bugün

yurdum insanına en anlamsız gelen sözdür. zira her yer çocuk dolu. artık o çocuk sesleri insana neşe yerine keder vermeye başlıyor. hani bazı insanlar hayatlarının bazı dönemlerinde karamsar olurlar. bende çocuklu oluyorum. etrafımda çocuklar oluyo. nereye gitsem çocuk. bir değil beş değil bitmiyorlar. arının çiçeğe gitmesi gibi hepsi bana geliyor. hayır sevimli bir abi de değilim ki ona rağmen seviyorlarda. hayır dövemiyorum da bir de.

zaten bu cümleyi büyük ihtimalle 43 çocuk yapan amcalar teyzeler yanlış anlamış. yani tüm sorun odur bence. bakılabilecek derken gözle görülebilecek anlamında anlamışlar. yoksa yuh yani.
türklerin pek beceremediği durumdur.
(bkz: bir stres giderme yontemi olarak cocuk yapmak).
akla ''bill gates 1000 tane çocuk yapsın o zaman'' sözünü getiren cümledir.bakmak önemli değil ilgilenmekte lazım önermesiyle çürütülen önermedir.
bakip odaklanilan alani dolduracak kadar cocuk yapmaktir.

bu da gorus mesafesine gore degisen bir sayidir.

yani soyle oluyor;
insanlarda binokular gorus acisi (y=120) derecedir.
maksimum gorus uzakligina r dersek gorus alanimizi verecek olan formul budur;
a = [pi*(r^2)*y] / 360
(pi=3)
a = r^2 * 3 * 120 / 360

izlenecek alanin tamamisu formulden hesaplanir;
a = r^2

bir cocugun izdusum alani yaklasik 40 cm^2 yani 0.004 m^2 ise;

bakilabilecek kadar cocuk sayisini veren formul budur;
__________________

n = (r^2)/(0.004)
__________________*
sonuc olarak; ne kadar uzagi gorebiliyorsaniz o kadar cocuga bakabilirsiniz.

ornegin 50 metreyi net bir sekilde gorebiliyorsaniz;
(50 * 50) / 0.004 = 625 000 cocuga rahatlikla bakabilirsiniz.

not: bu formulu sinav sirasinda salonu/amfiyi/sinifi gozetleyen kisinin sizi gorme olasiligini hesaplamada da kullanacagiz.

edit: karakter kodlamasi.
en makul olan çocuk yapma stratejisidir.
türkiyede hala algılanamamış önermedir.
çocuk yapımına ezelden karşıyım zaten ben.
yapmayın efendim çocuk mocuk. bir hayatı mahvediyorsun başta. bir mi dedim pardon. ayarı kaçıranlar 11lik takım düzüp ,göğe erdiriyorlar biyerlerini.
bu dünyaya çocuk getirilmez efendim.getireninde yaptığı bencillikten başka bir halt değildir.
En başta Türkiye'nin başbakanının insanlar kendine bakamıyorken üç çocuk yapın demesi ile yıkılan kavramdır.
başbakana karşı çıkmaktır. adam en az 3 diyor siz ne diyorsunuz ya tey allahım. asgari ücret bile alıyorsan en az 3 tane yapacaksın işte. bi dinlemediler şu adamı.
Ülkemizde algılanmıştır ama şu şekilde algılanmıştır.
Bir koltuğa oturacaksın, çocukları 5m ötede yan yana karşına dizeceksin. başını oynatmadan gözlerini çevirerek sıranın başını ve sonunu görebiliyorsan bakabileceğin kadar çocuk yapmışsındır.
nüfusuyla gurur duyan toplumumuzun hiç sevmediği şeydir. işsiz, beş parasız, damı akan gecekonduda da yaşansa da askerden gelindi mi evlenilir. evinde buzdolabı bile olmasa da ilk 10 yılda 5 tane çocuk yaparsın. bir de kabahati tanrının üzerine yıkmak vardır ki en öküzcesi de odur. "allah rızkıyla bir verir" mantığı sonucu doğan biri olarak söyleyebilirim ki allah veriyor olabilir ama bu durum sizin, hayatınızın yarısını öküz gibi bir yaşamanıza mani olmuyor. hatta tamamını bile aynı şekilde yaşayabiliyorsunuz.
bana sorarsanız 2'yi geçmemek.iklim sorunları yüzünden dünyanın yaşanılıcak bir yer olmaktan çıktığı gerçektir.hiç yapmayın daha iyi çocuk esirgeme kurumundan çocuk evlat edinin daha iyi.
(bkz: kime göre neye göre)
yoksulluk sınırının 2400 TL olduğu türkiyenin %60 ının yapmamak olarak belirlemesi gereken eylem.
bir öğretmenin velileri için dilediği en büyük temenni. nasıl mı? örnek verrelim:

problemli öğrenci hakkında görüşmek için veliyi çağırırısın veli bir gelir bir tane karnında, birininde elinden tutmuş. konuştukça anlarsın ki çocuklar çok da umrunda değil kadıncağızın kadın kaymakamlığın vereceği yardımın peşinde. 6 çocuk 7. yolda okuma yazma bilmiyor önerdiğin tüm çözümlere ben bilmem herif bilir diyor. öğretmene de dua etmekten, temennilerde bulunmaktan başka çare kalmıyor.
herkes bakılabilecek kadar çocuk mantığını kendini göre yorumladığı için, amacına ulaşamamış kavramdır.

sokaktaki bir adama bu sence nedir diye sorarsanız, besleyebileceğim kadar çocuk diyebilir. bir başkasına sorarsanız, ilgilenebileceğim kadar yapmam doğrudur diyebilir. bazıları da bakabileceği kadar değil de, direkt yapabileceğim kadar çocuk derler.

kimilerinin de hiçbiri umrunda değildir; amaçları çocuk yapmak bile değildir, sadece ilişkiye girmektir. prezervatif kavramına uzak oldukları için de her sene bir çocuk katılır nüfusa. bazılarının da 10 tane kız çocuğu vardır, 11. belki erkek olur diye denerler de denerler.
bakabilecek durumda olanların az çocuk yapması ve bakamayacak durumda olanların da çok çocuk yapması ile dengeleri alt üst etmiş olan, bir çeşit türk yaşam biçimidir.
dünyada emsaline rastlanmaz. *
http://1.bp.blogspot.com/...nU/qC4Jhxa0XwA/s400/4.jpg
herkes bakabileceği kadar çocuk yapma fikrindeyse,bakılamayan bunca çocuğu kim yapmış sorunsalını arkasından sürükleyen fikirdir.

bakmak derken de duyu organı işlevinden bahsetmiyoruz ayrıca.
başbakan keşke, en az 3 çocuk yapın diyeceğine bunu söyleyip halkı bilinçlendirse daha akıllıca olur...