bugün

klasör klasör saklar bir de. yıllarına göre ayırmıştır, şu yıla ait olanlar bu yıla ait olanlar diye. kurs falan mı veriyorlar size, kim öğretiyor bunları kim kim?
he bir de bunca şeyi saklar ama, asıl saklaması gereken şeyleri gider atar. ama canım, sonra evlatlarına atarlanıyorsun, benim eşyalarımı atıyorsunuz diye. senin eşyalarına dokunabiliyor muyuz biz allasen?
örnek alınacak tedbirdir. ülkemizde telekom gibi üç kağıtçı soyguncular olduğu sürece faturayı atmak aptallıktır.
Elbet bir gün lazım olacağını düşünmektedir. Bazen bu alışkanlık çocuklarına da geçebiliyor. Gerekli gereksiz her faturayı bir yıl saklayıp sonra atıyorum. Acı ama gerçek.
anı olarak kalabilir evladına güzel bir hikaye anlatılabilir.
"oğlum bak şimdi sene 2001 ozaman biz evde pek oturmuyorduk. elektrik faturamız bu kadar ucuz geliyordu. üstelik kaçak kullanım bedeli diye birşey yok gördün mü o sütun boş. şimdi kayıtlı olduğun halde nasıl kaçak kullanım bedeli diye birşey var anlamadım. gelelim internet faturamıza. bizde dial up vardı. tabi sizde artık en az saniyede 300 kb/sn hızla indirme yapmıyordu. bizde en fazla 50 kb/sn idi. o da ekşisözlüğe mirc'e ve icq programlarına yetiyordu.

bak oğlum bu da ilk doğalgaz abone olduktan sonra ilk fatura ozaman fazla kullanmıştık. 250 lira gelmişti. şimdi yazın pek kullanmadığımız için yine 250 lira geliyor. bak ben ölürsem bunları çocuklarına torunlarına sakla. artık e-fatura var göremeyebilirsiniz. belki kağıdı göremebilirsiniz teknoloji ilerliyor evladım."

gibi diyaloglar oluşabilir.
Faturaların yazıları zamanla uçar. Sonra onları kışa saklar sobada yakar. Benimse gözlerimden yaşlar akar akar akar...
güncel Önemli Başlıklar