bugün

26 ağustos'ta 1918'de halep'e ulaşan mustafa kemal, filistin'in nablus kentindeki karargahına gitmek üzere güneye doğru yola çıktı. liman von sanders anılarında "gelibolu savaşından çok iyi tanıdığım bu yetenekli general, ordunun sayıca azaltıldığını ve askerlerin çok yorgun olduğunu görünce aldatıldığını anladı. enver ona doğru olmayan rakamlarla son derece iyimser bir tablo çizmişti. " diye yazar.

mustafa kemal 11 eylülde istanbul'daki doktoru rasim ferit talay'a gönderdiği mektupta izlenimlerini daha ayrıntılı olarak anlatıyordu:

".... nablus'a geldim. suriye'yi baştan başa bir daha etüde ettim, muharebe hatlarını baştan başa gezdim. suriye umumiyetle şayan-ı merhamet bir hale gelmiştir. vali yok, kumandan yok, ingiliz propagandası çok, ingiliz teşkilat-ı hafiyesi her tarafta faaliyette, ahali hükümetten nefret ediyor. bir an evvel ingilizlerin gelmesini bekliyor. düşman kıtaatça vesaitçe kuvvetli, biz onun karşında pamuk ipliği.".

pamuk ipliği 8 gün sonra bir daha bağlanamayacak şekilde koparıldı.

andrew mango, atatürk. sayfa: 218.

--spoiler--
(...)

***

nablus'da allenby'in güçleri ve mustafa kemal'in yedinci ordusu arasında hiç bir engel kalmadığı zaman mustafa kemal, ingiliz güçleriyle savaşmak için yeterli sayıda askerinin olmadığına karar verdi. demiryolu da bloke edildiği için yedinci ordu'nun tek kaçış yolu doğuya uzanıyor, nablus-beisan yolu boyunca uzanan ürdün vadisinden geçiyordu.

20-21 eylül gecesi yedinci ordu nablus'u boşaltmaya başladı. yedinci ordu ürdün'ün batısında kalan son türk kuvvetleriydi. aynı gece chetwode'in 20. ordusu geri çekilirken yedinci orduyu yakalama şansı ele geçirdi, fakat yedinci ordunun artçı birlikleri bu saldırıyı engelledi ve düşmanın ilerlemesini oyaladı. 21 eylül günü bir ingiliz uçağı tarafından yedinci ordunun nehrin batısında ilerleyişi tespit edildi. bundan sonra raf uçakları geri çekilen türkleri bombalamaya başladılar. saldırıda bir yürüyüş kolu(kıta) tamamen yok oldu. bombardıman uçaklarının bombardımanları ve makineli tüfekli uçakların hücum dalgaları türklerin üzerinden her 3 dakikada bir geçmesine ve operasyonun 5 saate uzamasına karşın yedinci ordu 60 dakikada darmadağın oldu. bütün nakliye, top ve ağır teçhizatlar terkedilmiş veya imha edilmişti. bir çok türk öldürülmüş, canlı kalanlar ise basıl boş kalmış ve dağılmışlardı. yok edilen kıtadan geriye kalan(çoğunluğunu cesetlerin oluşturduğu) enkazın uzunluğu 6 mil( "8 kilometre" ) kadardı. lawrence daha sonra "raf(kraliyet hava kuvvetleri) 4 kişi, türkler bir ordu kaybettiler" yazacaktı.

***

devam eden dört gün boyunca dördüncü suvari birliği ve avusralyalı süvari birdliği cizrel vadisindeki sayıca epey fazla olan dağılmış ve demoralize olmuş türk askerlerine saldırdı. bu saldırıdan da geriye sağ kalanlar deraa'dan geçerek kaçmaya çalışırlarken şehirdeki araplar tarafından saldırıya uğradılar ve ele geçirildiler. bir kaç türk ve alman uçağı deraa'ya operasyon düzenleyip düzensiz arap milislerini dağıtmaya uğraşırken araplar demiryoluna ve şehir dışındaki birliklerle bağlantısı kalmayan türk müfrezesine saldırdılar. bunlar olup biterken bir yandan da lawrence'in isteği üzerine ingiliz uçakları geçici üslerinden kalkarak 22 ve 23 eylül günü deraa'daki hava alanını bombaladılar ve böylece hava alanı kullanılamaz hale geldi.

liman von sanders ürdün ve galilee denizi etrafındaki(golan tepeleri civarı) yarmuk nehri boyunca uzanan hattı tutmak ve ordunun korunmasız kalan gerisini korumak için bir müfreze sürmeyi denediyse de avusturalyalı hafif süvari birliğinin hücumuyla 26 eylül günü bu savunma hattı da kırıldı ve samakh bu kuvvetler tarafından ele geçirldi.

***
http://belgelerlegercekta...-kacti-ingiliz-ajan-2.gif
Şam’dan Halep’e çekilme, 30 Eylül–26 Ekim 1918. KAYNAK: Genelkurmay ATASE Başkanlığı, Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, cild 4, Klasör 2, Sina-Filistin Cephesi, Kroki 62.
***

bundan sonra allenby atlı birliklerine ürdün'ü geçmelerini ve amman, deraa ve damascus(şam)'ı ele geçirmeleri için emir verdi. bu sıralarda (hintlilerden oluşan) hint üçüncü piyade birliği beyrut kıyısı boyunca kuzeye ve hint yedinci ordusu da türk savunma hattının en geri kısmı olan, türk ordusunun kamplarının ve ikmal istasyonlarının konumlandığı baalbek ve bekaa vadisi boyunca ilerlemeye devam etti.

22 eylül'de türklerin dördüncü ordusu amman'dan giderek yükselen bir kargaşa ve düzensizlikle geri çekilmeye başladılar. türkler geri çekilirken general edward chaytor'un birlikleri ürdün'ü geçti. anzac süvari birliği de 26 eylül'de amman'ı ele geçirdi. ma'an'daki türk birlikleri geri çekilme yollarının tıkanması üzerine, arapların yapacakları katliamdan korkarak ingilizlere teslim oldular.

bu sırada dördüncü süvari birliği arap güçlerine bırakılan deraa'ya ilerledi ve sonra damascus'da(şam) buluşmak için kuzeye yöneldi. geri çekilen türkler arap kasabalarından geçerlerken katliamlara ve gaddarca eylemlere maruz kaldılar. araplar saldırdıkları hiç bir ordudan esir almadılar. aralarında bazı alman ve avusturyalıların da bulunduğu koca türk tugay'ı 27 eylül günü tafas yakınlarında tek bir kişi kalmadan araplar tarafından katledildi. cemal paşa bu katliamdan kılpayı kendini kurtardı. araplar ertesi günde benzer katliamlar yaptılar ve bu iki savaşta bir kaç yüz kişilik kayba karşılık yaklaşık 5000 türk'ü kestiler.

ingiliz beşinci süvari birliği ve avustralyalı süvari birliği golan tepeleri üzerinden doğrudan damascus(şam)'a yöneldiler. 29 eylül'de damascus'(şam)un kuzey ve kuzeybatı çıkışlarını kapatmadan önce benat yakup, kuneitra, sasa ve katana'da çatışmalara girdiler. 30 eylül günü avustralyalılar şehrin kuzeyini çevirdi ve barada boğazından geri çekilmeye çalışan türk birliklerini yakaladılar. ertesi gün damascus(şam) düştü. cemal paşa cephe direnişi yapamadan kaçmayı başardı.

bu operasyon 75.000 türk askerinin teslim olmasıyla sonuçlandı.

bu yazı kelimesi kelimesi wikipedia'dan çevrilmiştir. (bkz: http://en.wikipedia.org/wiki/battle_of_megiddo)
--spoiler--
arapların ihanetini, ordunun başkomutanı liman von sanders'in doğudan saldırı beklediğinden doğuyu kuvvetlendirdikten sonra batıya olan saldırı sonucu batı savunmasının çökmesiyle orduyu bıraktığını yani kısaca orduyu sikip bıraktığını bilmeyenlerin ya da bilmek istemeyenlerin. m. kemal'e bok atmak istediği savaş.

onu bunu bırakın da sizin o çok sevdiğiniz, ümmetiniz olan arapların tamamı osmanlı'yı sırtından vurdu. buna yorumunuz yok mu?

şunu bi okuyun da gerçekleri görün; http://tr.wikipedia.org/w...Megiddo_Muharebesi_(1918)
(#10081712) no lu entry nin konusu olan savastir.
Resmi tarihin 2 dalda oscar aldigi savas.

En iyi oyuncu ve en iyi senaryo odulleri...
karalamaya gerek yok mustafa kemal 7. kol ordunun komutanı olarak atanmıştır. söz konusu cephedeki 3 kol ordudan birinin komutunıdır zaten. genel komuta ise çanakkale savaşlarında bildiğimiz limon von sanders'te dir. kendisi mustafa kemali dinlemeyip 3 kol ordudan birini kaptırınca görevini mustafa kemal'e devrederek ülkesine kaç.. dönmüştür.o zaman moral olsun diye mustafa kemal e "fahri yaveri hazreti şehriyarı" ünavanı bizzat padişah tarafından verilmiştir. Mustafa kemal de düşmekte olan bircepheyi tutmuş, ingilizlerin anadolu içlerinden ülkeyi istila etmesini engellemiştir. aynı zamanda bir kısım silah ve muhimmatın urfa antep gibi yörelerde saklanmasını emretmiştir. kendi cephesinin düşmesi durumunda halkın ingilizleri durdurması için örgütleyecek belli kişileri bölgeye yollamıştır. daha sonra söz konusu önlemler antep ve urfa halkının fransızlara direnmesinde temel rol oynayacaklardır.

edit: megiddo savaşını liman von sanders yapmıştır. benim anlattıklarım nablus savaşı ve sonrasıyla alakalıdır. ama genel olarak aynı sürecin elamanlarıdır.
Birinci dünya savaşının son cephesi. Almanlar yenildi diye bizde yenildi sayıldık yalanını desteklemek adına bizden gizlenen savaş.
Atatürkün notlarından bildiğim kadarıyla cephe komutanı Liman von Sanders idi. Kendisi Nablus meydan savaşına kadar görevini yapmış daha sonra görevini Mustafa Kemal Paşaya devretmişti. Özet olarak Mustafa Kemal Halep'in 4 km dışındaki katma'ya kadar çekilmiş burada mevzilenerek düşman birliklerinin Anadoluya sızmasını engelemişti.

Ayrıca ingilizler ilk kez yarım paletli tankları burada kullandılar.
bu savaşta müttefiklere general allenby komuta etmiştir, lawrence ın cephe gerisi çalışmaları da bir hayli etkili olmuştur.

yıldırım orduları ise üç ordudan oluşmaktaydı, merkezde yedinci ordu ile mustafa kemal, sağda sekizinci ordu ile cevad ve solda dördüncü ordu ile mersinli cemal paşalar.

sonucunda ingilizler kendilerine tüm suriye yi açan kesin ve hızlı bir zafer elde etmişlerdir.
Bu savaşları kendini yırtarcasına bir gayret ile örnek gösterip bakın araplar hain diye yırtınanlar, antakya veya halep araplarından neden bahsetmezler?

Kurtuluş savaşı sırasında para toplayıp kuvayı milliye yetkililerine gönderen mısır'lılar arap değilmiydi kuzum? Peki tamam aynı hassasiyeti neden yunanistan'a gelince göstermiyorsun? yada ingiliz ve fransıza?

Bize kendi topraklarımızda soykırım yapan yunan değilmiydi? Onlar türkleri kesmedi mi, kıymadı mı, ihanet etmedi mi? Ama şimdi onu görünce komşu diye el sallıyorsun. Madem hain o zaman herkes hain.

Peki içimizdeki farklı etnik grupları kışkırtanlar ingilizler ve fransızlar değil miydi? Ama onlar batılı değil mi onlar yapabilir onlara serbest. Ama üç beş tane çapulcu arap klabilesinin desteği bütün araplara maal edilmeli. çünkü biz hep arap düşmanı olmalıyız. çünkü böyle medeni oluruz değil mi?