bugün

kardeşleri bir birine karıştırmakta üstüne yoktur bunların.

- sen sürekli altına sıçandın diil mi?
- yok hala, o ablamdı, iyileşti o, çocuk doktoruna filan götürmüşler.
- he şimdi hatırlatım, sen bi kere Ankara' ya Topal Hüseyingillerin düğününe gelmiştin de bizim bahçede koparmadık çiçek bırakmamıştın de mi?
- yok hala ben hiç Ankara' ya gitmedim, hatta o düğün sırasında ben doğmamıştım.
- ulan sen birkaç bayram önce elimi öperken yüzüğümü aşırmamış mıydın ?
- ya yok be hala, o kemal abim, evlendi o Belçika' da.
- allah allah sen kimsin o zaman velet ?, şu çantanın içinde romatizma haplarım var ver bakalım onları!
- halaa ! bunlardan bi avuç yutarsan ağrı çabuk geçiyomuş diyolar! sen onları iç vur kafayı yat! ben soyadımı değiştirip gelicem, akşam görüşürüz ya da görüşemeyiz kim bilir?
kapi acilir, dramtatatam iceri girer, salon bir oda dolusu akraba tarafindan isgal edilmistir.

anne: kizim bi gir hatirlarini sor ayip olur.
d: iyi de anne...
(iceri girilir)
d: merhaba ihsan eniste *, nasilsiniz?
ihsan eniste:.....(bos bos bakmaktadir)
d:eee...
ihsan eniste: (karisinin kendisini durtup bir seyler fisildamasiyla) dramtatatam?!
d: mutlu musun anne?

(bkz: akrabalari bayramdan bayrama gormek)
mümkünse hiç görmek istemediğin akrabalardır.
çok uzak olanların büyük kısmının kadınları çiçekli entari giyer ve ter kokar, erkekleri ise göbeklidir ve sigara kokar.
-kalkıp oynamıyonmu lan deyus eskiden oynardın
*ben oynamazdım sen oynatırmışsın ben küçücükken hatta bi kere beni düşürmüştünde..
-yav tamam hükmü açma bunları .bak halay bitiyor ha.lafa tuttun bizi halayda bitti
*aha ..dans müziği çaldı dans edekmi_?
-halen şakacısın haa..
*sen beni son gördüğünde ben konuşamıyodum ki..
-düşün işte o kadar komiktin
*bide benim artık çüküm kalkıyo

*sen eskiden beni görünce kucagıma atlardın ha zilli.
-şeker felan mı getiriyodun_?
*heye kızım
-şimdi ne getirdin
*bilezik
-hadi yaa.saol
*ama geline.sende evlen sanada takalım
-bana takıyolar zaten.
*pıhtı o nası söz_?
-konuyu sen açtın walla
önce baba tarafı sonra anne tarafı derken gün biter. bayramın bayram olduğunu ikinci gün anlarsın. ilk gün zoraki gülümsemeler, 1000 kişiyi öpmeler, berhudar olmalar, falanlar filanlar bööö gelir. ama yinede güzeldir bayramlar...
düğünlerde zaten işim olmaz.
zaten sadece düğün ve bayramlarda görülüyosa cok fazla görülmek istenen akraba değildirler.
devamlı ne kadar büyüdüğümüzü değiştiğimizi söyleyen sokakta bizi görse tanımayacağını iddaa eden kişilerdir.
düğüne gitmeden önce görmek istenmeyen, ama düğünden sonra "iyi görmüşüm" denilen insanlardır.
telefonu para yazacak diye ödü patlayan ve hiç aramayan, eğlence söz konusu olunca ışık hızıyla yanınıza intikal eden akrabalardır. kuru kalabalıktır bunlar. b.k gibi parası olsa da takı falan da takmaz. pişmiş kelle gibi sırıtarak, kazık gibi oturmaya gelmiştir. birinci dereceden akraba bile olsa, "genç akrabam var. çocuk okuyor. gençtir, eline kontör parası sıkıştırayım." demez asla. elbette mecbur değildir. ama karşısındaki insan da, onun sahte sevgi gösterilerine kanacak kadar eşek değildir.