bugün

abd nin israili kontrolde tutmak için sesini çıkarmadığı,

ya da Başbakanı kontrol edemediği için olduğu düşünülen ilginç durum.

abd , ingiltere ve israil kendisine posta koyan adamla çalışmazlar düşüncesini akla getiren durumdur.
tayyipin son oy alma yöntemidir. Tabanın desteğinin kaydığını gören tayyip kırışan milligörüş gömleğini eşi emine hanıma tekrar ütületmeye karar vermiştir. Yoksa iktidar hakimler ve savcılar yüksek kurulunu ele geçirmeden elden gidecektir. zira yazıktır tayyipe.
yok öyle bir şeydir. hadi yapsın ambargo da görelimdir.
bunca zaman ülkemizin israil yanında yer alması bizlerin gururunu kırmıştı. şimdi karşı koyan, lafını esirgemeyen bir başbakanımız var. türkiye ufak bir ülke değil. etrafında bir çok dostu olan en güçlü ülkelerden biri. laf dinleyen, sus pus bir ülke konumundan konuşunca dünyayı sallayan bir ülke pozisyonuna geçtik. bizi kendimize hep zayıf gösterdiler. gücümüzün farkına dahi varmadık. darbelerle iç savaşlarla bizleri oyalamaya çalıştılar. darbeleri dışardan amerika desteklediği için yapıldığına inandırıldık. olayın aslı öyle güçlü bir ülkeyiz ki demokrasi olmasa da, darbeci bir ülke olsak da biz olmadan ortadoğu'da avrupa'da, hazar denizi bölgesinde çarklar dönemez. her durumda yanımızda olmak zorunda kaldılar. biz ise bizi onlar yönetiyor diye inandırıldık.
(bkz: muhalefet olmak için israil sempatizanı olmak)
(bkz: akp karşıtlarının son numarası)
(bkz: akp travestilere savaş açsa olabilecekler)
şimdiye kadar hiçbir şey söylenmediğinden dolayı, söylenenlerin abartılı algılanması.
karton canavar israil den korkan ülkem insanının haksız olarak abartılı bulduğu serzenişler bütünü. Artık bölgenin abisi güçlü ve kararlı bir türkiye var. türkiye nin son 10 yılına bakarak değişimi siz de kendi gözlerinizle görebilirsiniz.
oy alma manevrası gibi görünse de aslında politikayla yakından ilgilenen herkes bilirki bu bölgede israil ve amerikayla onların istediği şekilde geçineyemeyen liderler -rejim ne olursa olsun- düşüşe geçer ve ilk seçimde devre dışı kalırlar. tayyip davosta posta koydu da ne oldu amk? oy mu topladı. adam o günden beri ne yapmöaya çalışsa bir şekilde engelleniyor ve kendisine karşı bir halk nefreti oluşturuluyor gün be gün. o günün öncesi ve sonrasına iyi bakmak lazım.
varsayalım oy alma manevrası. sonuçta oy almak için vatandaşın isteklerini yapmak gerekir. demokrasi dediğimiz; bizim dilediğimizi yapanları, yapacakları seçmemiz değil miydi? bende bunu anlamıyorum. her hareket oy alma manevrası denip kötüleniyor. zaten partiler oy almak için çalışmak zorunda değil mi? ha!pardon, halk nedir ki, istekleri önemli değil ki diyorsanız bilmem.
iki yüzlü bi durumdur. görebilenler zaten görüyor neyin ne olduğunu. israil'e oy toplamak için tepki gösterip, ömer el beşir'i kırmızı halılarla ağırlamak ne kadar doğru, ne kadar insanlık yanlısı belli oluyor.
(bkz: van minüt)
(bkz: geçiniz)
bu sebep sonuç ilişkisinde değerlendirilmesi gereken bir dalaşma yada zıtlaşmadır. israil ve arap dünyasının yaptığı savaştan bu zamana kadar abd israil'in en büyük destekçisi ve müttefiki olmuştu. fakat israil bir türlü orta doğuda egemenliğini kuramamış ve kontrolü altına alamamıştır. 11 eylül saldırısına kadar bu döngü bu şekilde devam etmişti. fakat başta abd olmak üzere diğer g8 ülkeleri bu bölgede oluşan istikrarsızlığın ve karmaşanın kendilerini tehdit eder hale geldiğini görmeye başladıkları vakit ortada bir yanlış olduğunu gördüler. abd'nin ırak girmesi bile bu bölgeye düzen getirmemiş aksine dahada bu fitili ateşlemişti. fakat bu bölgenin eski hakimi osmanlı imparatorluğunun varisi türkiye cumhuriyeti bu bölgede sözünü geçirebiliyor ve işleri yoluna koyabiliyordu. israil'e bu işi bitiremeyeceğini anlayanlar türkiye'ye yol verdiler. kimileri buna bop dediler, kimileri ise ulus devletçilik anlayışının bitmesi ile osmanlı devletinin doğal sınırlarına ilk adımı dediler. ortada bir hakimiyet sıkıntısı var bu da bu tarihini bu bölgede yazmış, aynı inanç ve değerleri paylaşan ve bütünleştirici hoşgörü kültürünü tarihinden alan bir ülke olmalıydı. arap ülkelerini tek tek incelendiğinde bu ülkelerin asla birbirlerine boyun eğmeyecekleri açıkça görülebilir. türkiye cumhuriyeti bu görevi layıkı ile yapar anlayışı dünyada egemen olmaya başlamıştı. son 2 yılda artık bir ışık yakıldı türkiye'ye karşı ve türkiye cumhuriyeti bu konumda harekete geçti. önce orta doğuda sesini daha gür çıkarmaya ve gerektiğinde posta koymaya başladı. son 1 yıl içinde bu bölge ülkeleri ile vizeleri gözden geçirdiler. çoğu ülke ile vizeler kaldırıldı. bunun ardından arap birliği platformunu revize edip daha işlevsel hale getirmek gelecektir. sonrasında türkiye cumhuriyeti'ne başkanlık sistemi ve eyalet yönetimini hayata geçirmek kalacaktır. bu sistemler uzun uzun tartışılabilir eksik yanları muhakkak olsada revize edilip kusursuz hale getirilmesi mümkündür.

bazı bölgelerde silahlar yetersiz kalır. korku bazı bölgelerde yatıştırıcı değil aksine kışkırtıcıdır. işte bu bölgelerden biridir orta doğu. orta doğuda yer alan milletler tarihle yaşıtlardır. dünyayı titretmiş çoğu süper güçler bu bölgeden çıkmış ve tarihe adlarını yazdırmışlardır. bu yüzden bu bölgede baskı ile zorba ile bir çivi bile çakılamamıştır. en güzel örneği de filistin'dir. dünya otomatik silahlara ve tanklara karşı taşla mücadele eden insanlara ilk bu bölgede şahit oldu. bizler bu bölgenin insanı olduğumuz için çok gördük ve duyduk. fakat onlar görmemişlerdi. inançları ve kültürleri için dünyada en kutsal olan yaşam haklarından gözlerini kırpmadan vazgeçebilecek insanlara karşı yapabilecekleri hiçbir şey yokken. türkiye cumhuriyeti kurtarıcı rolüne yada emanetçi rolüne sokmaya başladılar.

israil dünya için artık sıradan bir ülke ve eleştirilebilir hatta durdurulabilir bir ülkedir. artık dilediği gibi duvarları kanatırcasına tırmalayamacaklardır. bunu bilen türkiye cumhuriyeti hükumeti biraz daha baskı kurmaya ve aşağılamaya çalışıyor. tabi buda popülist bir yaklaşım olsada soğuk savaş stratejisi gibi bir şey.

türkiye'de mevcut düzenin devamı için abd bir sene içinde tüm pkk'yı dağdan indirecektir. bu şekilde mevcut tbmm dağılımının değişmesine izin vermeyecektir. sonrasında türkiye zor bir göreve başlayacaktır. fakat başta belirtiğim gibi bazılarına göre bu bop başkanlığı bazılarına göre ulus devlet anlayışının çökmesi ile osmanlının eski egemenliğine kavuşmasıdır.

edit: öngörüden ibarettir.
başbakanın en güzel taktiklerinden birisidir.
(bkz: tribune oynamak)
birde turban cozumu vardı sahi ne oldu ona?
srailin dizilerimize bile müdahale edecek yetkiyi kendisinde görmesinden ileri gelmektedir.

illa ki bize bir etkisi olacaktır , ama millet olarak dizleri üstüne yaşamaktansa ayakta ölmeyi yeğlediğimiz için israil istediği psikolojik etkinliği elde edemeyecektir.

tabii ki bunda abd'nin ortadoğuda "rüzgar taktiğinin işe yaramaması" , israille estirdiği fırtına sonrası ortadoğuda "şapkasına sarılan adam" etkisi görülmesi sonucu , türkiye'yi ileri sürüp "güneş taktiği" ile şapkasını kendi isteğiyle bir kenara bırakan bir ortadoğu görmeyi istemesi etkili olabilir.

fakat neden "artık" bizim de kendi planlarımız olmasın ? bunu akp bazında değil de , "perde arkasındaki güçler" bazında incelemek özellikle daha geniş bir bakış açısı kazandıracaktır diye düşünüyorum...zira bunca oyuna rağmen ayakta kalması , türk ve islam dünyasının da karşı taraftaki "piramit çalışanları" kadar olmasa da "gizli bir ajandaya" sahip olduğunu gösteriyor.belki de ben böyle inanmak istiyorum...

karşılıklı bir savaş sözkonusu...

davosta tepki veriyoruz , beklentinin aksine yerel seçimlerde iktidar oy kaybediyor.

mısırda başbakan açıklama yapıyor "israil bizim hava sahamızı kullanırsa deprem etkisi yaratırız" diyoruz , ardından reşadiye de 8 asker şehit oluyor "one minute" içerisinde.

kozmik odaya baskın düzenlenen hakime "8" kurşun gönderiliyor...

1 mart tezkeresini geçirmiyoruz , askerimizin başına çuval geçiriliyor.bu olay üzerine film yapan kurtlar vadisi dizisi abd tarafından kötüleniyor...fotoğraflarla sabit olan işkenceler reddediliyor.aynı dizi ekibi 28 şubat sürecini ve ergenekonu kötüler nitelikte yayın yapmaya başladıktan sonra ara vermek zorunda kalıyor ve daha sonra sanki taraf değiştiriyor.yine aynı ekip gladio isimli bir film yapıyor , fakat gariptir filmin içeriği sadece fragmanda işlenen sözlerle sınırlı kalıyor...

ergenekon sürecini desteklediği söylenen küresel sermayenin sembol ülkesi ingilterenin vatandaşı bir avukat ergenekon sürecini baltayacak derecede açıklamalar yapıyor yurtdışında...adeta ergenekonun avukatlığın üstleniyor.

hatırlarsınız , amerikada bir enstitü de türkiye de patlama yapılırsa ne olur konusu tartışılıyor , sonra ankarada ankarayı hava uçuracak kadar etkiye sahip bomba yüklü araç bulunuyor."ankara" , parti bazında değil , devlet bazında iktidarın sembolü...

abdülhamit henüz tahttayken ,27 nisan da taksim'de ittihatçılar "irtica geliyor , vatan elden gidiyor" demişlerdi ve ardından iktidarı ele geçirmişlerdi.yüzyıl sonra yine bir 27 nisan günü ahmet necdet sezer taksim'de kışlada "irtica geliyor , vatan elden gidiyor" manasına gelen sözler ediyor.fakat tarihin aksine bu kez iktidar el değiştirmiyor , devrilmek istenen iktidarın cumhurbaşkanı adayı açıklanıyor...

cfr'nin lideri henry kissenger'a benzetilen bir dışişleri bakanı iş başına geliyor , ardından proaktif bir dış politika sergileniyor...

kosova'nın kuruluşunda etkili olduğu iddia edilen muhsin yazıcıoğlu kosova bağımsızlığını ilan ettikten çok da geçmeden bir helikopter kazasında ölüyor...

dtp kapatılırken , akp'nin kapatılma davasının esas adamı savcı -yasa itibariyle- yine başrölde , fakat en çok tepki çeken emine ayna hakkında tek bir iddia yok...

şamil tayyar'a hemen ceza kesen yargı , osman baydemir konusunda aynı hıza sahip olamıyor...

göreve gelir gelmez ergenekon sanıklarını ziyarete giden bir genelkurmayabaşkanı başa geliyor.darbe iddialarının odağı haline gelen deniz kuvvetlerine bağlı bir gemide "mesajımı aldınız mı" diyerek ,direkt olarak yargıyı ve medyayı uyarıyor...aynı genelkurmay başkanı israil'le aramızdaki uçak tartışmasında bir hayli sessiz , başkesen tavrından eser yok...

akp'yi , israildeki aşırı sağcı iktidarı ve abd'deki demokratları da aşan bir savaş sözkonusu dünya çapında velhasıl...küresel sermayedarlar ve ulus devlet savunucuları diyalektikle aynı senteze hizmet ediyor , "piramit" "new world order" a doğru hızlıca ilerliyor derken ; sanki başka bir "sancak" devreye girdi , eğer öyle değilse vay halimize...
-keees! olmuyor başbakanım. yine sırıttınız. daha kızgın ifade. daha kızgın!! videoyu bu akşam göndereceğiz daha çekemedik. montajı var daha.
+ (bkz: ay gülerim ben)
sömürü anlayışına dayalı büyük ortadoğu projesinin eş başkanı olup aynı zamanda da ezilen halkları savunmaya çalışması komiktir, iki yüzlülüğün alasıdır.
hakli bir tespittir. israil'e karsi olumsuz bir tavir alinmamali.
sırf muhalefet etme uğruna, israili savunur nitelikte entry giren yazarlarımız kişiliklerini sorgulamalıdırlar.

(bkz: israile alkış)
(bkz: hepimiz yahudiyiz)
(bkz: oha lan)
israil'den bu kadar korkan ya da yahudi olduklarından şüphelendiğim yazarları eshefle kınadığım hadise. israil dediğiniz lanetli millet, girdiği her coğrafya'da ve ülke'de bozgunculuk çıkartmıştır ve çıkartmaktadır. bu lanet milletin gene lanet ülkesi'ne dünya üzerinde birleşmiş milletler dahil hiç kimse karşı duramamaktadır. 2 tane adam var bu lanetlilere laf söyleyen. birisi hugo chavez birisi de erdoğandır. ha hugo chavez, gazze saldırıları yüzünden israil büyükelçi'sini ülkesinden kovmuştur da erdoğan bu kadar ileri gitmemiştir o ayrı. ancak başbakanın çoğu hareketi tasvip etmeyen bir adam bile, sadece bu haretine destek vermelidir. hatta az bile yapıyor. bakın şimdi de büyükelçi'mizi aşağıladılar. bu lanet millete hakettiği lanetlik duygusunu tattırmadıkça, yarın sizin de toprağınızda domates ekerler haberiniz olsun dediğim olaylar silsilesi.
kabartma tozu fazla kaçtığındandır.

biz de abarttık ama biz kekini (k)abarttık.

(bkz: it dalaşı)
seçim yaklaşıyor, akp oyları düşüşte.
ee lazım ali cengiz oyunları.
başbakan ve temsil ettiği siyasi görüşün, arkasındaki kitlenin israil ile devam eden bir sorununun olduğuna işaret eder.
neyi abartmadı ki.abartmasa şaşrdım yeni bir taktik geliştriyor olmalı.