bugün

Büşra öğretmene büyük tehditler küfürler hakaretler var.
Çoğu pkk yandaşı kişi tarafından yapılıyor bunlar.
öğretmeni hedef gösteren azılı orospu çocuklarına sonuna kadar karşıyım.
diğer yandan bu kızın yaptığı şuursuz paylaşım da aklımın bir köşesinde. sarhoşken falan mı yazdı acaba bunları.
Doğu'nun en pislik şehirlerinden biriyle, Mardin gibi hoşgörü diyarını bir sayanların eleştirdiği mevzu.

Nusaybin denilen yok olası şehrin, mardin'in ilçelerinden biri olması, o şehri mardinle bütünleştiremez asla.

Mardin; artuklu'dur, Midyat'tır, yeşilli'dir, ömerli'dir.

Nusaybin ilçesi mardin'le alakası olmayan, pkk yuvası bir ilçedir.
görsel
Vay be, adamların vizyonuna bak. Onur duyacak idolleri de ırkçı biri. Vizyonunuz ayaklarımın altında paspas ehehehe.
önemli yerlere gelenlerin, ​insanların hayatlarına dokunabilecek kadar güçlü yerde olanların, karakterlerinin bu kadar silik olmasına anlam veremiyorum. açılan başlıkta "onur" kelimesini kendinize ne kadar yakıştırıyorsunuz acaba? bir insana, bir kültüre, bir topluma, bir dile saygısı olmayan insan her daim ırkçıdır. kendi seçimi olmayan bir şeyden nefret etmek, ki buna ırkçılık denir, insan onuruna da insan karakterine de sığmayan bir şeydir.
Öncelikle, ne mutlu türk'üm diyene, yaşasın türk ulusu diyerek söze başlıyorum.

Türk ulusu tarihte fevkalade başarıları olan kabiliyetli bürokratlar yetiştirmiş, imparatorluk kültürü bilincinde azınlıklara hoşgörü ile yaklaşmıştır. Bir öğretmen devleti temsilen çalıştığı yerde o yerin insanlarının birincil kültürel öğesine nefret kusuyorsa o kişi görevini yapamıyor demektir.
Bu öğretmenin dersinde pekiyi alan kürt kökenli öğrenciler vardır muhakkak, türkçe'yi de aksanla konuşuyorlardır. Kürtçe'den nefret ettiğini söyleyen bir insan çok yüksek ihtimalle türkçe'yi aksanlı duyduğunda da benzer hislere bürünüyordur.

Bu gibi kişiler devlet ve ulusumuz için en az pkk destekçileri kadar tehlikelidir. Bizler atatürk gibi, gökalp gibi, elçibey gibi, nazarbayev gibi milliyetçi liderler çıkaran büyük bir ulus ve bütünleşik bir halkız. Dilimizin de önde olmasını isteriz. Ancak ırkçılığı ve nefret söylemlerini asla tasvip etmez, bölücülük ile eş görürüz.
onurumuz değildir. büşra öğretmen dediğiniz meslektaşım, ayan beyan saçmalamış. ha yok eğer saçmalamadığını iddia ediyor ise o zaman kendisini abd'ye gönderelim, orada da ingilizce konuşulmasından şikayet ediyor mu bir bakalım. ben bu konudaki öngörümü paylaşayım, büşra öğretmen abd'de ingilizce konuşulmasından rahatsız olmayacak, hatta bir de üstüne o dili öğrenmek için kurslara para akıtacak. ya da kadim kızılderili kültüründen, zencilerden rahatsız olmayacak. gezecek, görecek bir youtube kanalı açıp ballandıra ballandıra anlatacak çok ekstrem bir durummuş gibi.

dil, bir iletişim aracıdır, bir kültürdür, bir varoluş işaretidir. kürtler vardır, çerkesler vardır, gürcüler, zazalar, ermeniler, türkler... hepsi bu coğrafyada yüzyıllardır varlık gösteren birbiriyle kardeşçe yaşayabilen halklardır. bu topraklar bu insanların ortak eseri. burada bir kitap alıntısı paylaşmak istiyorum;

"...kültürler arası mesafenin bu yüzyılda kapatılmaktan ziyade açılması, çıkarların ve faaliyetlerin oluşumunda kimliğin oynadığı rolü ön plana çıkarmaktadır.(...) yeni stratejik tutum, ekonomik ve sosyal yapıların tahrip edilerek sahanın ve stratejik kaynakların güçlenen diğer ülkelere kapatılmasını, sınırlı askeri güç ve "sosyal güçlerin" "kültürel silahlar" ile terörize edilerek devreye sokulmasını içermektedir."

kitap: jeopolitik şekillendirme ve türk-rus ilişkileri / Oğuzhan Ergün-Vefa Kurban

bu tarz davranışlar sergilemek, bu ülkeyi kültürel silahlar aracılığıyla terörize etmek isteyenlerin ekmeğine bal kaymak sürmekten başka hiçbir işe yaramaz. büşra öğretmene tavsiyem, işe yaşadığı coğrafyayı kabul etmekten, memleketini sevmekten, insanları sevmekten, "küreselleşme" ve "dünya barışı" kılıfı altında gizlenen "yok etme" sürecini görmekten başlaması. diyeceklerim bu kadar.
" kendisini abd'ye gönderelim, bakalım orada da ingilizce konuşulmasından şikayet ediyor mu bir bakalım. ben bu konudaki öngörümü paylaşayım, büşra öğretmen abd'de ingilizce konuşulmasından rahatsız olmayacak, hatta bir de üstüne o dili öğrenmek için kurslara para akıtacak."

abd'nin türkiye eyaleti olduğunu ve ana dilinin türkçe olduğunu sananlar tarafından eleştirilen öğretmen hanım.

e kadın bunlarla uğraşmış ki ah etmiş lan. sövmediğine dua edin. muahaha.
--spoiler--
" kendisini abd'ye gönderelim, bakalım orada da ingilizce konuşulmasından şikayet ediyor mu bir bakalım. ben bu konudaki öngörümü paylaşayım, büşra öğretmen abd'de ingilizce konuşulmasından rahatsız olmayacak, hatta bir de üstüne o dili öğrenmek için kurslara para akıtacak."

abd'nin türkiye eyaleti olduğunu ve ana dilinin türkçe olduğunu sananlar tarafından eleştirilen öğretmen hanım.

e kadın bunlarla uğraşmış ki ah etmiş lan. sövmediğine dua edin. muahaha.
--spoiler--

birinin bunu yazacağını tahmin ediyordum. yine açıyorum bilal'e anlatan modumu. hazır olun. amerika, ingiltere'den gelen püritenler tarafından istila edilmiş bir kıtadır. kızılderililer bu kıtanın eski yerlileridir ve o yerliler katledilmiştir. ancak katletmekle kültürü öldüremezsiniz. bugün bizim süs eşyası dükkanlarımızda dahi "rüya kapanları" satılıyor. abd'de şu anda neredeyse her milletten insan yaşıyor. ancak hiçbiri türkler ve diğer şark milletleri kadar ingilizce öğrenmeye hevesli değil. amerika küreselleşme adı altında doğu medeniyeti'ni yok etmeye, kendisine göre doğu'da kalan tüm insanları kendi sistemine, kültürüne, ekonomisine entegre etmeye çalışıyor. türkiye batı için bir şişenin mantar tıpası gibidir. asya'nın kapısıdır. yüzyıllardır bu ülkede misyonerler silahsız haçlı seferleri'ni gerçekleştirebilmek için faaliyet gösteriyor. "ılımlı islam" bu ülkede özellikle uygulanıyor. çünkü bu toprakları ele geçirmek demek asya'yı ele geçirmek demek. illa da türkiye'den örnek istiyorsa o kalın kafanız bir şeyleri hazmetmek için, sorun bakalım büşra öğretmen burger king kılığına girmiş abd yumuşak gücünden de rahatsız oluyor muymuş? sanmam. hatta bayıla bayıla yiyordur, yedikçe de abd'ye entegre oluyordur. hindistan'da ingilizce'nin resmi dil oluşuyla ilgili ne düşünüyormuş mesela?

türkiye bir imparatorluk bakiyesidir, yani türkler'in kurduğu, türkler'in hakim olduğu ancak çok çeşitli azınlığı içerisinde barındıran bir ülkedir. eğer siz mardin'de kürtçe konuşulmasından rahatsız olacak kadar türkçe'ye duyarlı iseniz o halde burger king, mc donalds, yves rocher, h&m gibi bir sürü markadan da rahatsız olacaksınız. hatta onlardan daha çok rahatsız olacaksınız, çünkü o markalar batı'nın küreselleştirme silahları. ancak mardin'de konuşulan kürtçe türkiye'ye zararı dokunan ve kasten oluşturulup ülkeye sonradan sokulmuş bir silah değil. doğu anadolu'da zaten kürtçe hep vardı. bu insanlar bizim gerçeğimiz. en büyük cehaletimiz ise pkk'yı kürtler'le özdeşleştirip kürtler'den nefret etmek. pkk, ermeni terör örgütü asala'nın mutasyona uğramış halidir. "kürdistan" adı altında gerçekleştirilmek istenen hayal ise miyadsiyel hayasta, yani ermeni idealidir. öyle ki 1982 senesinde asala sözcüsü hagop hagopyan bizzat kendi ağzyla pkk ile birlikte savaştıklarını söylemiştir.

kürtler pkk'ya katılıyorsa bunda türk olarak bizim de payımız var. biz kendi gerçeklerimize yüz çevirirsek bir anda "öteki" konumuna itmiş oluruz. tarih bilmeden milliyetçi geçinen insanlar bu ülkenin kanseridir. siz çok akıllısınız, çok milliyetçisiniz ya hani? ben size tek bir şey söyleyeyim, mustafa kemal atatürk bu ülkenin gördüğü en büyük milliyetçidir ve adam sizi görse intihar ederdi emin olun. "ne mutlu türküm diyene." ile "ne mutlu türk olana." sözleri arasındaki farkı anlayamayacak kadar zavallısınız siz. konudan o derece uzaksınız. adam bu ülke halklarını bütünleştirmek için canını veriyordu, siz bölün. çok güzel, bravo, alkış. yem olun hepiniz amerika'ya. içimi yakan şey sizin yanınızda biz de yem olacağız.
bir insanın tehdit edilmesi hoş degil ancak kendisi de anladigim kadariyla pek çocuk yetistirecek kapasiteye sahip degil ogretmen olmasaymis daha iyiymis. average türk egitimcisi iste.
bu abla ağır sorunlu. ülkedeki herkesin şakır şakır ingilizce konuştuğunu sanıyor hala. hayır canım benim, türkiye'de ingilizce konuşan dilim % 5 bile yoktur.

abd ingilizcesi ya da ingiltere ingilizcesi konuşulması, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de eğitiminin verilmesi kültürelden ziyade ihtiyaçla alakalıdır. dünyada senin dilini konuşan kaç ülke var? birkaç türki dili. ingilizceyi konuşabilen kaç ülke var? yığınla.

rusya ülkelerine gittim uzunca süre ingilizce ile idare ettim, balkanlara gittim ingilizce ile idare ettim. senin mağarada icat edilen kürtçenin bana faydası olmadı. gelen turistler ingilizce tabelaları okuyabilir, ingilizce isimlendirmeleri anlar. ülkeler her şeyi kültürel zenginlik için yapmaz, ekonomik sonuçlarını da düşünür.

daha komiği pkk'yı ermeni, asala örgütü sanması. hayır olm bu ayrımı anlamanın farkı ortada. devlet reddetse de ortada. seçim dönemi hdp'ye çıkan oy oranına bakıp, "kültürel zenginliğimizi yaşıyoruz" naraları atalirsin. cihangir soluna kalsa pkk düşman da değildir. en azından "pkk cici çocuk" demedi. o da başarı.
anlattığım şeylere cevap veremeyip dünyanın ingilizce üzerinden nasıl asimile edildiğini anlatarak bana antitez ürettiğini sanarken aslında dediklerimi doğrulayan insanlarla daha fazla muhatap olmayacağım. ben söylediklerimin cevabını alabildiğim zaman insanları kale alırım. size göre ağır sorunlu olabilirim. asala-pkk ilişkisini anlatmak için bir kere daha yorulmaya niyetim yok. hdp'yi hdp yapan şeyin de aslında kürtler'i ötekileştirme politikası, kürtler'in türk meclisi'nde kendilerini dışlanmış hissetmesi ve kendilerinin temsil edilmesi için bir oluşuma ihtiyaç duymaları olduğunu, aslında hdp'yi bu kadar büyütenin bu gözü kör ırkçılığı "milliyetçilik" sanan zihniyet olduğunu da ekledim dayanamayıp, siz eklemedim sayın.

"cahile taş atma, çamuru üstüne sıçrar." derler. doğru. burada benim kendi alanım üzerine benimle, ad hominem yaparak tartışmaya çalışınca hiçbiriniz daha milliyetçi olmazsınız. üzgünüm. bir daha yazmayacağım. dileyen kendini parçalayabilir. zira beni anlayan anladı. anlayamayan on-on beş seneye kadar anlar.
bilale anlatır gibi anlatıyordun ne güzel. oldu mu? olmadı. ad hominem yapıyormuşum. lan kültürel zenginliğin korunmasından onca bahsedip, böyle final mi olur? sonra da; "biz niye kürtçe konuşmak yerine ingilizce, latince, fransızca konuşuyoruz ühü ühü ühü" yaparsınız.

aha sebebi kendinizde arayın. bırak ben kullanayım onları. spesifik cümleler kurayım, ad hominem yapayım, sofistike anları anlatayım. dışarıya ben açığım. siz kültürünüzü koruyun. hahahastır.
uyarı: entry sayısının artışından anlıyorum da göremiyorum ne saçmalıyor yine kim bilir. donuzladım annem, donuzladım. yorulma boşuna. kıyamam ben sana. sen git youtube'da "türkçüler'in en çok dinlediği ülkücü şarkıları" açıp kendini havaya sok, ben kitabımı okumaya gidiyorum. yılların milliyetçisiyim, böyle kafa görmedim ben. yazık kimin çocuğuysa.

içses: ne saçmalıyor acaba?
Büşra Ayşe Fatma...
Ali Veli Selami...
Kürtçe Türkçe Arapça v diller...
Unutmayınız, bunlar aslında kıl tüy ve tartışılmaya bile değmez.

Haydi, diller için kıl tüy dedim.
Hadi, beni de linç ediniz embesil sürüsü.
Buna sonra gelirim.

Tartışmaya değer konu mu arıyorsunuz? Asıl tartışmamız gereken bu insanın bu duruma nasıl geldiğidir.
Sahi ya hiç düşündünüz mü, bu insan bu noktaya nasıl gelmiş?