bugün

öğrencilik dönemlerinin en keyifli ve pratik yiyeceklerinden birisidir.

girersin bakkala, camlı buzdolabında salam, kaşar, kavurma gibi can çektiren şeyler durur, çoğu dandik markalar olsa da; aynı ekmek arasını evde yapsan o bakkaldakinden aldığın tadı alamazsın.

"usta, yap oradan yarım ekmek arası salam kaşar" dersin. bir de yanına kola.

tezgahında o hazırlamaya başlar ve izlersin iç çekerek. ekmeği alır camlı dolaptan, ikiye böler ve bir anda mis gibi ekmek kokusu kaplar etrafı, sonra bir bıçak darbesi ile içini açar, ince ince salamları keser, kaşarı da koyar içine. sarar ucundan bir eski gazeteye. verir sana, ödersin,çıkarsın dışarı, oturursun bir kenara ve başlarsın kemirmeye.

vay be, bundan ala ziyafet mi olur ?
yanına birde ayran, ardından birde çay koyarsınız değme keyfine.
bakkala anne özlemiyle " anne karnım acıktı ekmek arası yapar mısın " denmesinin ardından bakkalın meme uzatmasıyla sonlanıcak eylem.
güneşli bir havada okulu kıran 4 arkadaş olarak gidilip 4 ekmek arası alınır ve ucuza gelsin diye alınan cam şişede litrelik kolayla içilip son lokma ve son yudum denk getirildikten sonra öküz gibi geğirme yarışı yapılırsa dünyanın en keyifle yapılan işleri sıralamasında zirveye oynar.
bakkalın sana yarım ekmeği hazırlamadan, senden önceki müşteriye aynı eller ile para üstü verdiğini

gördüğün halde gözmezden gelerek siparişi vermektir.

pis ve mikroplu herseyin güzel ve lezzetli olmasıdır.
mahalle maçlarından sonra olur genelde.

bok vardı büyüdük di mi?
şu geçtiğimiz dönem boyunca yurda çok yakın olan bakkaldan karnımız acıktıkça söylediğimiz ekmek arası sucuktur. gecenin bir vakti onu mideye indirirdik sonra çoğu kız gibi vicdan yapardık.
yerken hiç bitmesi istenmeyen dünyanın en iyi lezzetlerinden.