bugün

dersinden 1almayı başardığım deu iibf hocasıdır. hocam nasıl oldu o iş? bide hakkınızda komünist diyolar ama pek inandırıcı değil. ankaralı komünistler olarak şikayetçiyiz. swh
adamın dibidir. derslerini çok takip edemedim ama öğrencilere andaval muamelesi yapması süper.5 sene önceydi üni 1 de dersimize giriyordu. kızın biri hocam ben anlamadaaammm dedi. hoca baktı buna. akşam anlatırım dedi... içimden dedim adamsın. zaten kızlara tahammülü yok bir de fok balığı gibi konuşanlar sırtında geziyor resmen...

bir de rivayet şudur ki bir gün eshota binmek için bekliyor. (eshot izmirin iett si) otobüs geliyor kapı açılacakken arkadan bir öğrenci yanalıyor. hocam 48 le bıraktınız değdi mi diyor... hoca da bana bişey değmedi sana değdi mi diyor ve otobüse biniyor. şoföre de bu çocuk değdirmek istiyormuş alma otobüse diyor...

rivayet tabi. ama hocayı tanısanız banko doğrudur dersiniz.
ilk defa bu sene matematik dersi görmeye başlayan deü iibf kamu yönetimi bölümünün derslerine giren yrd.doç. daha ilk derste nasıl bir dönemin bizi beklediğini göstermiştir.Derste telefonla uğraşan öğrenci için derste telefonla sevişmeyin.burası çiftleşmek için uygun bir yer değil deyip kopartmıştır.
iibf'de ekonometri okuyan ve başarılı sayılabilecek 4 arkadaşımın dersinden kaldığını öğrendiğim hocadır. Enteresan kişiliktir. Mühendislik derslerine girmemesi sevindiricidir.
Bir keresinde dersinde kitap okuyordum. Telefonla oynadıgımı sanıp kükremişti. Ama sonra anlayınca bir sey demedi. Anlatmaya devam etti dersi. Ayrıca soru sorunca cevaplar. Ama genellikle sormaya korkarlar. iyi bir hoca, bence tek amacı sert gorunup ogrencıyı sımartmamak, araya mesafe koymak.
kendi hakkında düşünülenleri sözlüklerden bizzat kontrol eden hocadır.
suyuna gidildiğinde iyi yüzünü gösterebilir. ama göstermeyebilir de. olay sizin elinizde.

mesela geçen gün dersine geç kalıp, hocam acaba yoklamayı tekrar açar mısınız deme cesaretinde bulunmuştum. sayın taylan gayet de sempatik bi cevapla açmıştı.
(bkz: gerçekler acıdır)
2010 yaz okulu zamanında , anlattığı mat1 dersinde , hava yaklaşık 40derece iken tebeşiri tahtaya fırlatıp, bu kadar paraya bu kadar ders diyerek dönemki yönetimi fena halde taşlamıştır. ayrıca kahverengi kağıdı zarfa koymamızı talep etmiştir, biz zaten öyle kullanacaktık ancak çabalarımız yine yetersiz kaldı. ayrıca bu kişiyi pek sevmez. (bkz: recep tayyip erdoğan)
vizeden 37 almış öğrenciye finalden 50 alırsan cb düşer diyen hocadır. normal şartlarda öğrenci bu notla kalacaktır. ilginçtir.
bu kadar gıcık olmasının imkansız olduğu, kesinlikle ve kesinlikle rol yaptığına inandığım, sınıfta yaptığı salak esprilere millet nasıl gülüyor diyede merak ettiğim şahsiyetimsi
yaz okulunda ilk dersde şu sözleri sarfetmiştir..

..Bakın sınıfta cep telefonuyla konusanı görürsem çok kötü şeyler söylerim. beni bi kısmınız az çok tanır. çoğunuz da ekşisözlük ten, uludagsozlukten, deusozlukten, itüsözlükten okumuşsunuzdur hakkımda yazılanları. ne kadar kötü bir adam olduğumu ve kızlardan nasıl sevmediğimi. bağsur kontrolünü falan. eğer ben ders anlatırken telefonla uğraşan birini görürsem onu bişeyler derim, burda ki kızlar için kötü olur. sonra da 2 sene giremez bu sınıfa utancından....

gerçekten üniversite hocalarından duyduğum en şaşırtıcı konuşmalardan biriydi. ama ders anlatmasına çok da kötü diyemem. sadece birazcık daha bilen öğrenciye yönelik, hızlı ve yüzeysel bir anlatımı olduğunu söyleyebilirim.
en çok kullandığı laflardan biri :

kız öğrenciyi sevmem burda okur gider evlenir evinin kadını olur bizim de o kadar dil dökmemiz boşa gider bide üstüne bi kişilik kontenjanı boş yere kapatır. ama erkek öğrenci iyidir.adamdır daha ne olsun...

bide vizeden önce kopya çekmeye niyetinde olabilecek öğrencilere göz dağı verme amaçlı şöle bişey demiştir :

(uzuuuuunn bi nutuktan sonra)...bakın eğer öyle birşey yapma düşüncenizi bile sezersem inanın odaya alırım, ki siz benimle odaya girmenin kötü bişey olacağını çok iyi bilirsiniz, odaya aldığım her kişiye basur kontrolü yaparım iyice emin olana kadar kontrol ederim. ben garantici adamımdır öyle bir hastalığa yakalanmadığınızdan emin olmak isterim...

(bkz: höh be hocam çüş) * *
okula başladığım ilk gününün ilk dersinin hocası...

ilk gün zaten kimse kimseyi tanımıyor, gurbetten üniversite okumaya gelmişim, yurtta o gece salak bi çöm şakasına kurban gitmişim, korkuyorum, bi yandan da seviniyorum; ama sevinemiyorum. "bu ne lan böyle okul, böyle bina mı olur?" diyorum. derken d bilmem ne anfisine girdik. anfide pencere yok gibi bişey! anfinin kürsüsünün arkasında ne idüğü belli olmayan bi kapı... içeri şişmanca ciddi bi adam girer... o sırada bizim sınıfın kızları yeni tanışıyo, yazık kızın biri orda gülüverdi... sen misin o gülen?!? "bu sınıfta bi daha son gülüşünüz olur! atarım!" (tempo: unakıtan babanın "babalar gibi satarım!" ama yüz ifadesi çok sert...) hoca devam ediyor: (tempo: yavaş) "bu sınıfta ben espri yaparım, ben gülerim, siz gülemezsiniz! atarım, gereği neyse yaparım!" birbirini daha sonra tanıyacak arkadaşlar birbirine "nooluyo lan?" dercesine bakınır... hoca devam eder: "geçen yıl salak bi kız aynı böyle gülüyordu, yüzüne karşı birşeyler söyledim. hala daha gülüyordu, sonra dışarı çıktı, kendini tuvalete kapatmış ağlıyordu!" "allah allah!" diyorum içimden, " şimdi ayvayı yedik..." sonra "aileniz olmasa benim gözümde pul kadar bile değeriniz yok. ben sevilmem bu okulda öğrenciler tarafından. siz de sevmeyeceksiniz, sevmenizi de beklemiyorum zaten! zaten ben de sizi sevmiyorum!" diyen, beni benden eden, ilk yıl okuldan nefret etme sürecinde etkin rol oynamış hocam, hocamız... herşeye rağmen garip bi şekilde saygı ve sevgi duyguları beslerim kendilerine. dördüncü sınıfa geldim, hala matematik alıyorum. derslerine hiçbir zaman konsantre olamadım. bize baktığı zaman ondan korkuyorum, ben bile... bu yüzden hiçbir sezon derslerine düzenli devam edemedim ama bu yıl son sınıftır... (bkz: joseph joseph) son sınıfta hakkaten öğrenci bırakmayan hocadır. (bkz: temenni etmek)

bi keresinde okulun önünden 670'e bi keresinde de 514'e bindiğini gördüm. o zaman daha bi saygı duydum kendisine nedense...
daha ilk dersinde öğrenci milletini sevmediğini alenen söyleyip sizi dumur eden,öğrencilerini sürekli aşağılayan,yrd.doç. olmuş ama ne yazık ki insanlıktan nasibini alamamış öğretim görevlisi.
birinci sinifların matematik dersine giren hoca. daha ilk gün gittiğinizde sizden nefret ediyorum, sizi sevmiyorum siz de beni sevmeyin diye bağırmaya başlar nolduğunuzu anlayamazsınız. her gün new york times okur 3 sene önce yurtdışından gelmiştir bu yüzden olsa gerek kendini pek birşey sanar. karısı esin taylan da aynı okulda hukuk derslerine girmektedir. bahattin taylan'ın derste anlattıklarını anlamanız imkansızdır anca yazarsınız yazdıklarınızı evde okumaya ve anlamaya çalışırsınız. her sene sınıfın yarısından çoğu matematikten kalır ve bahattin taylan bundan büyük mutluluk duyar.
dersi anlatsa belki bişeyler yapabileceğimizi umut ettiğimiz, dersi anlatamıyor dahi diyemediğimiz*, anlatılmaz yaşanır dedikleri türden hoca.