bugün

yalnızlık allah'a mahsustur derler, o yüzden yalnız kalamaz insan, bazen de yalnız kalmayayım diye iki kişilik yalnızlıklara mahkum oluruz, işte bu da iki kişilik yalnızlıkların hikayesidir.

sağlam bir dala tutunayım derken hiçbir dala tutunamamanın verdiği acı büyüktür kalplerde, iki gemi bir limana yanaşır, ikisi de birbirine liman olmaya çalışır ama gemilerin kolları yoktur ki birbirlerini saramazlar, işte öyle bir şey...
bir limandan diğer limana savrulursun yalnızlığını da yanına alarak, ne tutsak ne de özgür olabilir artık aşkın sıcaklığına alışkın bir yürek. Eğer içinde böyle bir yürek taşıyorsan iflah olmaz bir yola girmişsin demektir, artık hiçbir aşk doyuramaz o yüreği, hiçbir ulvi ateş dolduramaz, yakamaz yüreğini...

yalnızlık allaha hastır dedim ya, sıradan güzelliklerle dolu bir ilişki seni doyuramaz hale geldiğinde artık yaşamının düzene girmesi gerektiğini anlarsın işte. Lakin o bakir ruhtan eser yoktur içinde ve bakir bir ruh avı çoğunlukla hüsranla sonuçlanır ve sen yine iki kişilik yalnızlıklar derneğine takılmaya devam edersin.
(bkz: ruh bozucu)
(bkz: matroska)