bugün

feodal toplumlar da yadırganıyor olsa bile kendisine göre haklı sebepleri olabilecek evlattır. dinlemekte fayda var...
genelde kadının sesi seyirci tipi tarafında 'ama o sesin baban' seklinde susturulup yargılanan evlattır.
bir zamanların psödomakisidir bu evlat.dilediğim zaman öpüp sarılamadığımdan ileri gelmektedir.bir evlat babasını kayıtsız şartsız sever aslında.sevmelide.zira o gelecekte bir gün gidecek. ***
(bkz: seni seviyorum lan it)*
(bkz: oedipus kompleksi)
mutlak suretle haklı sebepleri olan evlattır. babasına, babanın kendisine tanıdığından katbekat fazla şans tanımış, mamafih hiçbir şekilde uygun diyaloğu kuramamış evlattır. ilişkinin bu safhaya gelmesinin yegane sebebi, çocuk sahibi olmanın, bir ailenin sorumluluğunu alma duygusunu tek başına sağlayamamış olmasıdır. bunun neticesinde kendini bilmez hareketler sergileyen baba, evladının gözündeki yerini sürekli, negatif olarak değiştirmiştir...
normal düzgün bir aile ortamında ergenlik dönemi boyunca erkek çocuğun ve babasının yaşadığı durum.
eve gelişini hiç beklemediysen babanın
ve yaptığın yaramazlık yüzünden hiç azar işitmediysen ondan
ve ona hiç birşeyi alması için inat etmediysen
ateşlendiğinde başucunda ateşine bakmadıysa o hiç
üstelik dizine alıp bir kerecik sevmediyse seni
yavrum demediyse sana
koşuşturmaktan darma dağın olan saçını hiç düzeltmediyse
ve saçına kondurduğu o öpücüğü hiç tatmadıysan
ona güvenerek sabaha kadar huzurla uyuyamadıysan en azından bir gececik
eve geldiğinde getirdiği sıcak ekmeğin köşesini oyundan yeni dönmüş yorgun ve kirli ellerinle koparıp yemediysen
eve geç kaldığın için hiç kızışına şahit olmadıysan
seni koruyup kolladığını hiç hissetmediysen
seni bir başkasından kıskandığını hiç farketmediysen
o çok sevdiğin bisikleti almasa, alamasa da ısrarla isteyemediysen
hatta almadığında oturup ağlamadıysan
sabah okula geç kalmayasın diye seni hiç uyandırmadıysa...
bir babanın varlığından uzaksındır..

baba sadece var oluşun o birkaç dakikasına katkıda bulunan insan değildir oysa
dünyaya bir çocuk getirmenin bilincinde olmalıdır.

ne yazık
bunun farkında olmayan babalar
iyi hatırlanmamaya mahkum olacaktır. *
(bkz: beş vakit)
(bkz: reha erdem)
Annelerin hep bir avantajı olmuştur: Güçlü görünmek zorunda değillerdir. Anne yüreği dayanamazken hayır sözünü söylemek hep babalara düşer. Baba kendini ne olursa olsun sözü geçen bir pozisyonda tutmak ister. Bu yüzdendir ki zaman zaman özür dilemek, sevgisini göstermek bir işkenceye dönüşür onlar için. Haksız olduğunu bildiğin zaman bile kızarsın ona. Ve hatta zaman içerisinde sana kızdığını bile bile yaparsın pek çok şeyi o gençlik ateşiyle. Dal kırılır işte o zaman. iletişimsizlik ve daha pek çok sebep babayı kötü bir rol haline getirir.

Ne zaman ki insan yaşlanmaya başladığını hisseder, ne zaman ki babasının hareketlerini tekrarlamaya başlar, o zaman babasını anlar. Halen zaman zaman anlayabildiğim babamı bir gün tamamiyle anlayabileceğimi biliyorum. Bu yüzden geçmişte ona duyduğum öfke ve sinir ve hatta nefret bugünlerde yerini daha anlayışlı bir kızgınlığa bırakıyor.
babanın uzun uğraşlar sonucu ortaya koyduğu eserdir zira hiç bir çocuk babasından nefret etmek istemez.
şanssız evlattır. her çocuğun kahramanı babasıdır, evladının kendisinden nefret etmesine neden olucak kadar kötü olan bir babaya sahip olmak tek kelime ile şanssızlıktır.
babası p*çse haklı olan *, babasi eşek gibi çalışan ve ailesine bakmaya calısan harbi adamsa amale olan * ve babası dayagi seven bi adamsa aciz olan evlattir. ***
hain, kötü evlat olabilir.
(bkz: oedipus kompleksi) diyerek sayın freud'u sevgiyle, hayranlıkla anmamı sağlamış başlıktır. her zaman dediğim gibi freud bu dünyadan geçmiş, ismi sonsuza kadar sevgiyle anılacak, değerli bir şahsiyettir.
(bkz: stalker)
franz kafka bu entrynin en sağlam örneğidir..
dostoyevski ise nefret edip etmeyeceği konusunda epey kararsız kalmıştır..
her evlat biraz nefret eder. ancak o zamanlar farkına varamaz neden nefret ettiğinin. her gece kızar babasına ama gücü yetmez söylemeye bazı şeyleri. her şeyi kendisinin bildiğini düşünür. zanneder ki babası hiç bir şey bilmiyordur. ama geçen zamanla birlikte edindiği her tecrübe onu yumuşatır. önceleri anlasa da anlamamaya çalışır ama nafile çabalardır. babasının nefret ettiği sözleri bir bir gerçekleşir, her geçen gün anlam vermek için çabalar durur. ve an gelir her şey bir film şeridi gibi gözünün önünden geçer, fakat çok geçtir. ne artık babası vardır ne de düzeltecek bir şey. geride sadece kendinden de nefret edecek bir evlat kalır. bu bir döngüdür ve durdurulamaz.
ergenlik caginda psikolojik olarak olan bir durumdur...ergen, nefret etmese de bunun asi ve cool bir davranis oldugunu düşünerek öyle olduguna inanir."beni hiç anlamiyorsunuz" gibi durumlar sözkonusudur.
nefret degil kızgınlıktır
küçük görülmeye tepkidir
en azından zaten küçük ve çaresiz olan bireye sen bensiz bi bok degilsin imasına ve küfürlere cevaptır.
Mükemmeliyetçi ailelerin dış görünüşleri düzgün ruhları hasta çocuklarının sorunudur bu bireyler varya ne kadar başarırlarsa başarsınlar yaranamazlar hep bok yerine konurlar çünkü baba derki, benim içinmi yapıyon eşşek it hayvan vs.Ama denmezki diyesin evet kendim için ama bu boktann dünyaya gelmeme sebeb sensin ve sen bana mutlu huzurlu bir ortam saglamadan çocugum olsun elden geri kalmayım zihniyeti ile hareket eden kişisin .denmezki diyesin.
4elin oglu itine bile rahat ortam saglamadan pet shopun kapısından geçmezken sen benim bu dünyaya gelmem sebeb oldun.
Ama başarılardan sonra bakarsın ve baban olacak adama senden nefret ediyorum dersin.
babasının oğlu ne olacak dedirten evlat tipi...
gayet güzel nefrette olabilir. hatta annenin üzülmeyeceğini, kardeşlerin gelecekde ufak bir ihtimal de olsa, "neden yaptın" sorusunu sormayacağını bilse insan, o nefret eyleme dönüşebilir, çocuk sahibi olmuş ama baba olmanın sorumluluklarından habersiz, bencil, ilgisiz, anlayışsız babayı ayaklarından tavana asıp derisini yüzebilir, kafasından aşşağı napalm dökebilir, sandalyeye bağlayıp üzerine kasalarca mermi yakabilir.
ne yaparsa yapsın nefret ettiği adamın babası olması gerçeğini değiştiremeyecek evlattır ya da değildir.
babasından nefret ettiği kadar 'ne de olsa babandır' klişesinden de nefret ediyordur. *
babasını sevmek için neden bulamayan evlattır.
anne ve babanın ayrılması durumunda daha çok görülür bu.
anne tarafından kötülenen çocuk dolduruşa gelir ve babayla fazla vakit geçiremediği için nefret tohumları serpilmiş olur.

bir de babanın ilgisizliği sonucunda kişinin içindeki sevgi ağacında ortaya çıkan nefret dalları vardır.
babanın ilgisizliğine son vermesiyle dallar budanabilir.
ama gecikmiş olan babalar...
güncel Önemli Başlıklar