bugün

bu kadar mı yatkın olur bir insan.

kaç kez beni arayıp 'oğlum televizyonu bozdum galiba' dediğini bilmiyorum. eve geldiğimde sorunun uyduyu kapatan kırmızı tuşa basılması olduğunu algılamam çok zamanımı almıyor tabi. sıkıntıyı tek tuşla çözdüğümde ise 'işte benim oğlum' bakışı atması, her ne kadar beni gururlandırsa da, aslında çok basit bir şey olduğunu izah ediyorum hemen. mütevazi bir insanım. bu tip kahramanlıklar benim için gerçekten çok önemli değil.

kendisinin internetle olan samimiyeti de azımsanmayacak düzeyde. bir gün kuzenimi bilgisayar başında yakalaması üzerine;

diyaloglarda kısaltma kullanılacaktır.

babam - big ben - bb
kuzen - k

bb- k, sen ben wade abinle konuşuyor musun internetten? öyle konuşma olayları falan varmış galiba.
k- adresini bilmiyorum ki bb amca.
bb- nasıl bilmiyorsun k, bana sorsana. yaz bakim. ......................

nokta noktalı kısımda babam, evimizin açık adresini vermiştir. ortamda soğuk duş etkisi yaratmış bu cevap. sonradan öğreniyorum tabi. 'ne oldu yanlış bir şey mi söyledim' tepkisini vermiş. olayı da amcam açıklamış kendisine. eve geldiğinde biraz dalga geçeyim dedim ama izin vermedi. bağırıp çağırma yetkisini kullanıp savuşturdu beni.

gerçi şimdi çok ilerletti kendini. ne zaman eve gelsem 'tavla aç' bana diye tutturuyor. mouse kullanmayı kaptığı için tavlayı fırtına gibi oynuyor artık. rakipleri arada küfür ediyormuş. mynetin pezevenkleri işte. yakında tek parmak klavye kullanmayı da öğreticem ona. cevabını versin gerekirse.
ananın teknolojiye yatkınlığından daha fazladır.
aç da bir farmville'a gireyim isteği ile sınırlı olan yatkınlıktır.