televizyon olan biteni kisa ve öz hatta yalap salap anlatir. ama kitap öyle değildir. kitap ayrintili ve teferuatli anlatir. gerçi kitapdan bilgi almak her babayiğitin harci değildir. mesela yüz kisiden hepsine sorarim burhan altintop kimdir diye. yüzde yüzü dogru cevabi bilir. ama diyelim ki jaroslav haşek kimdir diye sorunca anca hik mik belki en fazla 10 kişi bilir. simdi jaroslav hasek benim ne bokuma yarar diyeceksin. bende derim ki sana '' ey dörtbasi mamur evrende bir toz zerresi kadar kiymeti olmayan hamşo, ögren ki su kaz kafan hiç olmazsa carcurdan temizlensin, mal geldin mal gidiyorsun bari hiç olmazsa bir şeyler ögren'' derim. ondan sonra kalayi basarim efendice ''merak etmessen merak edilmezsin efendi cünkü su gök kubbede bir hoş seda birakmanin yolu budur , anladin mi cacik efendi''

işleri ne ögrenecek tabiki esek sipalari.

burasi sözlüktür arkadas.
sık sık evhanimlarina kullandigim kelimeler birligi. sabah ve ogle programlarindaki doktorlardan profesorlerden daha da doktor oluyorlar kendileri.