sonra cevaplarını vermeye çalıştım.birinci soru için 3 büyüklerden en iyi örnek beşiktaştı.semt takımı beşiktaş taraftarı aynı semtin insanları.onlar üçbüyüklerden birini değil kendi semt takımlarını tutuyorlar diye düşündüm.(tabi ki tüm taraftarı bu yönden bağlı değil takımlarına)diğer büyükler için söz konusu bile edemedim.

ikinci soru için takımın duruşunu,ilkelerini,bir karakterinin olmasının beni çektiğini düşündüm lakin son zamanlarda bunların da kalmadığını farkettim.

üçüncü olarak da maçlara pek gitmeyen,rast gelirse tv den izleyen biri olarak fanatikliğimin bunları karşılayamadığına karar verdim.yani ben tuttuğum takımı haketmiyordum.öte yandan tuttuğum takım için herhangi bir yaptırımım yoktu.ortalama bir taraftar için en fazla gidip tribünde bağırabilirdim ki onu da yapmıyordum.

son olarak karar verdim ki bazı şeyler doğuştan gelir.insan bunlara karar veremez.bunlara belki hangi takımı tutacağında dahil.işte olaya bu açıdan baktım ve ait olduğum ilin,bölgenin takımını tutmaya karar verdim.sonra baktım ki evet bu takım benim kıstaslarımı sonuna kadar karşılıyor.kesin kararımı verdim ve ben artık kendi şehrimin takımını destekliyorum.
mantıklı bir durum değildir.sen o tuttuğun takımın kaç kere stadına gidip maçını seyrettin yada deplasmanına gittin,bunları yapamayan ne derece taraftar olabilir.ama şehrinin takımını tuttuğunda bunların hepsini yapıp gerçek bir taraftar oluyorsun.hemde şehrine sahip çıkıyorsun.ben adana demirsporluyum bununla da gurur duyuyorum.herkese de tavsiyem istanbul sempatizanlığı değilde bu gururu yaşamaları.
illa doğduğun şehirin takımını tutulacak diye bir zorunluluk olamaz.

illa takım tutacaksın diye de bir zorunluluk olamaz.