bugün

Ben 24 yaşındaydım babam 50 yaşındaydı. ilk anın sıcaklığıyla çok anlaşılmıyor. Zaman geçtikçe daha zorlayıcı oluyor. Evlendiğinde, ilk çocukta veya hayatın önemli anlarında insan babasını yanında arıyor. Bugünümü görse çok mutlu olur ve gurur duyardı.
Ben 20 yaşındayken kaybettim. Tam 40 sene oldu. Hayattaki bütün mücadelelerimi tek başıma verdim. En büyük çocuktum. 20 yaşında ev reisi oldum,hala devam ediyorum.
sadece ölüm değil, boşanma nedeniyle de gerçekleşebilir.

bedenen varlığı sürüyor, ancak uzaklarda evladından bihaber yaşıyor olabilir. ikinci kez evlenip çocuk yapınca ilk karısından doğan sizi tamamen yok sayıyor olabilir.

eceliyle ölüp gitmesinden daha çok acı vericidir böylesi. onun için hiçbir baba, boşanınca çocuğunu hiç doğmamış saymamalı.
Babamı 14 yaşındayken kaybettim.
iyi bir baba değildi. Babamı özlemem.
Fakat kafamda yarattığım baba motifine daima özlem duyarım.
Ne anne ne de baba erken ölmemeli :( Rabbim kimseye yaşatmasın. Küçük yaşta büyümek büyümek zorunda olmak çok acı:/
benimkisi benden daha fit. 100 yaşına kadar yaşar. hatta beni mezara koyar amk.
Dedem vefat ettiğinde babam 50, babam vefat ettiğinde ben 33 yaşımdaydım.

Kendim için değil; 2 çocuğum için geç ölmek isterim. Hayata atılsınlar yeter.
Bu başlığa en son 338 gün önce entry girilmiş ve ben bu saatte bu başlığı hortlatmak zorundayım sevgili sözlük.

Nasıl olsa kim olduğumu kimse bilmiyor diye içimi rahatça dökebileceğimi düşündüm. son çare olarak geldim de denebilir. Aslında bu konuyu kız arkadaşımla dertlesecektim ama onun daha bebek olan yeğeniyle ilgilenmesi gerekiyordu ve bu nedenle çok geç yazıyordu. Saatlerce bekledim onu belki konuşabiliriz diye ama olmadı işte. o yüzden "baba" konusuna girmek istemedim. Kızdım ona çok kızdım. Ama biliyorum onunda sucu yok ne bilsin bu durumda olduğumu. neyse.

Bugün çalışırken öğleden sonra saat 3 civarında bir reklamdan kulağıma " babalar gününe özel...." cümlesi ilişti. O andan itibaren aklıma takıldı ve hala düşünmekteyim (bkz: babanın erken yaşta kaybedilmesi) . çok yorgun ve uykusuzum ama uyuyamıyorum.

Daha 14 yaşındaydım. Hani o yaşlarda içimizde hep bi büyüme merakı olurya bende Aynanın karşısına geçip yeni yeni tellenmeye başlayan bıyıklarıma bakarak "büyüdüm ben bee" diyip kasılırdım. o zamanlar yatılı okula gidiyordum ve 2 haftada 1 kez hafta sonu izni için eve geliyordum. annemle babam ayrıydı ve ben bagzen annemin yanına bazı hafta sonlarıda babamın yanına giderdim. Yine bi hafta sonu annemin yanına geldim. Cumartesi günüydü, ben arkadaşlarımla buluşup erkenden internet cafeye gittim ve oyun oynamaya başladık. 1 yada 2 saat sonra telefonum çaldı. Arayan ağabeyimdi. "Halamların evine gelsene bi acil" dedi. Sesi çok kötü geliyordu. O anda abime bişey oldu sandım. Cok korkmuştum. internet cafeden hemen çıktım ve yaklaşık 2 km lik yolu koşarak gittim. Koşarken bir yandanda "allah'ım inşallah abime bişey olmamıştır" diye dua ediyordum. Halamların mahallesine geldim. Kapıda arabalar vardı. Apartmana dogru ilerlerken apartmanın önünde duran insanların içinde birisi, tanımadığım yaşlı bi amcaya parmağıyla beni işaret ederek bişeyler söyledi, tam binaya girecekken o yaşlı amca önüme geldi ve "başın sağolsun" dedi ve sarıldı. Ben daha çok korkmaya basladım ve koşarak apartmanın merdivenlerini tırmanmaya başladım. Dairenin kapısına geldiğimde kapının önü ayakkabı ile doluydu kapı açıktı ve içerden ağlama sesleri geliyordu. hemen içeri daldım. Bi odanın girişinde abimi ve birkaç tane kuzenimi aglarken gördüm. Onların yanına doğru ilerlerken hemen bitişiğindeki odanın önünden amcam beni kolumdan tuttu ve odaya soktu. Bana sarıldı ve " baban öldü yavrum" diyip ağlamaya başladı. Bedenim karıncalanıyordu ve kafamın içinde tarifsiz bir sıcaklık oluştu. Bacaklarımın dermanı kesilmişti ve soluğum kesilmişti. Sonra bayıldım sanırım. Gözümü açtım amcam hala bana sarılıyordu. Yere bırakmamış beni. Tam arkamdaki yatakta babam yatıyordu ama artık nefes almıyordu. Amcamın elinden kurtuldum ve kendimi yatağın yanına doğru dizlerimin üzerine bıraktım. Babama bakarak ağlıyordum ama öyle bağırarak ağlamak değil. Ağzım kapalı, gözlerimden yaş ölesiye akıyordu. Burnumu surekli çekiyordum ama ağzımı nefes almak için dahi açmıyordum. Öylece gözlerine odaklandım ve uzun uzun baktım belki olmemiştir diye. Ama o gözlerini açmadı. Amcam beni tekrar tuttu ve abimlerin yanına götürdü.abim bana baktı ve sımsıkı sarıldı ve ben artık daha çok ağlıyordum. Sonra babamı köydeki eve götürdük ve salona yatırdık. Duvarın dibi oturdum, kafamı dizlerimin üzerine koydum ve öylece babamın cansız bedenine bakıyordum. Ağmamıyordum ama dudağım hep büküktü düzeltemiyordum ve gözümden kendiliğinden yaş akıyordu. Saatlerce öyle baktımve tam bu saatlerde (gece 3 civarı) sanki babamın üzerindeki çarşaf nefes alırcasına yukarı aşşağı hareket ediyordu. Hemen kafamı dizlerinden kaldırdım ve yaklaştım. Uzun uzun yakından baktım ve gerçekten öyleydi. içimden babamın yüzüne dokunup "baba baba" diye seslenmek geliyordu ama beni oradan babamın yanından uzaklaştırırlar diye yapmıyordum. Sonunda dayanamadım ve hemen yanımda duran haşlama dönüp "babam nefes alıyor" dedim ve birden hıçkırarak ağlamaya başladım. Halam bana sarıldı ve beni başka bi odaya götürdü. Saat 4 ü geçiyordu sanırım ve ben halama "babamın yanına gidicem uyuyalım yok" dedim ve yine ağlamaya basladım. Halam daha sıkı sarılarak "olmaz, gözlerin kan çanağı olmuş bak. Hem o seni görüyor ve sen böyle yaparak onu üzüyorsun" dedi ağlamaklı bir sesle. Susmuştum ama hala dudağım bükük ve gözümden yaş akıyordu. Gözlerim ve başım aşırı ağrıyor, saç diplerim karıncalanıyordu. Sonra uyuyakalmışım. Saat 5 i geçerken yine uyandım ve babamın yanına gittim. Sabah oluyordu, dışarda en küçük amcamın gördum. Öylece ayakta durup birşeyler düşünüyordu. Bende çıktım ve yanına gittim. Tam o sırada babamın selası verildi. Ben tekrar ağlamaya başladım.

Neyse daha fazla anlatmak gelmiyor içimden sözlük. Biraz rahatladım sanırım.

Ama anladımki ben o gün büyüdüm.
hayatta başa gelecek en kötü olaylardan birisidir. benim ki direkten döndü. allah kimseye yaşatmasın çok büyük sıkıntı. babasız bir hayat, babasız bir gelecek hiç düşünemiyorum.
çok çok çok zordur...
Allah kimselere yaşatmasın, hayatınızdaki yolunuzu kaybedip bulamamanıza neden olabilir.
Her yağmur yağışında
Ve her güneş batışında
Hatıralardan süzülür babam gözüme
gelir.
Çile,boğuşma ve ekmek kavgası
peşinde
Çoluk çocuk aşkına geçen hayat kavgası
Baba seni çok özledim..
Hayat kendi hükmünü koyar demişti
babam
Evet aynen öyle haklıymış babam
Onu kaybedince anladık
Baba seni çok özledim..
Meğer sarılmak öpmek saçlarımı
okşamak çok istermiş
Şimdi baba olunca daha iyi anladım
babamı
Anam anlatırdıda inanmazdım
Bir sabun köpüğünün elimizden uçup
gitmesi gibi
Kaybetmiştik babamı vakitsizce..
Baba her zaman söylemek isteyipte
söyleyemediğim şeyleri Söylüyorum
Seni çok özlüyorum Baba.
Seni çok özledim Baba..
Cennette kavuşulması halledilir hep. insanın aırf bu yüzden bile ahirete inanası var.
duygusuz insanı romantik yapar, akıllı adamı deli eder, hakimi suçlu eder, müslümanı kafir eder...
allah korusun ya gece gece açmayın şöyle başlıklar korkuyo insan.

çok acıdır.allah göstermesin kimseye.
gece gece durduk yere hatırlarsın hıçkıra hıçkıra ağlarsın uykuların kaçar. kızarsın kendine niye böyle yaptın diye niye üzdün diye. üzülürsün mezuniyetini askerliğini evliliğini göremeyecek diye. baba lafı açılınca kaçarsın. babalar gününde kıskanırsın babası olanları. çok zordur çok. yaşamadan anlayamazsın. sevsen de sevmesen de baba başkadır.
ilkokula başladığında babanın mesleği sorulunca kafanı öne eğmektir. Herkes bir şey söyler sen susarsın. işte o an öğrenirsin ağlamadan cümle kurmayı. Eve gelir ağlarsın annene. Eziyorlar dersin. Bak ben eziliyorum dersin.
Babasız kalmak çok şeydir. Bir de onu hatırlamıyorsan. Resimler yetmez. Mezar yetmez. Hayatının sonuna kadar yumruk gibi bir acı saplı kalır midende.
Babasız kalmak hayatın tepetaklak olmasıdır. Meraktır. O olsaydı ne yapardı ne derdi şefkat gösterir miydi ihtiyaç anında sorularını düşünmektir.
Sevdiğin erkeğe daha çok bağlanırsın. Çünkü görmediğin sevgiyi görmüşsündür. Onu büyütürsün gözünde eğer şefkat doluysa. Ve o gittiğinde de ölürsün. Bütün acıyı o an çıkarırsın. Psikolojin ona elverir çünkü. Çocukluğuna inmek gerekir. Sen babasız büyüdün. Şefkat görmedin.
anne veya babanın erken yaşta kaybedilmesi pusulasız bir gemiyle meçhule yolculuktur,elektiriklerin hiç dönmemek üzere gitmesidir,vücutta asla doymayacak bir açlığın meydana gelmesidir.allah kimsenin başına vermesin.şayet bundan daha da acısı vardır o da ebeveynlerin evladını yitirmesidir.
Onunla beraber erken yas olgusunu da kaybetmektir. Büyümeye mecbur kalıp acıyı hissetme oranını asgari düzeyde tutmaya calismaktir . isyan edecekken her şeyi imkan etmeye ugrasmaktir . Yol gösterici olmadıgından en doğru yolu deneme yanılma yoluyla bilmektir . Duygusal olmaktır , erkekler ağlamaz diyene hassiktir lan diyebilmektir. Ulan bir de kendini erken ölmeye sartlamaktir , mesela ben 52 yasında öleceğine o kadar çok sartlandim ki , ölmezsem bile muhtemelen intihar falan ederim. Yok yok intihara gerek kalmaz . Yok ulan saka saka , sadece kayınpedere baba demezsiniz diyemezsiniz o kadar .
Sizin hiç babanız öldü mü?
Benim bir kere öldü kör oldum
Yıkadılar aldılar götürdüler
Babamdan ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç hamama gittiniz mi?
Ben gittim lambanın biri söndü
Gözümün biri söndü kör oldum
Tepede bir gökyüzü vardı yuvarlak
Söylelemesine maviydi kör oldum
Taşlara gelince hamam taşlarına
Taşlar pırıl pırıldı ayna gibiydi
Taşlarda yüzümün yarısını gördüm
Bir şey gibiydi bir şey gibi kötü
Yüzümden ummazdım bunu kör oldum
Siz hiç sabunluyken ağladınız mı?

C.s
anneyi kaybetmek kadar kötü değildir.
allah gecinden versin ancak 20 yaşında da kaybetsen 50 yaşında da acı aynı acıdır arkadaş.
kişinin bazı avantaj ve dezavantajlar ile başbaşa kalmasına sebebiyet verebilecek durumdur.

dezevantajları;

çocuğun pısırık, içine kapanık olarak büyümesi muhtemeldir. babanın vermesi gereken sevgiyi, yeteri kadar alamadığı için, bunun dezevantajını yaşayacaktır. bu sevgisizliği kapama yollarına gidecektir. anne sevgisi veya başka bir sevgi kişide çok daha fazla yaşanacaktır.
ilerleyen yaşlar da herhangi bir hayvan besleme şeklinde beslenen hayvana duyulan sevgi veya büyüdüğü halde bir oyuncağa mesela büyük peluş bir ayıya sarılarak yatmak şeklinde görülebilir.

yine babası erken yaşta ölen çocuklarda kendinden yaşça büyük kişilere olan meylin daha fazla olduğu tesbit edilmiş. bu bir hami, koruma isteğidir. babasız büyüdüğü için bu koruma duygusundan mahrum kalmış olmasını bu şekilde bastırdığı görülmüş.

özellikle bunu öğrendikten kendinden yaşça büyük kişilerle beraber olan erkek ve kızlar da bunu çok iyi müşahade ettim. birçoğunda ya babasının küçükken öldüğünü ya da babanın iyi bir babalık profili çizmediğine şahit oldum. genelde babanın şiddet, aldatma ve sevgisini göstermemesi, gösterememesi veya bilerek dışlaması ile alakalı çizilen bir profildi.

avantajları ise;

tuttuğunu koparan kişiler olurlar. iyi değerlendirildiği taktirde hayata 1-0 mağlup değil galip başlarlar. bir adım önde başlarlar hayata. çünkü büyük bir yük sırtlarındadır. daha erken gelen bir olgunluk ve hayatın gerçeklerini kavrayabilme yetisine sahip olurlar. riskleri gören, eleyebilen, isabetli kararlar veren iyi bir yönetici, işadamı olmaları muhtemeldir.

babasız büyüyen çocuklar da devreye giren dede veya nineler bu açığı kapatama görevi üstlenebilirler.

hülesa; babasızlık iyi bir bilevi taşı gibidir. her bünye de farklı tepkilere ve tesirlere neden olabilir.

allah bütün çocukları analı babalı büyütsün.
allah korusun, allah esirgesindir.
dayanacak kimseniz kalmadığı için sadece kendinize güvenerek yola çıkarsınız, sizi hayata karşı daha güçlü olmanız için zorlar güçlü de olabilirsiniz belki fakat ne zaman burnu kanayan başka çocuğun babasının yanına gidip kendini döven diğer çocukları şikayet ettiğini gördüğünüzde üzülürsünüz sizin gidip sarılacak, omuzunda taşıyacak, ağladığınızda gözlerinizi silecek kimse yoktur sizin göz yaşlarınız içinize akar ağlayacak kimseniz olmadığı için her kavgadan galip çıkmaya çalışırsınız, dayak bile yeseniz gidip üzerinizi temizlersiniz salya sümük dağılmaz, kendinizi toplar, burnunuz kırılır fakat gururunuz kırılmaz, geceleri korktuğunuzda yatağınızda oturur karanlıktan gelecek kötü şeyleri beklersiniz geceler boyu süren bekleyişlerinizde karanlıkta bir şey olmadığını anlarsınız karanlık ruhunuza işlemeye başlar, pencereden izlersiniz ayın parlaklığını, karanlık korkusu gibi diğer korkularda sizi terk eder sırayla babanız gibi, geriye gerçekler kalır karanlıkta da korkacak bir şey yoktur, arkanızda duracak biriside, o halde sadece ben varsam kabul ama sırayla gelin bakalım daha fazla acı çektirebilecekmisiniz, artık rakip kalmaz kaybedecek savaşta. sizi tehdit eden adamlara bile güler geçersiniz kulağınıza yapışırlar neden dövdün çocuğumu baban kim gidip şikayet edeceğim dediğinde gözleriniz dolmaz alaycı bir gülümsemeyle git şikayet et fakat o artık hiçbir şeye karışmıyor benim için sorun yok dediğinizde durumu anlamaz sonradan öğrenebilir ama o an sizin direncinizi kırmak için pişmanlık duymanız için tokat bile atabilir ama önemsemezsiniz, diğer çocuklar size baktığı için ağlamazsınız arkanıza dönüp kimsenin görmediği yerlerde boşaltırsınız içinizi çünkü sizim içinizi en çok acıtan size acıyarak bakmalarıdır evet en zoru size acımaları.
kaç yaşında olursanız olun babanız hayattaysa hala çocuksunuz ne zaman babanız gözlerini kapatır ozaman büyürsünüz.
güncel Önemli Başlıklar