bugün

partizan değilim. önyargısız olarak baştan sona okumanızı tavsiye ediyorum.

bu başlığın amacı, artılarıyla eksileriyle başbakanı anlamaya çalışmaktadır.

gündem konularından giriyorum.

1) ++++++başbakan neden "en az 3" dedi?
hepimiz biliyoruz ki, nüfüsu çok olan ülke gelişmiş ülke değildir. yani nüfus çokluğuna bakarak ülkenin gelişmişliğini anlayamazsınız.
peki başbakan neden "en az 3" dedi? çünkü yeni dünya düzeni gereği türklerin nüfusunu kısıtlamaya çalışıyorlar. doğuda kürtler 10 ar çocuk yaparken biz burada 1-2 çocuk yapıyoruz. birkaç yıl sonra kürtler azınlık olmayacak. çoğunluk olacak. dış güçler bizim iç işlerimize daha kolay karışabilecek.devletimizi korumak istiyor.
1) ------"en az 3" sözünün eksi taraflarını da söyleyelim efendim. millet kendini doyuramazken 3 çocuk da neymiş?

[asıl amaç nüfusu çoğaltmak değil, dış devletlerin nüfus faktörü sayesinde iç işlerimize karışmasını önlemekti. fakat başbakan adam gibi maaş vermediği insanlardan en az 3 çocuğa bakmasını istiyor. peh.

2) ++++++başbakan neden kürtajı yasaklattı?
yukarıdakiyle aynı sebeplerden ötürü. nüfusumuzu çoğunlukta tutmak için. dış devletlerin azınlıkları kullanarak iç işlerimize karışmaması için böyle bir kanun çıkatmak istiyor.
2) ------kürtajı yasaklamanın eksi tarafları: kürtaj yasağı türk nüfusunu artırmaya yönelik bir adımdır. fakat özgürlüğü kısıtlamaktır bu. hem ilk birkaç hafta çoğu din alimlerince kürtaj yasak değil.

3) ++++++"tecavüz edilirseniz doğurun devlet bakar" ne demek bu?
"yeter ki doğurun yeter ki nüfusumuz artsın yeter ki türk halkı ileride azınlık kalmasın." demek istiyor başbakan.
3) ------ ama böylelikle yetimhanelerdeki çocuk sayısı artacak. ileride türkiyede suç oranı yükselecek. ayrıca tecavüz edilenin duyguları ne olacak. ya da aile baskısı?

4) ++++++"sezaryen değil normal doğum yaptın" dedi başbakan. ve türk halkını normal doğuma teşvik etti. neden?
çünkü sezaryen le en fazla 2 doğum yapılıyor. 3 ve 3 ten sonrası tehlikeli demektir bu. dolayısıyla bir aile en fazla 2 çocuk sahibi oluyor. bu da nüfusumuzun artışını engelleyecek. yeni dünya düzeni, ve dış devletlerin oyunudur elbette bu.

şaka gibi geliyor belki ama yıllar önce ağzımıza damlatılan o aşılar insanları kısırlaştırıyordu. hatırladınız mı çocukken? acı acı damlalar?

yazdıklarımı buraya kadar okuduysanız teşekkür ediyorum. açıkça görülüyor ki başbakan bir şeyler için çabalıyor.

açıkça dış güçlere karşı gelemiyor (göt yemez. alıverirler aşağıya) ama üstü kapalı bir şekilde diğer devletlerin hain planlarını bozmamızı istiyor.

ama bu isteklerini türk halkına zorla yaptırmaya çalışıyor. yanlış yapıyor. halkı isyan ettiriyor. kaş yapıyım dış devletlerin oyunlarını bozuyum derken göz çıkartıyor.
anlamadığın vakit başına gelecekleri düşünmekten kendini alamamaktır.
bu kadar stres ve gürültünün arasında yurt dışı seyahat biraz iyi gelir.

anlıyoruz onu o bizim başbakanımız.

geziden döndükten sonra görmek istediği gibi ortalık durulmayacak sevgili başbakanım.

sen bizim biricik başbakanımız sın. o koltuğun büyük değeri ve önemi var ülkemizde.

biz bizden büyüklere bizi yönetenlere saygı duyduğu ve bizi kolladığı sürece biat etmiş

bir toplumun çocuklarıyız.

geri geldiğinde ortalık durulmayacak sen ki israil i dize getirmiş ve özür dilettirmişsin.

sen ki suriye li muhaliflere açık çek vermişsin ve oranın başbakanı "türkiye ye gitmeyin

orası güvenli değil" dedirtmişsin.

sen ki dün tatlılıkla "inatsızca" halledebileceğin bir olayı bir karnavala çevirip

sempati kazanabilecekken şimdi de işçileri ve kendi tabanım dediğin bir kısım

liberallerden tepki görmüşsün.

o meydanlarda anneler, evlatlar, müslümanlar, beş vakit namaz kılanlar, inanlar,

inanmayanlar, bu ülkenin ulusalcıları, milliyetçileri ve bu ülkeyi bir ülke yapan tüm

değerleri orada ve verdikleri vergiler ile gözlerine, ciğerlerine gaz sıkılıyor ve en

sonunda yaralama ile geçiştirilen olayı "ölüm" ile sonuçlandırdın.

başbakanım diyoruz sana çünkü sen öldürenin de ölenin de başbakanısın. o koltukta eğreti

de otursan şimdilik oralardasın.

bugün varsın yarın yoksun. ancak bir adnan menderes gibi adını çamurdan harfler ile

yazdırıyorsun türkiye tarihine.

kuranda zulm ile alakali tahmini 125 ayet geçiyor belki denk düşer okunur bir kaç tanesi:

22:48 - zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket halkı vardı ki, sonunda onları yakalayıvermiştim. dönüş ancak banadır.

2:165 - insanlardan kimi de allah'tan başka şeyleri o'na eş tutuyorlar da onları, allah'ı sever gibi seviyorlar. oysa iman edenlerin allah sevgisi daha kuvvetlidir. o zulmedenler, azabı görecekleri zaman bütün kuvvetin allah'a ait olduğunu ve allah'ın azabının gerçekten çok şiddetli bulunduğunu keşke anlasalardı.

3:182 - "bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır". allah kullar(ın)a asla zulmetmez.

4:30 - kim, zulüm ve tecavüz yolu ile bu yasakları işlerse, yakında onu cehennem ateşine atacağız. onu ateşe atmak da allah'a pek kolaydır.

4:148 - allah, zulme uğrayanların dışında, çirkin sözün açıkça söylenmesinden hoşlanmaz. allah her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla bilendir.

10:44 - şurası kesindir ki allah, insanlara zerre kadar zulmetmez. ne var ki, insanlar kendi kendilerine zulmedip duruyorlar.
gurur ve kibirden bolca nemalanmayı gerektirir. sonrası gelir...
Çocuk yapın demesinin nedeni hem kürtler hem de avrupa nüfusunun giderek yaşlanması ve ileride çalışacak işçi nüfusunun azalacak olmasıdır. Bu nedenle aynı hataya bizim ülkemizin de düşmemesi için böyle birşey istemiş olması muhtemeldir . Yani mantikli düşünürsek adami anlarız her konuda.
Beyinsizlerin başaramadığı iştir akıl ister tabii.
güncel Önemli Başlıklar