bugün

"ağzı olan konuşuyor"
(bkz: http://www.aksam.com.tr/haber.asp?a=132493,4)
(bkz: http://yenicaggazetesi.co.../haberdetay.php?hit=10079)
(bkz: http://www.ensonhaber.com.../agzi-olan-konusuyor.html)

diyen, bir başbakan ise insan duruyor.
neden duruyor?

üslup...
devletin ve devlet işlerinin dolayısıyla devlet işlerini yürütenlerin halk ağzından farklı bir üslubu olması gerekir ve beklenir. bu siyasi partilere de bir çizgi getirir. bu çizgi de ortama bir denge getirir. bu akış ile gelinen sonuç elbette bu olacaktır. bir başbakanın yönetmekle demeyeceğim, idare etmekle sorumlu olduğu bir ülkede, denge=huzur=güven sağlamak dışında bir hedefi olması, akıl almayacak bir şeydir.
bunları sağlamayı hedefleyen bir başbakanın ise aklına estiği gibi, ağzına geldiği gibi, tam da yeri geldi, sırf ağıza sahip olduğu için konuşması: düşünülemez.

ülke huzuru zaten keyfiyet sahibi olma noktasına yükselebilmiş odaklarca olabildiğince huzursuz ve güvensiz kılınırken, siyasi partiler arası sürtüşmenin ülkeye ve millete neler getirdiğini tecrübe etmiş bir milletin başbakanı, daha hesaplı daha usturuplu olacak diye beklenir. akıl bunu söyler.

bu üslubu en son olarak, yılmaz-çiller diyaloglarıyla yaşayan millet gereğini yapmıştır. önceki izlenen filmler zaten herpimizin dimağında.
milletin hafızası balık hafızasıyla karıştırılmasın. olaylar unutulmuş gibi görünür lakin milletin şuuru altına alınmıştır. yeri gelince hatırlanır ve tepki tecrübeye uygun gösterilir. bu en basit çarpma işlemi kadar kolayca doğrulanan bir sonuçtur.

hâl böyle iken perva(z)sızlık ile edilen laf için,
önce;
bahçelinin susma misyonuna kinayeli bir gönderme yapıp sınırlarını görmek istedi diye yorum getirmiştim. bunda da üslubun bu şekilde olmaması gerektiğini yineliyorum.
sonra;
ülkeyi bekleyen(!) ekonomik sarsıntının sorumluluk bazında değerlendirilmesinin kargaşaya getirilmesi için, zaten şimdiye kadar oluşturulmuş suni gündemlere yeni birini eklemeye fırsattır yaklaşımını sezdim.
kaldı ki; şehitlerin verilmesine sebep olunan becerik(ilke)sizlikleri unutarak perva(z)sızca prim yapma kaygısına girildiği aşikarken...

hadi buyrun bakalım; bahçeli, susma misyonunu zorladı ve yeni bir hamle ile geldi.
(bkz: http://www.internethaber....863&interstitial=true)
edit2:(bkz: http://www.internethaber....news_detail.php?id=160898)
bahçeli'yi konuşturma başarısından kutlanmayı hak eden başbakanımız, çok sevdiği atışarak konuşma, pardon, cevaplama hakkına ulaştı.
edit: dilerim en konuşması gereken, en cevaplaması gereken noktalarda hesaba almaz havasına girip susmayı tercih eden havalı politikacı rolünü oynamaz. *

notumsu: atlar tepişirken otlar ezilir. bu millet; kement atmayı bırak, koşan ata binebilme yetisini kanında taşır. an olacak şuuru depreşecek ve sahip olduğu kudretin damarında gezdiğini hatırlayacak. sabır, sabır, ya sabır...
(bkz: oz elestiri)
(bkz: basbakanin agzi torba degil ki buzesin)
Vurucan kafasına alacaksın lokmasını halk dediğin ısırgan otlarının. Koy siyah battal boy bir çöp torbasına, yığ üst üste bir kibrit çak, deniz feneri, ekonomik kriz, gerçek zihiniyetinle hasır altı yaptıkların da yansın. Ağzı olup ne olacak ki hor gördüklerinin, oy verecek, mürekkep sürülecek elleri olsa yeter. Bir de basıp da arşa yükseleceğin omuzları, şehit cenazelerini gömecek topraklar olsun. daha ne istersin. Padişahım çok yaşa.
Tanım: Üst kattaki muaalla teyzenin, mahalle dedikoducuları için söylediği lafın aynısının başbakandan duyulması durumu.
(bkz: ağzı olanın konuşması)
(bkz: recep tayyip erdoğan)**
başbakanın kendi boş sözlerine uydurduğu kılıftır. ağzı var konuşuyor adam, ne yapsın!
buna benzer bir çok örnek oldugundan artık şaşırmadıgım açıklamadır. galiba alıstırdı rte insanları bir basbakanın bu tip muhabbetleri yapabileceğine.

sadece tayyip erdogan degil, partisinin diger üyelerinin de genel üslubu bu aslında, aslına bakılırsa türkiye de pek çok insana da hitap edebilir; örneğin dengir fırat ın kılıcdaroğlu ile tartısmasında kılıcdaroglu nun iddialarına çok alakasız bir şekilde " ben mir im bey im " cevabı gibi. pek çok insan o iddialara cevap veremediginden degil kılıcdaroğlu nu kendilerince nasıl göt ettiğinden bahsediyordu ertesi gün.

heralde abd baskanına kameralar önünde " mu muck " hareketi yapan, bu ülkede ölene kadar basbakanlık yapabilir..
başkaban yoğurt beyaz dese muhalefet edileceğini öğrendiğimiz beyanattır. adamı sevmiyorsunuz eyvallah, oy vermeyin zaten çünkü oy verenlerin tamamı kara cahil, karısını sevmiyor olabilirsiniz ki başörtüsü olmasaydı yine nefret eder miydiniz bilinmez!
ve kendisinin de ağzının olması..
(bkz: doğru söze ne denir)
başbakanın organlarımızın işlevini öğrendiğini gösterir.sırada mevsimler var.
ağzı olmayan bir topluluk olarak deniz analarını yönetirse daha mutlu olacağını düşündüğüm başbakanın sözü.
yanlış kişinin ağzında vücut bulmuş, doğru önermedir.

buram buram demokrasi ve özgürlük kokan bu açıklamadan sonra rte'nin oyunu %70'e çıkarması beklenmektedir.son yaptığı;"düşman değil suçlu" açıklamasıyla, kendini mi kastediyor acaba!(?) diye düşünmemize sebep olmuştur, aynı zamanda. *bir rte incisinde daha görüşmek dileğiyle,hoşcakal sözlük. her nerede konuşuyor ve konuşturuyorsan.

(bkz: baş bakan boş konuşan)
ayna karşısındayken söylemiş olması muhtemeldir.. seviyoruz kendisini.. *
düz mantığın geldiği son noktadır.
(bkz: tayyip erdogan in konusma organi) *
başbakanın bp reklamındaki sloganı arakladığına işarettir.

(bkz: ağzı olan konuşuyor)
+ bugünlerde ağzı olan konuşuyor dengir'cim!
- haklısınız başkanım.
+ dili olan yalıyor!!
- ?! ee...doğrudur efendim.
+ dötü olan sıçıyor, memesi olan açıyor!!
- başkanım?!!
+ datdiri dat dat datdiri datdat...datdiriditdit diiiidiiii
- eyvah eyvah!!!
(bkz: klavyesi olan yazıyor)
(bkz: onune gelene hakaret eden basbakan)
önce kendine bakması gerektiğini gösterir.
eee ne var bunda kıçı olan da ossuruyor diyen adamın ayıp edeceği laftır.

biz söylüyo muyuz.
yıllardır millete söylemediği kalmamıs birinden duymak sasırtıcıdır. ettiği yanına kalmayacak . bu millet onun anası öldüğü için susuyorum ama karısınıda alıp gittiği günleride görecek.
güzel bir demeçtir.

kendisi başka bi yerinden konuştuğu için yaptığı tespit çok yerindedir. bakmış, insanların ağızlarında konuştuklarını tespit etmiş, ve hayret içinde "aaaaa bak bunların ağızları var ve konuşuyorlar" demiş. e şöyle bi düşününce doğru da söylediği şey.

bundan sonra kimse başbakanımızın yaptığı tespitler yanlıştır, diyemez.
kendisinin de bir ağzı olmasına rağmen promptersız konuşamayı becerememesi ayrı bir ironi konusudur.