bugün

1912, Giresun.
Giresun uşakları, Balkan Harbi'ne katılmak için yola çıkıyor.
görsel
görsel

Balkan Harbi'ndeki bozgundan sonra, istanbul'dan alevler içindeki Rumeli'ye bakış.

23 Kasım 1912'de Fransız L'Illustration mecmuasında yayınlanmıştır.
görsel
görsel

''Keşke Yunan gelseydi; inancımızı daha rahat yaşardık.'' diyenlere. Balkan Harbi devam ederken çizilmiş bir karikatür. Yunan askeri bir Türk'ü tutuyor, Bulgar askeri ise Türk'ün fesinin üzerine Haç çiziyor. Daha gelmeden Haç'ı çizmişler. Selanik'i kaybettiğimiz işgalden hemen sonra S. Begg tarafından çizilmiş ve I. London'da yayımlanmış. Yani bu karikatür çizilmeden 21 gün önce 9 Kasım 1912'de Hasan Tahsin Paşa, 26 bin Osmanlı askerini tek bir kurşun atmadan Yunanlara teslim edip Selanik Protokolü'nü imzalamıştı. O günden sonra Selanik, Osmanlı toprağı ve bir Müslüman yurdu olmaktan çıktı. Bunun haberini alan Atatürk'ün, ''Ah Selanik, seni bir daha Türk olarak görebilecek miyim?'' deyip ağladığını aktarır, arkadaşı Ali Fuat Cebesoy. Balkan Harbi'nden sonra Balkanlar'da nasıl bir Türk katliam ve soykırıma girişildiği malumdur. Hatta 1922 yılında Mustafa Kemal Paşa'nın yabancı bir gazeteci ile yaptığı mülakatta, gazetecinin Kemal Paşa'ya, ''Bu bölgede, yapılan infaz ve idamlardan sonra Türk kaldığına inanıyor musunuz?'' şeklinde alçakça bir soru sorduğunu da belirtmek isterim. Velhasıl, ''Keşke Yunan gelseydi.'' demek; Helen anayasasına ne derece dayanılmaz arzularla bağlı kalınmak istendiğinin ve ''Yaşanılmak istenen inanç''ın aslında islamiyet olmadığının bir dışavurumudur.

-Ertürk Özel-
görsel

Giresun uşakları, Balkan Harbi'ne katılmak için yola çıkıyor, Giresun, 1912.
Balkan Harbi 1912-1913.
https://www.youtube.com/p...hQJ4I_4njU-0mYYVmz0vnivff
içimizde kanayan yaradır.
https://www.youtube.com/watch?v=KvEo6hIm9ho
Balkan Harbi öncesi italyanlarla savaşta olan Osmanlı için bütün şartlar aleyhineydi. Ne var ki, ittihat ve Terakki mensupları bu şartlarda savaş yanlısı bir tutum izlemişlerdi. Bu amaç doğrultusunda da 7 Ekim 1912’de Darülfünun öğrencilerini örgütleyerek Babıâli önünde, kayıtlara Balkan Harbi Mitingi olarak geçecek olan büyük bir gösteri düzenlemişlerdir.

Bu gelişmeler karşısında 1877–1878 Türk-Rus Harbinin kahramanı Gazi Ahmed Muhtar Paşa ve oğlu Mahmud Muhtar Paşa dışarı çıkarak göstericilerle konuşurlar.
Gazi Ahmed Muhtar Paşa, galeyana gelen öğrencilere ülkenin içinde bulunduğu mevcut durumu anlatarak onları ikna etmeye çalışır. O esnada göstericileri temsilen Aka Gündüz, Sadrazam Gazi Ahmed Muhtar Paşa’nın karşısına çıkıp:

Gazi Paşa Hazretleri! Siz bize mazinin hikâyelerinden bahsettiniz, müsaade ediniz ki, ben de size bu sabah milletin başında bir yıldırım gibi patlayan, ayakları altında bir uçurum gibi açılan bu günün feryadını arz edeyim. Biz, söylediğiniz mazide levs ve zulmet görüyoruz, karanlık hikâyelerinizin ortasında bir ışık var ki, şimdi hepimizin ruhunu tenvir etti, o da yalnız bahs buyurduğunuz (Gazilik)tir, gaziliğinizdir. Sade bu kelime münevver, diğerleri muzlimdir. Fakat cidden büyük iseniz haydi beraber, paşa hazretleri, bu yıldırımlar altında, şu uçurumların ortasında çıkıp bir daha gazi olunuz ve millet mukadderatını bir muhterem gazi mürebbisinin eline tevdi etmekle bahtiyar olsun! Paşa Korkuyok, hak var! Hak içinde kuvvet var. işte karşınızdaki bu milletin dimağı gençler, şu vatanın nigehban-ı millet ve asker. Büyük ve milli unvanlar inhisar götürmez Paşa hazretleri! işte hepimiz de istiyoruz ki, dün nasıl gazi oldunuz ise bizler de bugün gazi olacağız. Hatt daha büyüklük istiyoruz: Şahaddet.

şeklinde ateşli ve etkileyici bir konuşma yapmıştır.
Gazi Ahmed Muhtar Paşanın göstericilerin bu isteklerini:

Harp denilen şeyi biz biliriz. Laf ile söylendiği gibi kolay değildir. Harpten hem yenen hem yenilen zarar görür. işte bunun içindir ki, en kuvvetli devletler bile harbe girmek için çok düşünmeye mecburdurlar. Her halde harbin iyi tarafı olduğu gibi pek fena tarafı da vardır. Hesapsız işe de girişilmez.Bu da sizin bileceğiniz şey değildir.

şeklinde cevaplamıştır.
osmanlı devletinin 700 yıllık tarihinde askeri anlamda en rezil olduğu savaştır. öyleki devlet daha önce yenilse bile gücünün yettiği kadar direnmiş, sivil türk kaybını en aza indirmek için geri çekilmeden önce yerleşimleri boşaltmıştır. balkan harbinde ise ordu sivil halktan önce geri kaçmış * birçok türkün soykırıma uğramasına sebep olmuştur.
sol listedeki başlıkların genelini (-12) gördükten sonra rahatlatıcı sayılabilecek bir başlıktır. azınlık dahî olsa, cinsel organından ötesini düşünebilen insanların olduğunu düşündürür.

yanlış hatırlamıyorsam ege adalarını öncesinde italya'ya emanet ettiğimiz savaşlardır. emanet derken, geri almadık tabii, onun yerine geldik çok renkli entryler girdik, hem adayı da ne yapacağız ki zaten? dimi ama?
*balkan harbi ha nerelrdesina bi sen, kaç gündür.
-Oğlum iş-güç, tez yazıyoruz kolay mı?
*Balkan Harbi ha, kolay mı tez yazmak?
-Bilmem daha başlamadım!
*iyi be! O zaman, bir ara zor diyeceksin diye korkdum...
-...
tarihin akışını değiştiren önemli savaşlardır. bir bakıma birinci dünya savaşının provası. özetlemek gerekirse; birinci ve ikinci balkan harbi diye ikiye ayrılır. hazırsak başlayalım.

birinci balkan savaşı;

sebepleri:

1) fransız ihtilali sonucu yayılan milliyetçilik akımı.
2) rusya'nın sıcak denizlere inme politikası.

rusya'nın temel amacı sıcak denizlere inmekti. bu amaçla; rusya balkanlar’da panslavizm politikasını takip etti. sırbistan, bulgaristan, karadağ ve yunanistan'ın aralarında bir antlaşma yapmasını sağladı.

balkan devletleri, osmanlı devleti'nin makedonya'da yenilik yapmaması gerekçesiyle savaşı başlattılar. ilk saldıran ülke karadağ'dı.

sonuçları;

1) osmanlı devleti savaşı kaybetmiştir. çünkü; askerlerinin bir bölümünün terhis edilmiş ve ordu komutanları arasında siyasi görüş ayrılıklarının olması.
2) edirne ve kırklareli kaybedilmiştir.
3) arnavutluk bağımsızlığını kazanmıştır. ( balkanlarda bağımsızlığını kazanan son devlettir ).
4) büyük devletlerin araya girmesiyle yeni balkan haritasını belirlemek amacıyla londra konferansı toplanmıştır. (aralık 1912 ) alınan kararlara göre; midye - enez hattının batısı, balkan devletlerine bırakıldı. ege adaları, yunanistan'a bırakıldı.

ikinci balkan savaşı;

sebepleri;

birinci balkan savaşı’ndan sonra balkan devletleri arasında yapılan paylaşımda en büyük payı bulgaristan'ın alması üzerine balkan devletleri aralarında savaş başladı. savaşa katılan devletler: bulgaristan, yunanistan, karadağ, sırbistan ve romanya’dır (romanya, bulgaristan'dan pay almak için katılmıştır. )

bu durumdan yararlanan osmanlı devleti midye - enez hattını aşarak kırklareli ve edirne'yi geri aldı.

sonuçları;

1) bulgaristan yenildi ve toprak kaybetti.
2) osmanlı devleti, kırklareli ve edirne'yi geri aldı.
3) osmanlı devleti ile bulgaristan istanbul antlaşması’nı yaptı. (1913)
4) osmanlı devleti ile yunanistan atina antlaşması’nı yaptı. (1913)
5) balkan devletleri bulgaristan ile bükreş antlaşması’nı yaptı. (1913)

osmanlı devleti balkan savaşlarından sonra; arnavutluk’u, makedonya'yı, batı trakya'yı, ege denizindeki adaları bırakmak zorunda kaldı.

türklerin avrupa kıtasındaki varlığı doğu trakya ile sınırlı kaldı. bu olaylardan sonra ittihat ve terakki partisi orduda yenilikler yaptı. almanya'dan getirilen subaylarla osmanlı - alman yakınlaşması biraz daha artmıştır.
(bkz: birinci balkan savasi)
(bkz: ikinci balkan savasi)
güncel Önemli Başlıklar