bugün

(bkz: öğretilmiş çaresizlik)
"bana kimse bakmaz" bir sığınma cümlesidir efenim. Elbette her kurtlu fasulyenin kör alıcısı çıkar.

En leş ailelerin beş para etmez çocukları evlendi pırlanta gibi insanlarla. Gördü yani bu gözler. O yüzden, kimse tatlı canını üzmesin. Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. Harama bulaşmadan devam kanka ..
yaşlanınca bana kimse bakmaz diye çocuk falan yapma sakın. huzurevine git orada bakarlar.
Bana bakmadılar zaten.

Yaş 31. Kaldık göt gibi geçmiş olsun.
Sana kimse bakmazsa sende kendi beyninde kendi dünyanı kur arkadaşım . Tıpkı bir roman yazar gibi . Dostoyevski beyaz geceler isimli kısa bir roman yazdı. Oradaki erkek roman kahramanının üç dört gün süren bir aşk macerası anlatılır. Belkide aşk hikayesi demeliyim daha saygın olur böylesi. Işte benim için o hayali kahramanın yaşadığı o aşk yaşadığım aşklardan demiyorum dikkat et belkide şahsi varlığımdan daha gerçektir.
Dostoyevski nin yaşadığı aşk maceralarını bilmiyoruz bilsekte önemsiz ve değersiz geliyor bize . Fakat onun yarattığı o kahraman ve o kısa aşk öyküsü bize ne kadar gerçek ne kadar ulu geliyor. Âdeta bir insan anlatısı, kültür mirası gibi.
Işte bunları yazmamın sebebi sana kimse bakmıyorsa dostum , öyle bir hikaye yarat ki hangi araçlarla olursa olsun , kalemle mi bilekle mi. Bir insan anlatısı olsun ve herkes ona sen yokken bile aşık olsun .
belki de bu düşünce sebebiyle kimsenin bakmadığı kişidir.
35 yaşından sonra saçları ağarmış, sıkıcı, göbekli birinin sarf edebileceği cümle. şu sıralar bunu söylüyorum ve uzun bacaklı güzel kadınların fotoğraflarına iç geçirerek bakıyorum.
banada kimse bakmıyordu kızlar reddediyordu. şimdi dullar , ev de kalmışlar sıraya giriyor.

şimdi de ben onlara bakmıyorum. efendi iyisin diye reddetmiyeceklerdi.