bugün

babamla pek konuşamazdım. otoriter bir babaydı. harçlık konusunda ev kadını annem aracı olurdu..üniversite yılları.. gurbetteyim. bir gün bir sıkıntı yaşadım ve bu sıkıntımı paylaşmak için ankesörlü telefon ile evi aradım. tabi cep telefonun felan olmadığı mahrumiyet dönemi babanın bile karne ile alındığı yıllar. neyse uzun uzun çalan telefonu açan babamdı ve ben endişeyidim.

-alo baba alo!!
+oğlum ne oldu neden ibne gibi konuşuyorsun!

daha da bir şey diyemedim. boğazım düğümlendi. zar zor hal hatır sormak için aradığımı söyleyip telefonu kapattım..ve gözyaşları içinde öylece koştum, koştum..
sadece erkeklere özgü bir durum değil aslında. ben babamı ararım mesela o an açtı açtı, yoksa cevapsız çağrıya dönmek gibi bir huyu yoktur. Ki genelde de açmaz zaten. iletişimsizliği hayat şiari haline getirmiş bir insan kendisi.*
Tüm iletişim sorunları Tarafların birbirini gerçekten dinlememesinden kaynaklıdır. Biraz ciddiye almak lazım insanları, özellikle yakınlarımızı. He benim babamla iletişimim annemle görüntülü konuşurken araya girip “nasılsın kızım. iyiyim ben de. Selam söyle.” ile sınırlı. Selamı kime söyleyeceğimi hala anlamış değilim…
Kötü bir. Durum başka başka sorunlara. Yol açar.
babanın orospu çocukluğundan kaynaklanır. evet gerçekten de babaannemi tanımasam oç demezdim belki ama tanıdığım için diyebilirim ki kendisi tam bir orospu çocuğu.
kedi köpek gibi bir birimizi yiyiyoruz. adam kendini büyük görmek istiyor gücüne gidiyormus beyfendinin. ya işte anlamıyorsun doğruyu söylüyoruz hemen kızıyor evden kovuyor.

annemde sen sus diyip duruyor yazık kavga çıkmasın diye. yaşlandıkça iyice çekilmez oluyor.
babadan çekinmektir.
Benimkinin kulagı pek duymuyor, gecirdigi felç nedeniyle de konustugu pek anlaşılmıyor. Yinede dün ciger tarifi almak icin aradım. Epey anlattı, bisey anlamadım ama anlamıs gibi yaptım mutlu oldu. Internetten tarife bakıp yaptım sonra cigeri. Maksat sesini duymak, sesimizi duyurup hal hatır sormak.
32 yaşımdayım. Sağ olsun babam sayesinde muhteşem bir çocukluk geçirdim. Neredeyse herkesin hayali olan çocukluk yılları yaşamışımdır sanırım. Aklım şunu da yaşasaydım diye kalmadı bir yerlerde. Her istediğime onun verdiği kararlar ve tarihlerde sahip oldum. Babam söz verirse yapardı.
Gel zaman git zaman küçük kızı aşık oldu biriyle evlenmek istedi (yaş 23) babam da çok sevdi o çocuğu herkes evlenecekler zamanı gelince diye beklerken büyük bir travmatik #aldatma hikayesiyle ayrıldık ne O ne de ben bir daha bir araya geldik.
Demiştim ya babam da çok sevmişti O'nu diye yüreklendirmişti beni çoğu zaman O'na hak vermişti derken bu elem hadise ortaya çıkınca ben nasıl fark edemedim durumu diye önce sarıldı bana ama sonraları kendine olan öfkesini benden çıkarmaya başladı.
Konuşmadı. Hep sen yapamazsın, sen yetersizsin, sen sabremedemezsinlerle doldu cümleleri. Ben olmasam sen ne yapabilirsin ki'lere kadar dayandı hatta. O'nun verdiği parayla hayatıma devam ediyor ne derse onu yapıyordum yine de. Halbuki ben O'nu çok sever O'nun sevgisinden ve onayından başka kimsenin sevgi ve onayına ihtiyaç duymazdım.
Aradan geçen yıllar içerisinde ben bayrak çektim kendi ayaklarımın üzerinde durmaya başladım. Kan kustum euheuheueuhu vişne suyu bu dedim tırnak içinde hem de. Çok süründüm ama ben çok iyiyim dedim hep. Şovumu kimseye değil babama yaptım ve o sırada yine aynı ben bu süre zarfında bu kez de kötü adamlarla karşılaştım. Kimilerinden kaçtım kimilerine yakalandım. Ama hepsinde ya babamı aradım ya da babamdan kaçtım. Bunun bıraktığı izleri tarif etmem affınıza sığınarak mümkün değil benim nazarımda.
Gel zaman git zaman ailece büyük bir sağlık sınavından geçtik annemle alakalı. Çok şükür şuan kendisi iyi bundan tam 3 ay önce. Önceleri babam konuşmadı ben konuşmadım. Evde iki kişi merhaba bile demiyor birbirine kaybetme korkusu beni içime kapatır insanlardan da daha uzaklaştırırken babam yediğim yemeği, uyuduğum uykuyu merak eder olmuş.
Yine burnundan kıl aldırmayan adam bana kendince yemekler hazırlamaya başlamış seversin demiş kağıt helva almış gelmiş ama ben aynı ben. Annem yanımdayken babam yoktu babam yanımdayken annem yok bu korkunç dengesizlik içerisindeki denge beni daha yıpratıyor ve kırıyordu kendi içimde.
Sonra aldı annem beni karşısına baban çok pişman yaptıkları için bize dedi. Ağladı bir iki damla içim ezildi burnumun direği sızladı birkaç defa dinlerken bundan sonra sen de baban da yine bir arada olacaksınız dedi.
Annem her gün işe giderken camdan bakar, el sallar, öpücük atardı önceleri annem söylemiş babam yapmaya başladı şimdi ikisi birlikte çıkıyor pencereye. Babam hayırlı işler kızım diyor sabahları, akşamları gel çay içelim nasıl geçti günün diyor. Bakıyor ben yorgunum hadi uyu sen seviyorum seni diyor.
Ve ben 9 yıl sonra son 3 aydır babamla iletişim kurabiliyor hayallerimi anlatabiliyor hatta bazen dedikodu bile yapabiliyorum.
Demem o ki her şey karşılıklı.
iyi bir adım atmak için başınıza müsibet gelmesini beklemeyin.
Belki muhteşem bir iletişim olmayabilir ama en azından iletişimde kalın benim gibi çekilmeyin kenara. Çıkın odanızdan nasılsın diyin mesela.
ilkinde olmasa birkaç defadan sonra onlar gelip soracak size nasılsın diye.
Sonuç olarak evet hala yalnızım, hala ailemle yaşıyorum ama gerçekten eksiksiz ve mutluyum. Kötü adamları hatırlamıyor ve hayatıma almak istemiyorum. Çünkü babamın sevgisini dolu dolu hissediyorum.
Vakit ayırıp okuyan herkese sonsuz teşekkürler.
Ayrı dünyaların ve kafaların insanlarıyız.
Babanın iskelede olduğunu gösterir. Babanın evlatla iletişim kuramaması daha iyidir. Size dingin bir huzur verir, sanki babanız bir zaman aralığında Ölmüş gibi.
Babanın iletişim kuramaması diye düzeltilmesi gereken başlık. Yav tamam iyi babasın iyi niyetlisin falan filan vicdan rahatlatmayacağım neyse. Ben anlamıyorum, istedikleri şeyleri dile getirmek bu kadar zor mu. Her şeyi müneccim gibi biz anlayalım istiyorlar. Yav sen söylemesen ben nerden bileceğim. Misal asla çay istediğini söylememiş ama o an onun çay istediğini anlamamız lazım. Yav söyle adam. Anneme de kızdım, kendisi istemedikçe hiçbir şey yapmayın diye. Bu yaştan sonra açık bir şekilde iletişim nasıl kurulur onu öğreteceğiz. Azıcık iletişim kurmayı öğrenin ya.
Arada yaşadığım sorun. Hemen hemen bütün türk babalar böyle. Yani yalnız değilsin mike.
Çok kavgalı tartışmalı takılırdım ama şimdi yok artık keko demesini bile özledim.