bugün

babam kahvede oturacak kadar işsiz değildi şükür. odasında kahve içerdim.
(bkz: ah ulan Rıza)
Sürekli kimin yeniyor olduğunu sorarken biten gazozdur.
çocukluğumun içinde kendine önemli yer bulan bir ritüeldir. üniversite öğrencisiyim, kyk yurtlarında kaldım. las vegas kumarhaneleri gibiydi. sonra eve çıktım. öğrenci evinin şampiyonlar ligi turnuvası olan batak oyunu yine oynanır dururdu. şu yaşıma kadar hiçbir kahvehane oyununu öğrenmediysem küçükken annemin beni evden buraya yollamasıyla olmuştur. dedemlerin oyunlarını izlerken öyle sıkılırdım ki anlatamam. o yüzden bu oyunları hiç sevemedim. bir türlü okeye 4. olamıyorsam bundandır.
(bkz: zafer gazoz) cam şişe kaldı mı acaba hala ??
evdeki kardeş kavgasından bıkan annenin evin ' kız çocuğunu' babayla zorla dışarı göndermesinin sonucudur.

bizim evimizde erkek çocuğu yoktu, onun yerine beni erkek çocuğu yapmışlardı. camide dedelerin namaz esnasında takkelerini çalmak, secdede ayaklarını gıdıklamak da ayrı hobimdi. allah affetsin.
evdeki kardeş kavgalarından bıkan annenin erkek çocuğu babayla zorla dışarı göndermesinin doğal sonucudur.
yancılığın kana girmeye başladığı çağlardır. ilerleyen dönemde bu durum otlakçılık, beleşçilik olarak kendini gösterecektir.
eski bir anıdır ve küçük bünyelerin adam yerine konmasıdır. hey gidi günler dedirtir.
küçükken babam alırdı beni yanına..
gazoz yoksa kakao olurdu..

ne içersinde.. el kimse kalırsa kalsın kimse gocunmazdı içtiğim gazozun parasını vermekten..

ben onların yiğeniydim.. onlarsa benim amcam..

oyun oynarlardı.. okey..
babam iyi oynardı sohbetleri muhabbetleri pek güzeldi az gülmezdim.
kalite kokardı masa.. herkes çayını içer benim payıma gülümsemeyle ne içersin lan kalırdı..
gazoz dediğimde tamam denir getirilirdi..

taşlar dağıtılırken nasıl lan çükün kalkıyor mu ne zaman sünnet olacan derlerdi..
babam daha çocuk o kıyamıyorum dediğinde ne çocuğu altına karı versek çocuk yapar baksana sen şuna derlerdi..
güler eğlenilerdi..

kahvehanede güven vardır. kahveci hesap tutmaz oyun bitiminde ne vardı abi sizin der.
çünkü kimsenin hesaba yatacağını ya da 3-5 çayın hesabını yapmayacağını bilirdi.
o gazozun tadı ayrıydı..

değer verilirdi çocuklara, adam yerine konmanın hazzı vardır o gazozlarda, saçının okşanması vardır. çekirdek çitlemenin ruhunu barındırır..

baba oyunu kazandığında oleyyy diye bağırmak vardır..
babanın yönlendirmesiyle hüseyin abi nasıl koydu babamlar ama demek vardır..
hüseyin abinin bak sen şu puşta demesi vardır o gazozda..
büyüdüğümüzde ise bize anısı vardır..
eskiden babam kahvehane işletirdi , o yüzden sürekli oyun oynardı bende yanında gazoz içerdim , uludağ gazoz vardı o zaman hâlâ varmı bilmiyorum ama o gazozun üstüne gazoz tanımam , onun verdiği tadı zevki şimdiki gazozların hiçbiri vermiyor , belki babamın yanımda olmamasından , belki de babamın deyimiyle " eşşek kadar olmam ".
enteresan bir şeydir bu. hem güven, hem huzur barındırır. 'abartma lan?' dediğinizi duyar gibi oluyorum, ayıp oluyor..

efendim bir kız çocuğu olarak peder bey haftasonları öğleden sonraları gittiği kahvehanede taş oynarken (bkz: taş oynamak) kahvehanenin önünde bir iki tur attıktan sonra masadakilere önce bir bakar, masanın geneli pederin tanıdığım arkadaşı olan amcalarsa cesaretlenir kahvehaneye dalardım. amcalar yüksek sesleri, bağırtıya benzer konuşmaları, kocaman elleri, bıyıklarıyla enteresan hareketler yaparak gülüşerek oyun oynarken ben kenardaki bir sandalyede, elimde babamın ben gelir gelmez söylediği gazozumun pipetinin ucunu ön dişlerimden birine takar 'fısst fısst' diye dudaklarımı kıpırdatmadan çekmek (bkz: hüpletmek) suretiyle gözlerimle konsantre bir şekilde masayı takip ederdim. bir b.k anlamadığım halde çokça da eğlenirdim.. eskiden kalma alışkanlık, hala dışardan dönerken babam kahvehanede olursa önce masaya bakıyorum, masa tanıdıksa içeri dalıp 'şeytanınız bol olsun' girişini yapıyorum. babamın arkadaşı amcalar kanka modunda 'vaay hoş geldin, gel otur bir çay iç, iki sohbet edelim!' modunda ısrarlar ediyorlar. keyfim yerinde olursa bu fırsatı kaçırmıyor, çayımı içip evin yolunu tutuyorum..
o gazoz elixir misali zihin açar ve siz bilimum kağıt oyunlarını burada öğrenirsiniz.
baba hoşkin oynuyorsa sadece masaya bön bön bakarak yapılacak eylem. o yaşta anlamıyorduk hoşkin falan. gerçi hala bilmem. hatta adını bile şimdi öğrendim hoşgil sanıyordum ben.
(bkz: baba meyhanede bira içerken yanında gazoz içmek)
(bkz: mutluluk)
babayla aynı kahvede farklı masalarda oyun oynmaktan iyidir.
- ilaçta at amca.
gazozun zararından dolayı babamın izin vermediği durum.
kahveci bir babanın oğlu olduğumdan sayısız kere yaptığım şey. hatta bunun oraletli, çaylı, nescafe'li versiyonlarını da defalarca yaptım. sonuç olarak sürekli yapıldığında hiç zevk vermeyen olay. kahveyi sabahın köründe babamla açar sonra uykusuz bir şekilde okula giderdim. okuldan çıktığımda da tekrar kahveye döner akşama kadar babamı beklerdim. ömrümün kayıp yıllarıdır bunlar dostlar. içimde uktedir herkes gibi evinde ya da dışarıda olmak.
hep ayni terane. senelerdir icimde kaldi ey sozluk, hep bi "oglum gel oyuna gir hasat edelim sunlari, cok iyi oynar benim oglan, hepinizin eline verir" lafini bekledim, olmadi sozluk be olmadi.
o oralettir gazoz değildir.
(bkz: bir gazoza kandırılmak)
kahvede oturan diğer baba yanındaki çocuklara yada dayılara "babamın çırağıyım onun yolundan gidiyorum" mesajı verir.
(bkz: hey gidi günler)