bugün

ayrılığa hazır olmayan bünyenin, intikamı soğuk yenen bir yemek haline getirmek için yaptığı eylemdir.
daha beteri de olan durum. tek gülüşü bile yetebilir bazen.
(bkz: yok öyle bir şey)
Aşkın,insanın kimyasını nasıl bozduğunun kanıtıdır bir nevi.
aşık olunan insana güvenilir, güvenilmez bile olsa öyle bir inanılmak istenir ki ona, özür cümleleri saçmalıktan ibaret olsa da affedilir. ki özür cümlesine gerek yoktur zaten.
insanoğlunun en büyük zaaflarından biridir. çok canlar yakmıştır ve yakmaya devam etmektedir.
Kalıcı olmayan zeka kapasitesi gerilemesi.
demek ki cok ciddi olay değildir ki o tek laf beklenir ve affedilir.
kişiyi zaten affedecekseniz saatlerce yalvarmasını, günlerce telefonlar açıp gözünüzde küçülmesini önlemenin en iyi yoludur. affetmeyecekseniz hiçbir sözünün de önemi olmaz zaten; sizin için beyhude olan çabalar görürsünüz kişiden.
aşkın en aciz hali.
kişiyi tepemize çıkartmaktan başka bir şey değildir.
biz böyle yaparsak o kendini bir şey sanar ama kimse aşıkken bunun farkında olmaz.
gurursuzluk göstergesidir ama çoğu zaman aşkta gurur yoktur.
"sevdiğim kadın bana yemin ediyorsa ona inanırım, yalan söylediğini bildiğim halde" Shakespeare
insanın en büyük zafının sevdiği kişi olduğundan kaynaklanan durumdur.Affetmemeye ne kadar hazırlasa da kendini tabiri caizze aşkın gözü kördür.
*
yapılan hataya göre değişir.. bazı hataları tek bir laf bile kurtaramaz.. kurtarıyorsa eğer acizdir affeden.. kaybetmiştir ve hep kaybetmeye mahkum olacaktır.. kendini hiç sevmiyor demektir.

_ ... yaptım ama seni seviyorum.

_ bütün yaptıklarına rağmen ben de seni seviyorum AMA....

doğru olan budur. 'ama seni seviyorum'lar tükenmiştir.. geriye 'seni seviyorum ama *' kalmıştır.
sebebi yaşanan olay, yapılan hata sonrasındaki suskunluğu, huzursuzluğu sevmemektir. küs kalmak, kapris yapmak istememektir. of neyse uzatmayayım ya, olur böyle diye kendini ikna etmektir.
ama bir, iki, üç... sonrasında nasıl olsa affeder deyip tepenize çıkacak ve kırılmalarınızı umursamayacak hale gelirler. o, zaafınız olmuştur ve bunu iyi bilir. * *
saf aşık eylemidir; bu saf aşık her seferinde affeder ve her seferinde geri döner. ne zamana kadar mı? saflıktan çıkana kadar ve aklı başına gelene kadar. sonra da bu saf aşık; asla ve asla affetmez bir daha. artık o eski saf aşığın yerini akıllanmış bir çocuk almıştır. böyle kendi içinde aşk bana uzak olsun bundan sonra diye haykırır durur; ama aşk bu çocuğun peşini bir türlü bırakmaz. bu açıdan bakarsak; affetmeli midir? affetmesindir; yeterince affetmiştir. daha da affetmem demesi önerilir hatta.
tek laf beklentisi içinde olunduğu için o sadece a bile dese affedilir.
ona göre zaferdir, size göre yıkım öncerleri koymaz adama seviyorum der arkasına saklanırsın ama aşk bir yere kadar ayaklarını yerden keser.. Sonra onsuz da onu yaşabilmenin mümkün olduğunu öğrenirsin. Artık değil affetmek yuzunu görmek bile istemez halledesindir. Canının acısı seni bambaşka bi boyuta taşımıştır.
aşık olanın acizliğidir.
insanın kendisine olan saygısını yitirdiğinin göstergesidir. affedilen şımarır. *
aslında o laf olmasa bile affedecek haldesinizdir de bahane ararsınız.
atalarımızın çelişen sözleriyle açıklanabilecek bir durumdur.
(bkz: affetmek büyüklüktür)
(bkz: affetmek yiğitliğin şanındandır)
(bkz: huylu huyundan vazgeçmez)
aşkın saf ve temiz olmasından kaynaklanan durum.
zaten affetmeye odaklanmis bunye icin cok kolaydir. cani istiyorsa affeder insan, hazir degilse ayriliga, ne yaparsa yapsin affeder.elbet intikamin da zamani gelecektir.
eğer sizi aldatmış ya da yapmasını istemediğiniz birşeyi gizli yapmışsa; ne yazık ki isteseniz de o kadar kolay olmayandır. hele ki görüşme dediğiniz biriyle sizin arkanızdan iş çevirdiyse; asla. en kötüsü de böyledir. nasıl seversiniz, ama işte affedilir mi? bunları yapabilmişken? hey yavrum hey, neler yaşadık lan.