bugün

Yok. Olsun diye hayal ettiklerimiz sayılır mı?
Bir gün ablam beni markette unutmuş, 5-6 yaşlarındayım. Evin yolunu bulurken kayboldum. Kaldırım boyu kadınlar oturmuş çekirdeklerini yiyorlar. Kaldırıma oturdum ağlıyorum. Ne olduğunu soruyorlar utangaçlıktan söylemiyorum. ilgilenmiyorlarda. Sonra babam bayırdan aşşağı geliyor kucağına atlıyorum, boynuna sarılıp ağlıyorum. Hoştu. O hissi hala hissediyorum.
Okula ilk başladığım gün beni elimden tutup okula götürmüştü. Okulda sıranın toplanmasını beklerken dizinde oturmuştum. Korkuyordum biraz. Başımı sevdi, beni rahatlattı.
Yıllar yıllar geçti üzerinden. Şimdi de bazı zamanlar korkuyorum ama başımın okşanacak yaşta değilim. Zaten istesem de o artık çok uzaklarda... Mekanın cennet olsun babam.
ben ilkokuldayken özellikle 2 ve 3.sınıfları okurken okulumdan pek memnun değildik ama şehirdeki en iyi okul da oydu aksi gibi. bu yüzden babam da sık sık okula ziyarete gelirdi. o zaman güvenlik çok yok sanırım bilemiyorum baya sınıfa kadar gelebiliyordu. ve ne zaman gelse biz derste müzik, resim, beden eğitimi vs. yapıyor oluyorduk. bir gün canına tak etti, sınıf öğretmenine siz hiç matematik, türkçe öğretmiyor musunuz bu çocuklara diye çıkıştı. ama cidden doğru düzgün matematik göstermişliği yoktur o öğretmenimin de bize allah affetsin.
kadın bana ben senin babandan korkuyorum demişti bir defasında. ve o konuşmadan sonra ne zaman bir sorusuna cevap vermek istesem çok biliyorsun, sen bir sus derdi bana. kalbim kırılmış olacak ki birkaç ay çok içime kapandığımı hatırlıyorum.
taşındıktan ve okul değiştirdikten sonra ailecek rahata erdik. babam da hiç okula gelmek zorunda kalmadı.
sağ olsun.

bir de cidden ilkokul öğretmeni bir çocuğun hayatında çok önemliymiş. üzerinde düşününce idrak edebiliyorsun.

okul-baba-mazi karışımı oldu artık yapacak bir şey yok.
29 Ekim 2016 da kaybettim kendini.

Herkes bayrama koşarken ben 28 ekimden 30 ekime geçiyorum direk.

Bazen bayramlar bile hüsran olabiliyor insan için.

Bir de kurban bayramını sevmiyorum. Babam kurban bayramında yoğun bakıma yatmıştı.

Anı derseniz benim babam klasik Türk babasıydı açıkça sevemezdi bizi. Bizde açıkça hiç sevdiğimizi belli edemedik babamızı.

Ona bir kere bile seni seviyorum diyemedim. Bazen düşünüyorum bulup evlendiğin kadına bile seni seviyorum diyebilirken insanın öz babasına bu lafı diyememesi ne kadar saçma ve tezat. Ulan 29 sene babamla yaşadım bir kere seni seviyorum baba diyemedim adama.

Pişman mıyım it gibi pişmanım. Keşke seni seviyorum babacım diyebilseydim.

Siz de babanız yanınızdaken seni seviyorum babacım deyin sonra çok kötü koyuyor be.
yok küçükken kaybettim.
sözlük yazarlarının benimle ilgili anılarını paylaştığı başlıktır.
babam durup durup ; bak oğlum ben her gece ananla defalarca aşna fişne etiğimden bu hastalığa yakalandım. ( parkinson ) derdi.
yıllar geçti ben evlenmeden bir hafta önce dedi ki ;
bak oğlum ; evleniyorsun ya bu işin sonu yok haftada ikiyi geçme !
ben ; iyi baba sen anama her gece defalarca dürt ,bana gelince haftada ikiyi geçme ! - siktir git eşşoğlueşşek , ne pok yersen ye !

nur içinde yat babam.
Yıllar evvel şofbenden zehirlenip duştan çıkar çıkmaz yere yığılmıştı dilini yutmak üzereydi hemşire komşumuz dilini çekti sonra hemen acile götürüldü hastane yaklaşık 1500 metre uzaklıktaydı oraya koşarak gitmiştim beni orada usain bolt bile yakalayamazdı diye düşünüyorum.
iyi bir işim olduğu dönemde şöyle bir diyalog geçmişti hiç unutmam. - iyi bak aferin, kendi paranla da sigara içmiyorsun. çünkü buna karışamam içebilirdin. ama benim param ile asla sigara içemezdin izin vermem.
- zaten içmiyorum. ki içecek olsam bile, senin paran olduğu için, içmezdim ki baba.
- doğru söyledin bak, iyi.
Bir kere sarıldığını hatırlamam yada sevdiğini söylediğini.
Bir kere balık tutmadık mesela,
bir kere top oynamadık,
Bir defa bisiklet almıştı sürmeyi öğretmek için beraber dışarı çıkmıştık,
Belki 10-15 kere de iğne olmam için sağlık kabinine götürmüştü kucağında.

Babamla çok anım yok benim. Alkoliktir kendisi. Olan anılarım da kırık dökük kötü anılar. Yaşamayı heves ettiğim yaşayamadığım tüm baba evlat hayallerimi çocuğuma sakladım. Bir çocuk babasından neler bekler, nasıl babası olsa mutlu olurdu çok iyi biliyorum.
öyle çok anım var kı hangi birini anlatayım...

benim babam 12 yaşında çalışmaya başlamış, hayatı boyunca çocuk olmasına izin verilmemiş 5 kardeşin en büyüğü, hepsinin ağabeyi evin küçük babası...tıp okumak, cerrah olmak istemiş ama imkanlar izin vermemiş ve ticaret lisesinden sonra okumayı bırakmış (istanbul piyasasında, lise mezunu tek ymm'dir.), sabah muhasebe ofisinde gece ise eğlence mekanlarında çalışmış. bu tempo çok uzun süre böyle devam etmiş, annemle evlendikleri ilk yıllarda sabaha karşı 4 gibi eve gelip 7 gibi tekrar ise gidiyormuş, annem anlatır, 20 saat çalışırdı bir kere şikayet ettiğini duymadım der.
neyse sözlük anıya gelelim;
benim babam, yüzme bilmez, hayatında kulaç atmışlığı yok ancak bana yüzmeyi babam öğretti. bilmediği şeyi nasıl öğretti ben de bilmiyorum ama benim babam bana yüzmeyi öğreten adam...
benim babam, parasını verip ehliyet alanlardan, kursa mursa gitmedi, 2-3 araba pert etti öğrenene kadar ama bana araba kullanmayı öğreten adam...
benim babam, üniversiteyi kazandığım gün "ben okuyamadım, sen ikimiz için de oku, ikimiz için de git yaşa" diyen adam.
benim babam, bana bilgisayar kullanmayı öğreten adam...
benim babam, bana insan olmayı öğreten adam...
benim babam, alkolik...
benim babam, iyi ki benim babam...onu çok seviyorum.
Kimi güldüren kimi düşündüren anılardır. Ve yazarların çoğu sorunlu bunun bir sebebi de babalarımız olduğunu düşünmeme sebep olmuştur. Benim anima gelince . Babam hep cok çalışırdı. Fakir edebiyatı yapmak istemem ama biz cok fakirdik. Hiç bir kötü alışkanlığı yoktu babamın sadece cok çalışırdı. Yüzünü göremezdik. Sertti , ben gözlerimle severim derdi. Eskiden. Şimdi torunları var ama onları kucağına alıyor sevgisini gösteriyor. Hayat şartları onu bize bırakmamıştı sanırım. Yine de hala babamın yanında gerilirim. Yıllarım getirdiği bir korku sanırım. Çocuklarınıza sevgi ve şevkati eksik etmeyin.
Fenerbahçenin maçını izlemeye babamla kahveye gittik bundan belki 20 yıl önce neyse maçı izliyoruz babam tost söyledi kola söyledi bana kendisine yiyoruz içiyoruz . Yanımda da maçı izlemeye gelen başka bi çocuk ve babası vardı çocuk babasına
-Baba tost yemek istiyorum dedi.
babası oğlum paramız yok alamam gibi bişey söyledi lan ben kötü oldum babama fısıldayarak olayı anlattım babam hemen kahveciye tost yapmasını söyledi ..
mekanın cennet olsun koca adam.
Bugün rüyamda gördüm. "Bana sen değil siz diye hitap edeceksin" diyordu. Ben de ağlıyordum swh.
lise dönemleri nescafe paketleri ile duman konserine iki kişilik bilet almışız. daha lise 1 öğrencisiyim. çıkıyoruz birlikte izmir fuarına konsere gidiyoruz. adam o gün itibariyle duman hayranı oluyor. yıl 2003-2004. liseden bir üst sınıftan çocuklar da gelmiş hepsine sigarasından veriyor. nasıl da zehirledi bir lise grubunu ama. yıllar sonra ben sigaraya başladım. hala daha babam bana sigara sarar paket hazırlar. hergün sabah işe gitmeden evvel uğrarım, annemin hazırladığı kahvaltıyı yerim, babamdan da bir paket sigara alırım. sonra işe giderim. aynı evde yaşamıyoruz, ancak yakın evlerimiz. ve bu rutin hala güzelce sürüyor. umarım daha uzunca yıllar da sürecek, inşallah. *
hangi birini anlatayım, babam çok matrak adamdır hemen hemen her gün bir anısı çıkar. en azından birini anlatayım. istanbul'dan tekirdağ'a dönerken polis çevirdi, babamda kemer takılı değil tabi. polis sordu ceza yazıcam niye takmadın diye, babam durur mu yapıştırdı cevabı; yetişmiyor ki memur bey.
Sene 1988 baba uludağa gidecez.

Bana mont alırmısın montum yok.
-cevap param yok..

Bir dahada görmedim o.ç sene oldu. 2019 aramadı aramadım..
Genelde hep hastalık hastası olması dışında pek birşey yok. 30 yıldır öleceğini söyler annem oldu sanırım sıra bende sonra kardesimide gömer öyle gelir.
Zihnimde pek bir iyi anısı kalmamış. Son hatırladığım anısı kaldı yalnızca. arkasından "gidişin olsun da dönüşün olmasın!" diye bağırdım. Son kez döndü baktı. Duyup duymadığına emin değilim. Belki özür dilemek için baktı. pişmanlığı yüzünden okunuyordu aslında ama bir şey demedi. Döndü arkasını gitti ve bir daha dönemedi. 1 hafta sonra öldü.
Buraya yazmaya değecek güzel bir anımı hatırlamıyorum. Muhakkak güzel, mutlu anlar da geçirmişizdir babamla ama nedense insanın aklında genelde travmatik olan olaylar kalıyor. Şimdi buraya küçükken beni dövdüğü anıları mı anlatayım, yoksa bana yaptıklarını anneme de yapmaya kalkmasından sonra onu dövdüğümü mü anlatayım sözlük?
Ya da durun durun aklıma yazabileceğim trajikomik bir anımız geldi. Sevgili babacığımın benim üzerime ne kadar düştüğünü, ne kadar ilgilendiğini anlayabileceğiniz bir anı.
Lise 2 ye gidiyorum. Okulda sık sık disiplin suçları işlediğimden okul yönetimi, hocalarım falan velimi çağırıyorlar. Ben de sürekli annemi getiriyorum, yaptıklarımı anlatıyorlar ve annem de bana gereken cezayı veriyordu. Her ne kadar gereken cezayı veriyor olsa da hocalarım buna pek ikna olmadıklarından önümüzdeki ilk veli toplantısında babamı görmek istediklerini söylediler. Adamlar haklılar amk 2 haftada bir velimi okula çağırıyorlar ve bir kere bile babamı göremiyorlar. Neyse babama durumu anlatıyorum baba ille de seninle konuşacaklarmış veli toplantısı yarın bizim sınıfta olacakmış seni kesin bekliyorlar diyorum.
Babam derin bir of çekip bana o efsanevi sorusunu soruyor; kaça gidiyorsun lan sen? Sahi ya kaça gidiyordum ben?
Bir baba düşünün sözlük, oğlunun kaçıncı sınıfa gittiğini bile bilmeyen ama her fırsatta arkadaşlarının çocuklarının başarılarını anlatıp senden adam olmaz diyen bir baba...
Şahmeran işlemeli bir ibrik, cumbalı bir dükkan ve kumaşlar. Kadife, polyester ve empirme.
garip. hiç iyi anımız aklıma gelmedi.
çok var ama aklıma bu geldi.

babam sürekli iş gereği yurt dışında olur. bir gün okuldan kaçtık, gittik net kafeye cs atıyoruz.

babam o günün sabahı türkiye ye gelmiş haber vermeden, beni de okuldan almak için okula gitmiş.

arkadaşlar dimitri net kafeye gitti deyince babam takıldığımız kafede enselemişti beni. şok geçirmiştim amk.
Çocuğum. Çok küçüğüm. izmir - fuara gittik. Meger arkadaşı varmiş çok yakın tüm oyuncaklara ücretsiz bindik. Hepsine bindik ama hatta defalarca bindik.
Sonra annem babam ablam ben dönme dolaba bindik. Dönme dolapta annem ve babam çay içtiler. Biz ablamla oynayıp izmir' i seyrettik. Dakikalarca da dönme dolaba bindik. O akşamı hayatım boyunca unutamayacağım.

Babamla ilk ve tek aktivitemiz olabilir o dönme dolap. kendi arkadaşları ile dışarda takılır, eve yemek saatinde ve uyku saatinde gelirdi sadece. Bazen sabaha karşı.