bugün

kadınların birbirine karşı ne kadar kıskanç olduğunun göstergesidir bu. kadın dediğin öyle pis bir mahluktur ki erkeklere yaranmak için hemcinslerini bir kalemde satıverirler. kuyularını kazarlar. eski türk filmlerinde ve kitaplarında da bu gerçeği rahatlıkla fark edebilirsiniz. örneğin iki yakın arkadaşın bir kız için araları bozulabilir ama bozulması neredeyse tüm bir kitabın, filmin konusudur. o derece önemli bir mevzudur. fakat iki yakın arkadaşın bir erkek için birbirine düşmesi o kadar sıradandır ki bir filmde alelade bir olaymış gibi geçer. zira kızlar zaten birbirlerine default olarak rakiptir ve hatta düşmandır.

gelelim bizim konumuza. arkadaşlar biraz uzattığımı fark ettim. burayı kısa kesicem çünkü okumuyorsunuz zaten. kendi değer yargısına göre "aşk için sevişen" kızın yaptığı iştir bu başlıkta bahsettiğim. güya aşk için sevişince dünyanın en kutsal eylemi olup bitiveren bu iğrenç eylem dürüstçe, anlaşarak, doğrudan para karşılığında yapıldığı zaman iğrenç oluyor. failini de dünyanın en iğrenç insanı yapıveriyor. de sekter get laa! keriz miyiz? yer miyiz biz bunları?

hatalıysam ara.
bakire olmamakla, fahişe olmayı bir tutan beyin ezmesi tespitidir.
(bkz: beyin ezmesi)
21. yüzyılda hala bunu "gönül rızasıyla ilişki kurma özgürlüğü" argümanıyla savunanlar oldukça kutsanmaya devam edecektir. sanki fahişe gönül rızasıyla ilişki kurmuyor. ille de mayış için, sigorta için, araba için mi ilişki kurulur?
insan olmadığı halde insanı ilgilendiren konulara yorum yapmak gibi bir dangalaklıktır kanımca.
anlam verilemeyen durumdur.
Ayıp amk.