bugün
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası9
- futbolcu ismiyle nick almak13
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı14
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması19
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler15
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi21
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi17
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu27
- boşuna yaşıyorum hissi11
- murat kurum kurudu gitti8
- arda güler12
- icardi190511
- icardi1905 silik olsun kampanyası24
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- sözlük kızlarının ayakkabıları14
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- karınıza range rover alır mısınız18
- şu anda çalan şarkı8
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- ali erbaş11
- anın görüntüsü16
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- güzel kızların size abi demeye başlaması12
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
- belediyeler el değiştirince bütün foyalar döküldü23
- ismail kartal12
- sivasspor'a verilen penaltı27
- sinemaların batma aşamasına gelmesi22
- patiswiss17
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı14
- 22 nisan 2024 sivasspor fenerbahçe maçı31
- trollerin karışması8
- fenerbahçe11
- sözlük yazarlarının pankekleri13
- yoga eğitmeni uzun boylu motorcu şamatacı erkek9
- profesyonel fotoğraf makinası tavsiyeleri10
- inmesi binmesinden daha zor olan şeyler14
- stanleywhite10
- siklememenin getirdiği huzur9
- galatasaray9
- bakire misin diye soran erkek11
- xdearm8
- johnny bellington13
- icardi1905'in adam gibi adam olması15
çiftehavuzlar'da merkezi bulunan ingilizleri 1881 yılında kurdukları fransızların cercle d'orient ismini koydukları ve masonik yapısı olduğu öne sürülen Türkiye'nin kalburüstü insanlarının üye olduğu dernektir.
güneş batarken havuzun yanındaki deniz manzaralı barda* birşeyler içmek "istanbul'un sefası budur galiba" dedirtir insana. üye olduğumuzdan değil, dostlar sağolsun işte.
eski turk filmlerinde sıkça görebileceğimiz, alkol oranı rutin rakılara nazaran az daha fazla olan kulüp rakısı nın meyhanedeki garsondan isteniş biçimidir.
(bkz: circle d orient)
1882 yılında ingiliz Elçisi Sir ALFRED SANDISON tarafından başlatılan çalışmalar sonucu: diplomat, yönetici ve iş adamlarından oluşan 30 kurucu üyenin sosyal amaçlarla kurdukları ( CERCL'E a PERA ) adlı kulüp 1884 yılında ( CERCL'E d ORIENT) adını almıştır. 19 mart 1882 tarihi Kurucular Toplantısında Baron De Hirsehfeld, başkanlığında teşekkül etmiş olan 9 kişilik Yönetim Kurulu 1884 yılına kadar toplantılarını muhtelif sefarethanelerde yapmıştır. Aynı yıl Abraham Paşa tarafından mimar Valloairi'ye yaptırılan Beyoğlu'ndaki binaya geçilmiştir. Binanın tefrişinde ingiliz, Fransız ve Osmanlıya ait aksesuarlar ve eşyalar kullanılmıştır. 1930 yılında Alaiyeli Mahmut Beyin teklifi üzerine toplantı tutanakları Türkçe ve Fransızca olarak düzenlenmeye başlanmıştır. Bu yerde bir asıra yakın mevcudiyetini sürdüren kulüp, her yönü ile cemiyet hayatına, ve diğer sosyal kulüplere örnek teşkil etmiştir. Karar Defterlerinde 1882 yılından bugüne kadar yapılan Genel Kurul toplantıları ile Yönetim Kurulu toplantıları tutanakları mevcuttur. Toplumumuzun tarihindeki en büyük bunalımların ve değişmelerin yaşandığı sürecin tanığı olan kulübümüz aynı zamanda bu olaylarda rol üstlenmekle birlikte, üyelerinin bunlara fiilen katıldığı bir cemiyet olmuştur. Laik ve Demokratik Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu güne kadar
siyasilerin ve yüksek bürokratların, ayrıca bilim, sanat ve iş dünyasının
büyük şahşiyetlerinin başkanlık yaptığı kulübümüzde üye sayısı
6000'e ulaşmıştır.
(bkz: http://www.buyukkulup.org.tr/)
siyasilerin ve yüksek bürokratların, ayrıca bilim, sanat ve iş dünyasının
büyük şahşiyetlerinin başkanlık yaptığı kulübümüzde üye sayısı
6000'e ulaşmıştır.
(bkz: http://www.buyukkulup.org.tr/)
hükümetler kurup, hükümetler deviren kulüptür. geçmişten günümüze bazı başkanları; tevfik rüştü aras, mükerrem sarol, necmettin sadak, hamdi akça, hüsnü çakır, bülent ulusu, duran akbulut (şimdiki başkan).
çok, çok ve daha çok parası olmayanların üye olamadığı yer. lakin sadece çok paranızın değil referansınızın da olması şart.
as başkanlığını emekli orgeneral çevik bir'in yaptığı kulüp.
turkcell süper lig için galatasaray sk, fenerbahçe sk ve beşiktaş jk'dir.
son yıllarda beşiktaş bu kategoriden düşmeye ve düşürülmeye başlamıştır.
son yıllarda beşiktaş bu kategoriden düşmeye ve düşürülmeye başlamıştır.
hem manzaralı hem de şık bir yerdir. yemekleri leziz, davetleri keyifli, havalandırma sistemi zayıftır.
hanımın çiftliği'ne bakarsanız adana'da da pek meşhur imiş 1950'lerde.
bütün kalantorlar orada bir görünürlermiş, gösterirlermiş kendilerini.
bütün kalantorlar orada bir görünürlermiş, gösterirlermiş kendilerini.
(bkz: kulüp rakı)
(bkz: REAL MADRiD)
28 şubat'ın önemli isimlerinin de (darbeci generaller) boy gösterdiği durak. büyük kulüp'le ilgili önemli bilgiler içeren bir yazı okudum. paylaşmakta fayda var:
--spoiler--
büyük kulübe üye generaller
1882de kurulan, iş adamı, siyasetçi ve sanatçıları bünyesinde barındıran büyük kulüp, genelkurmay başkanlarının üye olması ile de gündemden düşmüyor.
üç eski genelkurmay başkanı ismail hakkı karadayı, hüseyin kıvrıkoğlu ve yaşar büyükanıt oradaydı. emekli generallerden de cumhur asparuk, necati özgen, ilhan kılıç, necdet timur göze çarpanlar arasındaydı. emekli orgeneral çevik bir ile deniz kuvvetleri komutanı oramiral salim dervişoğlu zaten rakip listelerden aday oldukları için yarış hâlindeydiler.
buna karşılık, iki sene öncesine kadar üyeliğinin devam ettiğini bildiğimiz, türkiyenin zor süreçlerinde görev yapmış eski genelkurmay başkanı orgeneral hilmi özkök orada yoktu. yine eski genelkurmay başkanı mustafa necdet üruğ, eski deniz kuvvetleri komutanı vural bayazıt, 12 eylülün millî güvenlik konseyi üyesi oramiral nejat tümer de ya üyelikleri düştüğü için ya da çeşitli sorunları sebebiyle katılmamışlardı, 14 marttaki büyük kulüp seçimlerine. şimdiki genelkurmay başkanı ilker başbuğu ise oy kullanmak için görmek açıkçası sürpriz sayılabilirdi. zira tsk iç hizmet kanununun 43. maddesi, silahlı kuvvetler mensuplarının derneklere girmeleri, bunların siyasi faaliyetleri ile münasebette bulunmaları, her türlü siyasi gösteri, toplantı işlerine karışmaları ve bu maksatla nutuk ve beyanat vermeleri ve yazı yazmaları yasaktır maddesi akıllara gelecekti. ya da 1. ordu komutanlığı görevini tamamladıktan sonra 2006daki yüksek şûrada kara kuvvetleri komutanlığına geldiği sıralarda, 9 aralık 2006da büyük kulüpe üyeliği kabul edilen başbuğ, üyeliğini, 43. madde gereği millî savunma bakanlığına bildirmişti. bilmiyoruz tabii.
askerler, kuruluş hikâyesi 1880lere inen büyük kulüpe her zaman ilgiliydi, ancak bu ilgi son zamanlarda ortaya çıkan fotoğraftan da anlaşılacağı üzere üst düzeye çıkmıştı. kimi muvazzafken, kimi emekli olduktan sonra duhul etmişti kulübe. i̇şin ilginç tarafı, hepsi de genelkurmay başkanı olan i̇smail hakkı karadayı, hüseyin kıvrıkoğlu, hilmi özkök, yaşar büyükanıt ve ilker başbuğ paşaların büyük kulüpe peşi sıra üye olmalarıydı.
büyük kulüpün 1987de yayımladığı üye listesine kabaca baktığımızda, oramiral irfan tınaz, orgeneral irfan tansel, general kaya yazgan, orgeneral kemal atalay, orgeneral kemal kayacan, orgeneral haydar sükan, kıdemli albay muzaffer ataklı, amiral necdet şenergun, koramiral nejat serim, millî güvenlik konseyi üyesi osman sedat celasun, orgeneral selahattin demircioğlu, korgeneral selahattin çetiner, hava korgeneral süleyman muammer inal ve daha pek çok rütbeli ismin eski üyeler arasında olduğu gözlerden kaçmıyordu. yeni süreçte de başka askerî üyeler vardı ancak büyük kulüp kapalı bir kutu olduğu için onları bilme imkânı yoktu.
değil rütbelilerin, iç hizmet kanununa göre er ve erbaşların askerlik vazifelerini yaptıkları süreçte dahi bütün sivil üyeliklerinin askıya alındığını beyan etmelerine rağmen muvazzaf askerlerin hangi rütbede olursa olsun bu tür kuruluşlara üye olması nasıl açıklanabilirdi? ve büyük kulüpte asker üye alma veya askerlerin üye olma sevdası nereden geliyordu?
işın sırrı muhtemelen şu noktadaydı. büyük kulüp tüzüğüne göre 1. ordu komutanı derneğin tabii üyesi oluyordu. göreve başladıkları sırada büyük kulüp yönetim kurulu tarafından makamlarında ziyaret edilen komutana dernek üyeliği öneriliyor, ilgili komutan da olumlu cevap verirse şeklen bir inceleme sonrası üyeliği başlatılıyordu. bu anlayış sadece askerlere yönelik değildi. kulüp, zaten ülkemizdeki yabancılar tarafından kurulmuştu. 1930ların sonuna doğru yabancı ağırlığı azalsa da onlara gösterilen kolaylıklar hep sürmüştü. 23 nisan 1944te, dışişleri bakanlarının kulübedoğal başkan seçildiği süreçte, numan menemencioğlunun başkanlığındaki toplantıda askerlerin üyeliği yazılı olmasa da kabul görmüştü. başkan duran akbulut tarafından tarihçi-gazeteci orhan koloğluna hazırlatılan cercle dorientdan büyük kulüpe kitabında bu husus gözler önüne seriliyordu: beşinci madde okundu. bay numan menemencioğlu bu maddedeki başkonsoloslar kelimesinin kaldırılması ile istanbulda resen vazife gören muvazzaf konsoloslar tabirinin kullanılmasını teklif etti. ve böylece düzeltildi. lütfü kırdar, bu maddedeki komutan, askerî komutanların da belirtilmesini istedi. ali haydar bunun düşünüldüğünü fakat belirtmenin lüzumu olmadığını beyan etti. menemencioğlu ancak bir tek kumandanın yeterli olduğunu söyleyerek bunun en ileri gelen askerî komutan şeklinde düzeltilmesini istedi ve bu teklif kabul edildi.
buna ek olarak, bugünkü tüzüğün 5. maddesindeki devletin üst düzey görevlerinde bulunanlarla ülkemize ve derneğimize büyük hizmet ve yararları dokunan kişiler yönetim kurulu kararı ile onursal üye olabilirler şeklindeki kayıt da bu yolun nasıl işlediğine ışık tutuyordu.
büyük kulüp başkanı duran akbulut, henüz kara kuvvetleri komutanı iken kulübe üye olan orgeneral ilker başbuğun eleştirilmesini eleştirmiş, 6 bine ulaşan üye sayısının 60ını eski ve yeni genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, korgeneral ve koramirallerin oluşturduğunu açıklamıştı. akbulut ayrıca siyasetle ilgilerinin bulunmadığını, derneğe ait mekânlarda siyasi toplantılar düzenlenmeyeceğinin de tüzük hükmü olduğunu deklare etmişti. acaba öyle miydi? bunun için geçmişe bakmak gerekiyordu.
orhan koloğlunun bizzat büyük kulüp arşivine dayandırarak yaptığı çalışma, geçmişten örnekler sergilemesi bakımından önemliydi. ancak daha da önemlisi, duran akbulutun, gazeteci faruk mercana 1950li yıllardan bu tarafa burada hükûmetler yıkılmış, hükûmetler kurulmuş. ifadesini kullanmış olmasıydı.
büyük kulüp fikri, 1 aralık 1881de, avrupalıların osmanlı topraklarında sadece kendilerinin egemen olduğu, hiçbir yerlinin -daha açıkçası osmanlı yönetimini temsil eden bir kimsenin- etkili olmayacağı bir mekanizmanın kurulması tasarlanarak oluşturulmuş ve büyük britanya büyükelçisi sir alfred sandisonun girişimleri ile harekete geçirilmişti. ilk etapta 90 kişilik bir üye aday listesi tespit edildi. kuruluş işlemlerini sandison, graziani, wrench, th. mavrogordato, testa, kont collobiano, vigoureux, wallace, bertranddan müteşekkil 9 kişilik hazırlık komitesi yürütecekti. 1882deki genel kurul toplantısında oturum başkanlığına alman büyükelçisi baron hirschfeld seçildi. ilk tartışma kurucu üyeler listesi konusunda oldu. sultan ii. abdülhamidin yaveri izzet beyin kurucu olarak kaydı yapılmamıştı. orhan koloğluna göre, sultan abdülhamidin, avrupalı elçilerin başrolü oynadığı, önemli ticaret ve maliye uzmanlarının ve bütün yabancı askerî ataşelerin yer aldığı böylesi bir kurumu göz ardı etmesi düşünülemezdi. bunun üzerine istifalar oldu. bir ara yol olarak da hazırlık komitesinin başkanlığına iran elçisi muhsin hanın seçilmesi tercih edildi.
1882de kurulan cercl dorientin kurucular listesindeki 78 kişiden 59u, osmanlı vatandaşı değildi. içlerinde sadece iran elçisi muhsin han müslümandı. koloğlunun düştüğü kayda göre, osmanlı tebaası kişiler içinde de sadece üç türk vardı: münir ve refet beylerle yaver paşa.
1882-1907 yılları arasında kulübe 518 yabancıya karşılık 52 osmanlı vatandaşı dâhil olmuştu. 1908-18 yılları arasında, -önde gelenleri dâhil- ittihatçı bir yığılma ile karşılaşmamıza rağmen durum 279 yabancı, 129 osmanlı vatandaşı şeklinde idi. cumhuriyet kurulduktan sonra 1923-36 yılları arasındaki oran 322 yabancı, 92 türk üye olarak kayıtlara geçmişti.
1944te cercle dorient ismi büyük kulüp olarak değiştirildi. kuruluşun ismi serkldoryan olarak da okunuyor ve yazılıyordu. kendisi de büyük kulüp üyesi olan hüseyin cahit yalçın, kulübün nasıl türkleştirildiğini anılarında şöyle anlatıyordu: 1914 tarihine gelinceye kadar beyoğlundaki küçük kulüp (istanbul kulübü, bu adla anılırdı) tamamen bir ecnebi yuvası sayılırdı. beyoğlunda hüküm süren levanten ruhu türkün en büyük, en durup dinlenmek bilmez düşmanıydı. aleyhimizde her türlü iftiralar ve fena sözler beyoğlundan çıkardı. bu türk aleyhtarlığı propagandasında beyoğlunun mühim iki kulübünün büyük hissesi olabilirdi. ittihat ve terakki bunun farkındaydı. büyük harbin çıkması beyoğlunun kulüplerini türkleştirmek için bir fırsat temin etmişti. talat vesair ileri gelenler, yüksek türk memurlarının ve türk gençlerinin senkldoryana ve küçük kulüpe girmelerini, oralarda bir türk ekseriyeti vücuda getirmelerini, oralarda da etkili olmalarını istiyorlardı.
kulüp tarihine baktığımız zaman sürekli bir gelir-gider dengesi gözetmekle meşgul olunduğu göze çarpıyordu. dengenin sağlanması ve gelir elde etmek için de kulüp kapıları dışarıdan davet ve davetlilere açılıyor, kâğıt oyunları dâhil çeşitli salon oyunları da devreye sokuluyordu. açık arttıkça bu oyunlara zam da yapılıyordu. ülkenin içinden geçtiği savaş ve ekonomik sıkıntı yılları kulübe de yansımıştı, doğal olarak. bu sıkıntılar neticesinde bazı dönemler üye sayısı çok geriliyordu. bu da kulübün maddi kaybı demekti. böyle dönemlerde, cazibe merkezi olmak için yerli-yabancı önde gelen isimlerin kulübe üye olması teşvik ediliyordu. kulüp bazen restoran ve eğlence merkezi gibi de işletiliyordu, gelir elde etmek için.
kulübün cazibe merkezi olması için bir dönem dışişleri bakanları kulübün tabii başkanı sayıldı. hükûmetlerle bırakın yakınlaşmayı, iç içe girildi böylece. numan menemencioğlu, necmettin sadak, sonrasında sabık da olsa tevfik rüştü aras dahi başkanlık yaptı kulübe. adnan menderes döneminde de iktidarın ilgisini çekme çabaları sonucu menderesin bakanlarından mükerrem sarol başkanlığa getirildi. menderesin başbakanlık müsteşarı, mason ahmet salih korur da bu yıllarda üye olmuştu büyük kulüpe. hükûmetlerle sıcak temas sonuç vermiş, mason üstadı şükrü kayanın önerisiyle masonların uykuya yattığı bir süreçte, 1936 ile 1954 yılları arasında büyük kulüp 350 yeni üye kabul etmişti.
27 mayıs 1960ın kaldırdığı toz duman içinde herkes bir köşeye çekilince kulüp yine maddi gelirden yoksun kalmıştı. hem üye sayısını artırarak gelir elde etmek hem de darbecilerin cirit attığı ortamda onlarla yakın temasta olmak için 17 mart 1962de yeni bir karar alındı. kurucu meclis üyeleri ile devletin birinci ve ikinci derecedeki yüksek kademelerinden ve muadili diğer devlet teşekküllerinden emekliye ayrılmış olanlardan kulübe girmek isteyenlerin müracaat tarihinde cari duhuliyenin yarısı alınacaktı.
buna rağmen böyle bir dönemde bile kulüp, 15 eylül 1960ta, yani 27 mayıstan 4-5 ay sonra hazineye 30 bin lira bağış yapmıştı. bunu nasıl izah etmek gerekirdi? 27 mayıstan hemen sonra, 17 temmuzda eski millî savunma bakanlarından hüsnü çakırın başkanlığa getirilmesi koloğluna göre askerî iktidarla hoş geçinmenin yolu olarak değerlendirilmişti.
siyasetten uzak kalma çabaları ne derece geçerli idi dernek için? yine koloğluna kulak verirsek, kulüp, daha başlangıçta siyasetle meşgul olmama ilkesini kabul etmişti: bakkalına, hamalına kadar her köşesi ve kişisi siyasete bulaşmış olan beyoğlunda bunun uygulanması kolay değildi. özellikle de kulübün en koyu uluslararası siyasetçileri bir araya getirme amacı güttüğünün bilinmesi bunun zorluğunu daha da belirginleştirmişti. buna rağmen 1908deki 2. meşrutiyetin ilanına kadar geçen dönemde, onca olaya rağmen kulüp zabıtlarında siyasete dair pek iz yoktu. peki, nasıl oluyordu bu? kulübün içinde siyaset, dikkatlerden uzak baş başa yapılan görüşmeler ve okuma salonundaki yayınların izlenmesi ile yürütülüyordu. tabii o zamanki şartlarda.
9 ağustos 1915te sadrazam olduğu sırada, alman elçisi wangenheimın yerine büyük kulüp başkanlığına seçilen sait halim paşa, komite toplantılarına aralıksız başkanlık etmişti. büyük kulüp üyeleri osmanlıdan bu yana toplumun ve devletin ileri gelenleri arasında yer alıyordu. i̇brahim hakkı paşa da sultan abdülhamid zamanında kulübe üye olmuş, 1911de sadrazamlığa gelmiş üyelerden biriydi. ve kulübe eskisi gibi devam ediyordu. hatta italya elçiliği müsteşarı garbassonun, libya için osmanlı devletine savaş ilanı notasını 29 eylül 1911 gecesi, paşa kulüpte her zamanki gibi briç oynarken sunduğu söyleniyordu.
1950lerden sonra, demokrat partililerin de toplumun ileri gelenlerini oluşturmasıyla yerli üyeler arasında hariciyeciler, bürokrasi mensupları ile iş ve sanat dünyasından da katılımlar artmaya başlamıştı. 1944te kadınlara da önce eş durumundan üyelik yolunun açılması ile kulüp üye sayısını artırmaya başlamıştı. üye çocuklarının dörtte bir oranında aidatla kabul edilmesiyle, kulüp, 1987 albümüne göre 2660 kayıtlı üyeye ulaşmıştı. o albümde ilk göze çarpanlar arasında aydın doğan, ayhan şahenk, vehbi koç, erol sabancı, a. cevher özden, ali balkaner, ulusoylar, erdoğan demirören, güven sazak, fuad bezmen, müteahhit notu düşülmüş hüsamettin özkan, fethi çelikbaş, murat vargı, ibrahim polat, kadir hasoğlu (has), m. emin cankurtaran, eşref cerrahoğlu, metin aşık, mustafa süzer, saray halının sahibi necati kurmel, nejat basmacı, osman merzeci, ömer dinçkök, raif dinçkök, semih sohtorik, şehmus tatlıcı, ünal temelli, vural arıkan, zeynep ekren (özal), bülent ulusu, bugün ergenekon firarisi bedrettin dalan, adnan kahveci, baba kaya çilingiroğlu, bülent eczacıbaşının kayınpederi turhan esener, cevdet akçal, -o zaman memur sıfatı ile- mehmet ağar, erol aksoy, hüsnü özyeğin, faruk süren, sami erdem, yalım erez, melih sipahioğlu, reşid şerif egeli, sadettin bilgiç, mesut yılmaz ve kuzeni erol yılmaz akçal, emin şirin, safa reisoğlu, altemur kılıç, m. ömer çavuşoğlu, can bartu, ercan arıklı, rauf tamer, güngör uras, togay bayatlı, çetin emeç, erol simavi, malik yolaç, ertuğrul soysal, fahrettin aslan, ajda pekkan, celal şengörün babası m. cemalettin şengör, coşkun kırca, nevzat ayaz, nüzhet kandemir, ümit pamir, mit üst yöneticisi o. nuri gündeş, mason üstadı enver necdet egeran bulunuyordu. üyeler arasında gayrimüslim iş adamlarının sayısı da az değildi.
üye sayısı 6 bine ulaşan büyük kulüp, toplumun önde gelen vitrin isimlerine kapılarını açmıştı. yurt dışında da belçika, ispanya, ingiltere, italya, fransa ve almanyada kardeş kuruluşları olan ve üyeleri buralardan karşılıklı avantajlı faydalanan büyük kulüp, askerlerin yanı sıra ak partiden ve akla gelen pek çok kesimden ismi bünyesinde barındırıyor artık. ibrahim tatlıses, hikmet çetin, köksal toptan, aykut kocaman, gül sunal, tekin akmansoy, ahmet özal, gürsel tekin, muharrem eskiyapan, abdülkadir aksu, dengir mir mehmet fırat, tufan türenç, tevfik altınok, doğan cansızlar, okan oğuz, yalçın sabancı, a. ihsan karacan.
1882de baron de hirschfeld ile başlayan başkanlık yarışı, raif dinçkökün 1976dan 94e kadar uzun yıllar görev yapmasıyla devam etti. dinçkökün vefatıyla boşalan başkanlığa eski başbakanlardan bülent ulusu geldi. o da bayrağı 1996da duran akbuluta bıraktı. artık başkanlık seçimlerinin listeler savaşına döndüğü büyük kulüpte, 2006da aytaç yalman ile necati özgen ayrı listelerden yarışmıştı. 14 mart 2010daki seçimlerde ise 28 şubatın önde gelen isimlerinden çevik bir, duran akbulutun; salim dervişoğlu da gündüz kaptanoğlunun listesinde yer alıyordu. mehmet nuri kuriş de yarışa katılmıştı. sonuçta duran akbulut 1344 oyla, sadece 75 oy farkla kaptanoğlunu geride bırakabildi. kuriş, 395 oy aldı.
büyük kulüp tarihi ile ilgili yazılmış fazla kitap yok. şeffaflaşmadan bahsetmek söz konusu değil. üyeler ve başkan da topluma açık durmuyor. türkiyenin en karmaşık dönemlerinde önde gelen insanları bünyesinde barındıran böylesine kuruluşların tarihe ışık tutacak bilgilere sahip olduğu muhakkak.
mali sıkıntılarını geride bırakan büyük kulüp, artık trilyonlara da hükmediyor. kadıköy çiftehavuzlarda, üyelerine, eğlenceden sosyal aktiviteye çok zengin içerik sunan kulüpte masalarda neler konuşuluyor bilinmez ama bilinen son dönem genelkurmay başkanları ile çevik bir gibi, 28 şubat sürecinde çok çalışan subayların buraya sadece yorgunluk atmak için gelmediğidir, herhâlde.
büyük kulüp başkanları
19.03.1882- baron de hirschfeld
15.03.1883-muhsin han
14.12.1891-s.e.m de melidow
09.12.1899-prince maurocordato
15.12.1902-baron de calice
08.12.1906-comte de dudzcele
13.12.1909-baron de marschall
04.05.1912-s.e. mahmud muhtar
06.12.1913-baron de kangenheim
11.12.1915-said halim paşa
26.12.1919-m. reşit paşa
09.12.1922-g.o. wallenberg
19.12.1935-a. hamid tarhan
08.10.1936-cemil topuzlu
02.05.1942-fethi okyar
06.02.1944-numan menemencioğlu
21.03.1946-necmeddin sadak
28.02.1953- saffet baştımar
14.03.1955-tevfik rüştü aras
04.03.1956-cavit ekin
09.03.1958-mükerrem sarol
17.07.1960-hüsnü çakır
23.02.1964-hamdi akça
07.03.1965-ali esad birol
11.02.1971-sahir kurutluoğlu
25.02.1976-raif dinçkök
1994-bülend ulusu
--spoiler--
--spoiler--
büyük kulübe üye generaller
1882de kurulan, iş adamı, siyasetçi ve sanatçıları bünyesinde barındıran büyük kulüp, genelkurmay başkanlarının üye olması ile de gündemden düşmüyor.
üç eski genelkurmay başkanı ismail hakkı karadayı, hüseyin kıvrıkoğlu ve yaşar büyükanıt oradaydı. emekli generallerden de cumhur asparuk, necati özgen, ilhan kılıç, necdet timur göze çarpanlar arasındaydı. emekli orgeneral çevik bir ile deniz kuvvetleri komutanı oramiral salim dervişoğlu zaten rakip listelerden aday oldukları için yarış hâlindeydiler.
buna karşılık, iki sene öncesine kadar üyeliğinin devam ettiğini bildiğimiz, türkiyenin zor süreçlerinde görev yapmış eski genelkurmay başkanı orgeneral hilmi özkök orada yoktu. yine eski genelkurmay başkanı mustafa necdet üruğ, eski deniz kuvvetleri komutanı vural bayazıt, 12 eylülün millî güvenlik konseyi üyesi oramiral nejat tümer de ya üyelikleri düştüğü için ya da çeşitli sorunları sebebiyle katılmamışlardı, 14 marttaki büyük kulüp seçimlerine. şimdiki genelkurmay başkanı ilker başbuğu ise oy kullanmak için görmek açıkçası sürpriz sayılabilirdi. zira tsk iç hizmet kanununun 43. maddesi, silahlı kuvvetler mensuplarının derneklere girmeleri, bunların siyasi faaliyetleri ile münasebette bulunmaları, her türlü siyasi gösteri, toplantı işlerine karışmaları ve bu maksatla nutuk ve beyanat vermeleri ve yazı yazmaları yasaktır maddesi akıllara gelecekti. ya da 1. ordu komutanlığı görevini tamamladıktan sonra 2006daki yüksek şûrada kara kuvvetleri komutanlığına geldiği sıralarda, 9 aralık 2006da büyük kulüpe üyeliği kabul edilen başbuğ, üyeliğini, 43. madde gereği millî savunma bakanlığına bildirmişti. bilmiyoruz tabii.
askerler, kuruluş hikâyesi 1880lere inen büyük kulüpe her zaman ilgiliydi, ancak bu ilgi son zamanlarda ortaya çıkan fotoğraftan da anlaşılacağı üzere üst düzeye çıkmıştı. kimi muvazzafken, kimi emekli olduktan sonra duhul etmişti kulübe. i̇şin ilginç tarafı, hepsi de genelkurmay başkanı olan i̇smail hakkı karadayı, hüseyin kıvrıkoğlu, hilmi özkök, yaşar büyükanıt ve ilker başbuğ paşaların büyük kulüpe peşi sıra üye olmalarıydı.
büyük kulüpün 1987de yayımladığı üye listesine kabaca baktığımızda, oramiral irfan tınaz, orgeneral irfan tansel, general kaya yazgan, orgeneral kemal atalay, orgeneral kemal kayacan, orgeneral haydar sükan, kıdemli albay muzaffer ataklı, amiral necdet şenergun, koramiral nejat serim, millî güvenlik konseyi üyesi osman sedat celasun, orgeneral selahattin demircioğlu, korgeneral selahattin çetiner, hava korgeneral süleyman muammer inal ve daha pek çok rütbeli ismin eski üyeler arasında olduğu gözlerden kaçmıyordu. yeni süreçte de başka askerî üyeler vardı ancak büyük kulüp kapalı bir kutu olduğu için onları bilme imkânı yoktu.
değil rütbelilerin, iç hizmet kanununa göre er ve erbaşların askerlik vazifelerini yaptıkları süreçte dahi bütün sivil üyeliklerinin askıya alındığını beyan etmelerine rağmen muvazzaf askerlerin hangi rütbede olursa olsun bu tür kuruluşlara üye olması nasıl açıklanabilirdi? ve büyük kulüpte asker üye alma veya askerlerin üye olma sevdası nereden geliyordu?
işın sırrı muhtemelen şu noktadaydı. büyük kulüp tüzüğüne göre 1. ordu komutanı derneğin tabii üyesi oluyordu. göreve başladıkları sırada büyük kulüp yönetim kurulu tarafından makamlarında ziyaret edilen komutana dernek üyeliği öneriliyor, ilgili komutan da olumlu cevap verirse şeklen bir inceleme sonrası üyeliği başlatılıyordu. bu anlayış sadece askerlere yönelik değildi. kulüp, zaten ülkemizdeki yabancılar tarafından kurulmuştu. 1930ların sonuna doğru yabancı ağırlığı azalsa da onlara gösterilen kolaylıklar hep sürmüştü. 23 nisan 1944te, dışişleri bakanlarının kulübedoğal başkan seçildiği süreçte, numan menemencioğlunun başkanlığındaki toplantıda askerlerin üyeliği yazılı olmasa da kabul görmüştü. başkan duran akbulut tarafından tarihçi-gazeteci orhan koloğluna hazırlatılan cercle dorientdan büyük kulüpe kitabında bu husus gözler önüne seriliyordu: beşinci madde okundu. bay numan menemencioğlu bu maddedeki başkonsoloslar kelimesinin kaldırılması ile istanbulda resen vazife gören muvazzaf konsoloslar tabirinin kullanılmasını teklif etti. ve böylece düzeltildi. lütfü kırdar, bu maddedeki komutan, askerî komutanların da belirtilmesini istedi. ali haydar bunun düşünüldüğünü fakat belirtmenin lüzumu olmadığını beyan etti. menemencioğlu ancak bir tek kumandanın yeterli olduğunu söyleyerek bunun en ileri gelen askerî komutan şeklinde düzeltilmesini istedi ve bu teklif kabul edildi.
buna ek olarak, bugünkü tüzüğün 5. maddesindeki devletin üst düzey görevlerinde bulunanlarla ülkemize ve derneğimize büyük hizmet ve yararları dokunan kişiler yönetim kurulu kararı ile onursal üye olabilirler şeklindeki kayıt da bu yolun nasıl işlediğine ışık tutuyordu.
büyük kulüp başkanı duran akbulut, henüz kara kuvvetleri komutanı iken kulübe üye olan orgeneral ilker başbuğun eleştirilmesini eleştirmiş, 6 bine ulaşan üye sayısının 60ını eski ve yeni genelkurmay başkanları, kuvvet komutanları, korgeneral ve koramirallerin oluşturduğunu açıklamıştı. akbulut ayrıca siyasetle ilgilerinin bulunmadığını, derneğe ait mekânlarda siyasi toplantılar düzenlenmeyeceğinin de tüzük hükmü olduğunu deklare etmişti. acaba öyle miydi? bunun için geçmişe bakmak gerekiyordu.
orhan koloğlunun bizzat büyük kulüp arşivine dayandırarak yaptığı çalışma, geçmişten örnekler sergilemesi bakımından önemliydi. ancak daha da önemlisi, duran akbulutun, gazeteci faruk mercana 1950li yıllardan bu tarafa burada hükûmetler yıkılmış, hükûmetler kurulmuş. ifadesini kullanmış olmasıydı.
büyük kulüp fikri, 1 aralık 1881de, avrupalıların osmanlı topraklarında sadece kendilerinin egemen olduğu, hiçbir yerlinin -daha açıkçası osmanlı yönetimini temsil eden bir kimsenin- etkili olmayacağı bir mekanizmanın kurulması tasarlanarak oluşturulmuş ve büyük britanya büyükelçisi sir alfred sandisonun girişimleri ile harekete geçirilmişti. ilk etapta 90 kişilik bir üye aday listesi tespit edildi. kuruluş işlemlerini sandison, graziani, wrench, th. mavrogordato, testa, kont collobiano, vigoureux, wallace, bertranddan müteşekkil 9 kişilik hazırlık komitesi yürütecekti. 1882deki genel kurul toplantısında oturum başkanlığına alman büyükelçisi baron hirschfeld seçildi. ilk tartışma kurucu üyeler listesi konusunda oldu. sultan ii. abdülhamidin yaveri izzet beyin kurucu olarak kaydı yapılmamıştı. orhan koloğluna göre, sultan abdülhamidin, avrupalı elçilerin başrolü oynadığı, önemli ticaret ve maliye uzmanlarının ve bütün yabancı askerî ataşelerin yer aldığı böylesi bir kurumu göz ardı etmesi düşünülemezdi. bunun üzerine istifalar oldu. bir ara yol olarak da hazırlık komitesinin başkanlığına iran elçisi muhsin hanın seçilmesi tercih edildi.
1882de kurulan cercl dorientin kurucular listesindeki 78 kişiden 59u, osmanlı vatandaşı değildi. içlerinde sadece iran elçisi muhsin han müslümandı. koloğlunun düştüğü kayda göre, osmanlı tebaası kişiler içinde de sadece üç türk vardı: münir ve refet beylerle yaver paşa.
1882-1907 yılları arasında kulübe 518 yabancıya karşılık 52 osmanlı vatandaşı dâhil olmuştu. 1908-18 yılları arasında, -önde gelenleri dâhil- ittihatçı bir yığılma ile karşılaşmamıza rağmen durum 279 yabancı, 129 osmanlı vatandaşı şeklinde idi. cumhuriyet kurulduktan sonra 1923-36 yılları arasındaki oran 322 yabancı, 92 türk üye olarak kayıtlara geçmişti.
1944te cercle dorient ismi büyük kulüp olarak değiştirildi. kuruluşun ismi serkldoryan olarak da okunuyor ve yazılıyordu. kendisi de büyük kulüp üyesi olan hüseyin cahit yalçın, kulübün nasıl türkleştirildiğini anılarında şöyle anlatıyordu: 1914 tarihine gelinceye kadar beyoğlundaki küçük kulüp (istanbul kulübü, bu adla anılırdı) tamamen bir ecnebi yuvası sayılırdı. beyoğlunda hüküm süren levanten ruhu türkün en büyük, en durup dinlenmek bilmez düşmanıydı. aleyhimizde her türlü iftiralar ve fena sözler beyoğlundan çıkardı. bu türk aleyhtarlığı propagandasında beyoğlunun mühim iki kulübünün büyük hissesi olabilirdi. ittihat ve terakki bunun farkındaydı. büyük harbin çıkması beyoğlunun kulüplerini türkleştirmek için bir fırsat temin etmişti. talat vesair ileri gelenler, yüksek türk memurlarının ve türk gençlerinin senkldoryana ve küçük kulüpe girmelerini, oralarda bir türk ekseriyeti vücuda getirmelerini, oralarda da etkili olmalarını istiyorlardı.
kulüp tarihine baktığımız zaman sürekli bir gelir-gider dengesi gözetmekle meşgul olunduğu göze çarpıyordu. dengenin sağlanması ve gelir elde etmek için de kulüp kapıları dışarıdan davet ve davetlilere açılıyor, kâğıt oyunları dâhil çeşitli salon oyunları da devreye sokuluyordu. açık arttıkça bu oyunlara zam da yapılıyordu. ülkenin içinden geçtiği savaş ve ekonomik sıkıntı yılları kulübe de yansımıştı, doğal olarak. bu sıkıntılar neticesinde bazı dönemler üye sayısı çok geriliyordu. bu da kulübün maddi kaybı demekti. böyle dönemlerde, cazibe merkezi olmak için yerli-yabancı önde gelen isimlerin kulübe üye olması teşvik ediliyordu. kulüp bazen restoran ve eğlence merkezi gibi de işletiliyordu, gelir elde etmek için.
kulübün cazibe merkezi olması için bir dönem dışişleri bakanları kulübün tabii başkanı sayıldı. hükûmetlerle bırakın yakınlaşmayı, iç içe girildi böylece. numan menemencioğlu, necmettin sadak, sonrasında sabık da olsa tevfik rüştü aras dahi başkanlık yaptı kulübe. adnan menderes döneminde de iktidarın ilgisini çekme çabaları sonucu menderesin bakanlarından mükerrem sarol başkanlığa getirildi. menderesin başbakanlık müsteşarı, mason ahmet salih korur da bu yıllarda üye olmuştu büyük kulüpe. hükûmetlerle sıcak temas sonuç vermiş, mason üstadı şükrü kayanın önerisiyle masonların uykuya yattığı bir süreçte, 1936 ile 1954 yılları arasında büyük kulüp 350 yeni üye kabul etmişti.
27 mayıs 1960ın kaldırdığı toz duman içinde herkes bir köşeye çekilince kulüp yine maddi gelirden yoksun kalmıştı. hem üye sayısını artırarak gelir elde etmek hem de darbecilerin cirit attığı ortamda onlarla yakın temasta olmak için 17 mart 1962de yeni bir karar alındı. kurucu meclis üyeleri ile devletin birinci ve ikinci derecedeki yüksek kademelerinden ve muadili diğer devlet teşekküllerinden emekliye ayrılmış olanlardan kulübe girmek isteyenlerin müracaat tarihinde cari duhuliyenin yarısı alınacaktı.
buna rağmen böyle bir dönemde bile kulüp, 15 eylül 1960ta, yani 27 mayıstan 4-5 ay sonra hazineye 30 bin lira bağış yapmıştı. bunu nasıl izah etmek gerekirdi? 27 mayıstan hemen sonra, 17 temmuzda eski millî savunma bakanlarından hüsnü çakırın başkanlığa getirilmesi koloğluna göre askerî iktidarla hoş geçinmenin yolu olarak değerlendirilmişti.
siyasetten uzak kalma çabaları ne derece geçerli idi dernek için? yine koloğluna kulak verirsek, kulüp, daha başlangıçta siyasetle meşgul olmama ilkesini kabul etmişti: bakkalına, hamalına kadar her köşesi ve kişisi siyasete bulaşmış olan beyoğlunda bunun uygulanması kolay değildi. özellikle de kulübün en koyu uluslararası siyasetçileri bir araya getirme amacı güttüğünün bilinmesi bunun zorluğunu daha da belirginleştirmişti. buna rağmen 1908deki 2. meşrutiyetin ilanına kadar geçen dönemde, onca olaya rağmen kulüp zabıtlarında siyasete dair pek iz yoktu. peki, nasıl oluyordu bu? kulübün içinde siyaset, dikkatlerden uzak baş başa yapılan görüşmeler ve okuma salonundaki yayınların izlenmesi ile yürütülüyordu. tabii o zamanki şartlarda.
9 ağustos 1915te sadrazam olduğu sırada, alman elçisi wangenheimın yerine büyük kulüp başkanlığına seçilen sait halim paşa, komite toplantılarına aralıksız başkanlık etmişti. büyük kulüp üyeleri osmanlıdan bu yana toplumun ve devletin ileri gelenleri arasında yer alıyordu. i̇brahim hakkı paşa da sultan abdülhamid zamanında kulübe üye olmuş, 1911de sadrazamlığa gelmiş üyelerden biriydi. ve kulübe eskisi gibi devam ediyordu. hatta italya elçiliği müsteşarı garbassonun, libya için osmanlı devletine savaş ilanı notasını 29 eylül 1911 gecesi, paşa kulüpte her zamanki gibi briç oynarken sunduğu söyleniyordu.
1950lerden sonra, demokrat partililerin de toplumun ileri gelenlerini oluşturmasıyla yerli üyeler arasında hariciyeciler, bürokrasi mensupları ile iş ve sanat dünyasından da katılımlar artmaya başlamıştı. 1944te kadınlara da önce eş durumundan üyelik yolunun açılması ile kulüp üye sayısını artırmaya başlamıştı. üye çocuklarının dörtte bir oranında aidatla kabul edilmesiyle, kulüp, 1987 albümüne göre 2660 kayıtlı üyeye ulaşmıştı. o albümde ilk göze çarpanlar arasında aydın doğan, ayhan şahenk, vehbi koç, erol sabancı, a. cevher özden, ali balkaner, ulusoylar, erdoğan demirören, güven sazak, fuad bezmen, müteahhit notu düşülmüş hüsamettin özkan, fethi çelikbaş, murat vargı, ibrahim polat, kadir hasoğlu (has), m. emin cankurtaran, eşref cerrahoğlu, metin aşık, mustafa süzer, saray halının sahibi necati kurmel, nejat basmacı, osman merzeci, ömer dinçkök, raif dinçkök, semih sohtorik, şehmus tatlıcı, ünal temelli, vural arıkan, zeynep ekren (özal), bülent ulusu, bugün ergenekon firarisi bedrettin dalan, adnan kahveci, baba kaya çilingiroğlu, bülent eczacıbaşının kayınpederi turhan esener, cevdet akçal, -o zaman memur sıfatı ile- mehmet ağar, erol aksoy, hüsnü özyeğin, faruk süren, sami erdem, yalım erez, melih sipahioğlu, reşid şerif egeli, sadettin bilgiç, mesut yılmaz ve kuzeni erol yılmaz akçal, emin şirin, safa reisoğlu, altemur kılıç, m. ömer çavuşoğlu, can bartu, ercan arıklı, rauf tamer, güngör uras, togay bayatlı, çetin emeç, erol simavi, malik yolaç, ertuğrul soysal, fahrettin aslan, ajda pekkan, celal şengörün babası m. cemalettin şengör, coşkun kırca, nevzat ayaz, nüzhet kandemir, ümit pamir, mit üst yöneticisi o. nuri gündeş, mason üstadı enver necdet egeran bulunuyordu. üyeler arasında gayrimüslim iş adamlarının sayısı da az değildi.
üye sayısı 6 bine ulaşan büyük kulüp, toplumun önde gelen vitrin isimlerine kapılarını açmıştı. yurt dışında da belçika, ispanya, ingiltere, italya, fransa ve almanyada kardeş kuruluşları olan ve üyeleri buralardan karşılıklı avantajlı faydalanan büyük kulüp, askerlerin yanı sıra ak partiden ve akla gelen pek çok kesimden ismi bünyesinde barındırıyor artık. ibrahim tatlıses, hikmet çetin, köksal toptan, aykut kocaman, gül sunal, tekin akmansoy, ahmet özal, gürsel tekin, muharrem eskiyapan, abdülkadir aksu, dengir mir mehmet fırat, tufan türenç, tevfik altınok, doğan cansızlar, okan oğuz, yalçın sabancı, a. ihsan karacan.
1882de baron de hirschfeld ile başlayan başkanlık yarışı, raif dinçkökün 1976dan 94e kadar uzun yıllar görev yapmasıyla devam etti. dinçkökün vefatıyla boşalan başkanlığa eski başbakanlardan bülent ulusu geldi. o da bayrağı 1996da duran akbuluta bıraktı. artık başkanlık seçimlerinin listeler savaşına döndüğü büyük kulüpte, 2006da aytaç yalman ile necati özgen ayrı listelerden yarışmıştı. 14 mart 2010daki seçimlerde ise 28 şubatın önde gelen isimlerinden çevik bir, duran akbulutun; salim dervişoğlu da gündüz kaptanoğlunun listesinde yer alıyordu. mehmet nuri kuriş de yarışa katılmıştı. sonuçta duran akbulut 1344 oyla, sadece 75 oy farkla kaptanoğlunu geride bırakabildi. kuriş, 395 oy aldı.
büyük kulüp tarihi ile ilgili yazılmış fazla kitap yok. şeffaflaşmadan bahsetmek söz konusu değil. üyeler ve başkan da topluma açık durmuyor. türkiyenin en karmaşık dönemlerinde önde gelen insanları bünyesinde barındıran böylesine kuruluşların tarihe ışık tutacak bilgilere sahip olduğu muhakkak.
mali sıkıntılarını geride bırakan büyük kulüp, artık trilyonlara da hükmediyor. kadıköy çiftehavuzlarda, üyelerine, eğlenceden sosyal aktiviteye çok zengin içerik sunan kulüpte masalarda neler konuşuluyor bilinmez ama bilinen son dönem genelkurmay başkanları ile çevik bir gibi, 28 şubat sürecinde çok çalışan subayların buraya sadece yorgunluk atmak için gelmediğidir, herhâlde.
büyük kulüp başkanları
19.03.1882- baron de hirschfeld
15.03.1883-muhsin han
14.12.1891-s.e.m de melidow
09.12.1899-prince maurocordato
15.12.1902-baron de calice
08.12.1906-comte de dudzcele
13.12.1909-baron de marschall
04.05.1912-s.e. mahmud muhtar
06.12.1913-baron de kangenheim
11.12.1915-said halim paşa
26.12.1919-m. reşit paşa
09.12.1922-g.o. wallenberg
19.12.1935-a. hamid tarhan
08.10.1936-cemil topuzlu
02.05.1942-fethi okyar
06.02.1944-numan menemencioğlu
21.03.1946-necmeddin sadak
28.02.1953- saffet baştımar
14.03.1955-tevfik rüştü aras
04.03.1956-cavit ekin
09.03.1958-mükerrem sarol
17.07.1960-hüsnü çakır
23.02.1964-hamdi akça
07.03.1965-ali esad birol
11.02.1971-sahir kurutluoğlu
25.02.1976-raif dinçkök
1994-bülend ulusu
--spoiler--
üyelik için salt zengin olmanın yetmediği kulüp.
ciddi referansınızın olmasını bekliyorlar aynı zamanda.
ciddi referansınızın olmasını bekliyorlar aynı zamanda.
Yazlari tadi cikan kuluptur. Ailece her haftasonu gidiyoruz.
içersinde çok güzel paranın ve yiyişmelerin döndüğü kulüp. kendilerinden teklif aldım bakalım değerlendireceğim.
iÇerisinde gayet nezih ve seviyeli insanları barındıran ortamdır. iş hayatından sosyal Çevreye bir Çok ilişki ve bağ kurulabilecek bir ortamdır, üyesi olmaktan övünÇ duyulur.
bir diğer adıyla le cercle d' Orient
adıyla da artist bir yer olduğu anlaşılabileceği gibi tek sorunu genç kitlenin fazla barınamıyacağı ortam.
nedenini sorarsanız o kadar paraya sahip olmak için ya baba parası ya da götünün kılı ağırana kadar çalışman gerek.
adıyla da artist bir yer olduğu anlaşılabileceği gibi tek sorunu genç kitlenin fazla barınamıyacağı ortam.
nedenini sorarsanız o kadar paraya sahip olmak için ya baba parası ya da götünün kılı ağırana kadar çalışman gerek.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar