bugün

ailelerin içi kapalı kutudur.
Babasıyla kim ne yaşamış, nereden bileyim? Hayıflamam ama hep derim, "boşver babandır, saygıyı sevgiyi eksik etme"

Tabii ki elde ne babalar var. Söylemesi dile kolay.

(bkz: Ben hayatta en çok babamı sevdim)
Nefret ederim. Hiç tanımadım. Oda beni aramadı en son 35 sene önce gördüm.
pek haz etmem kendisinden.
Eskiden sevmezdim. 3 daire, 1 dükkan ve 1 bahçe verince en sevdiğim insan oldu.
Bunun için çok sağlam nedenlerim var inanın ki ama sevmiyor değilim sadece bir şey hissetmiyorum sanırım.
Tabi dünyanın başka bir yerinde benden uzakta yaşadığını bilmek iyi bir şey.
Ara sıra düşünmeden edemiyorum "öldüğü zaman ne bahane bulsam da cenazeye katılmasam" diye.
Ölmesini istiyor muyum ? Hayır. Ölürse üzülür müyüm ? Dünya hiç bir şey kaybetmez aksine kazanır.
Sevildiğinizi hissetmiyorsanız sevmemek gayet olağandır.
Bende sevmiyordum vaktiyle, az bir zaman sonra ölecek. Yoklugunun zor olacagina inanıyorum.
burada kritik nokta şu: baba, baba gibi mi? eğer cevap evetse, sonuç başlıktaki gibi olmayacaktır.
Hani kucukken annem babam boşanmiş olsa annemi seçerdim herhalde.
ben de sevmiyorum. bana yaptıkları umurumda değil anama çok çektirdi bu orospunun evladı. o yüzden asla affetmeyeceğim onu. gebersin mezarına gidersem tüm sözlük toplanıp beni siksin!
sevmemek olamaz ama belki duygusuzluk hissizlik olabilir ki o da çocuğun babasıyla arasındaki ilişkisine bağlıdır.
ama ne olursa olsun insan -sevse de sevmese de- babasını kaybedince özlüyor.
öldükten bir kaç yıl sonra mezarına gidildiğinde anlaşılır sevilip sevilmediği.
Peçeteden doğan insan davranışıdır.
Çok basit. Hayatı da çok kolaylaştırıyor.
baba vasfina sahip olmayan bi adamı sevmemektir, zira her insan sever, sevmek ister babasini. baba baba olmayınca vay efendim saygıdır vay efendim haktır bilmemnedir cok yavan kalıyor.
erkeklerle ilişkiye giriyorsa gayet mümkümdür .
en başta eğer çocukluğunuzda eziyetleri çoksa içinizde bir daha oluşmayacak olan şeydir.

hayatın en güzel anlarından biri olan üniversite mezuniyetinde bile ağlatabiliyorsa içinizde oluşamayan şeydir.

kendisi en ufak hastalık belirtisinde hastaneye giderken (hatta özele bile giderken) sizi hastaneye göndermeyip kulağınızın tekinin işitme kaybına neden oluyorsa içinizde oluşamayan şeydir.

birine borç verip verdiğiniz parayı o şahıstan alıp size söylemeden üstüne yatıyorsa sonra birde utanmdan duygu sömürüsü yapıp size özür dillettiriyorsa * içinizde oluşmayan şeydir.

bir dediği diğerini tutmuyorsa sadece lafta kalan samimiyetsiz biriyse içinizde oluşmayan şeydir.

üzerinizde hakkı vardır ama malesef herşey bakmak değil. sanki sadece ama sadece ilerde yaşlanınca kendisine baktırmak için dünyaya getirilmiş olarak yada sanki köylerdeki gibi etinden sütünden faydalanmak için yetiştirilen koyun gibi hissediyor insan kendisini.
6 yaşındaki çocuk eline makası alır ve yeni alınan koltukları kesmeye başlar.
Babası eve gelir, çocuğu görür; elinde makas ve koltuklar paramparça.
Babası deliye döner ve çocuğun ellerini bir sandalyeye bağlar, sabaha kadar öylece bırakır....
Sabah olduğunda çocuğun elleri mosmor ve kangren olmuş.
Hastahaneye giderler, çocuğun elleri kesilir.
Ertesi gün baba işten gelince çocuk koşarak dirseğiyle kapıyı açar ve babasına sarılır:
-Babacığım bugün hiç yaramazlık yapmadım, ellerimi geri verir misin? *
Sen babanı sevmiyorsun, istemiyorsun, tersliyosun, kızıyosun falan ya...

Yetimhanede çocuklar yataklarının kenarlarına baba yazıyor bil istedim.
eğer eşini dövüyorsa, alkolikse, çocuğunu para kazansın diye sokağa gönderiyorsa, çalışmayıp akşama kadar yatıp ailenin diğer üyelerinin eline bakıyorsa, çocuklarına iyi bir hayat kuramıyorsa bu baba değildir. bu adamın anası belli değildir, insanlıktan nasibini almamıştır. baba ise gerekirse kendi aç kalır aman çocuğum aç kalmasın diye çalışır, kendi soğukta üşür ama oğlum üşümesin diye gider ona mont alır çünkü bilir ki o onun bir parçasıdır hemde en önemli parçasıdır ona bir şey olursa önce kendi canı yanar. her zaman evlatları ve eşi için çalışır. onun için baba candır her zaman sevilir. belki kızarsın benim babam yok dersin bir anlık öfkeyle ama sonra pişman olursun çünkü o senin babandır.
(bkz: bir liselilik göstergesi)
eğer eşini ve çocuklarını dövüyorsa, karısının sırtından geçinip bir de ona eziyet ediyorsa, karısının ve kızlarının iç çamaşırlarını makasla kesiyorsa, çalıştığı halde eve hiç para vermiyorsa yetmezmiş gibi faturalar yüksek gelsin diye lambaları ve muslukları açık bırakıyorsa, kendi öz çocukları için bunlar benim çocuklarım değil diyorsa, sabahın köründe işe giden karısını sabaha kadar uyutmayıp kendi öküz gibi uyuyorsa, üzerine bıçakla yürüyorsa ve sürekli tehdit ediyorsa, etrafındaki herkese karım benle yatmıyor diyorsa, karısını çocuklarının önünde elliyorsa, evde banyo yapılırken pat diye kapıyı açıyorsa, kızına sebepsiz yere o...pu diye bağırıyorsa, ailesini evden kovuyorsa, 5 çocuk dünyaya getirip hiç bir sorumluluğunu yerine getirmiyorsa, evi sürekli kirletiyorsa, sonra da bu evi neden temizlemiyorsunuz diyorsa ve tüm bunlar yaptıklarının çok küçük bir kısmını oluşturuyorsa normal olan durumdur.
mümkün mü?
güncel Önemli Başlıklar