bugün

güzel ülkemin, gençliği; işkenceyle, tutuklamayla, copla, dayakla geçmiş nice insanının acılarını anlatan ulular ulusu, yüceler yücesi mahzuni şerif'i, tanımamak, bilmemek, anlayamamaktır. cahillik bir yana, ayıptır ayıp...

mahzuni, öyle bir ustadır ki, anlatılması en zor duyguları bile birkaç mısrada halkın anlayacağı dile indirgeyebilmiştir. hiçbir eseri basit değildir. her mısrada, çok geniş bir alt metin vardır. türkülerinde, deyişlerinde felsefi bir taraf vardır. maraşlı'dır. alevi çocuğudur. ama ne alevilere, ne sünnilere, ne şuna, ne buna mâl olmuştur. anadolu insanı büsbütün sahiplenmiştir mahzuni'yi... 7 ulu ozandan sonra bu coğrafyaya ayak basmış en büyük ustalardandır.

mahzuni şerif, benim için öylesine önemli bir insandır ki, onu ne anlatmayla, ne övmeyle, ne hakkında saatlerce güzel şeyler söylemeyle bitiremem... odamda bir portresi vardır; malum, öğrenci evi; gelip gidenimiz çok olur. her gelen bi sorar, "baban mı?" diye... "evet" derim, "babam!". güzel ülkemin her kıçına dar bi şey giyip, eline bir mikrofon alanının sanatçı olarak addedildiği şu günlerinde, merak ediyorum acaba en son ne zaman mahzuni şerif türk medyasında yer aldı diye... eminim aylar, yıllar olmuştur. ne de olsa bizim, geçmişi dram dolu türkücülerimiz(!), bülbül sesli pop sanatçılarımız(!), yarı çıplak dansçılarımız(!) var... yani soruyorum kendi kendime, acaba bu insanlar sanatçıysa, ve yaptıkları şey sanatsa, mahzuni şerif nedir ve ne yapmıştır?

söylediği hiçbir şey boşuna değildir, popülizm sevdalısı ya da iktidar yalakası değildir. halkını, milletini, ülkesini, kültürünü sevmiştir, hiç kimseden korkmamıştır. gazete köşelerinin, üç kuruşa iktidarlarca satın alındığı şu günlere bir bakıyorum da, adam kimsenin söyleyemediğini söylemiş, kimsenin yazamadığını yazmış.

birkaç eseri ve hikayesi;

sözde müttefikimiz amerika için yazdığı dizeler: (sonrasında türküsü yasaklanmış ve hapse girmiştir)

defol git benim yurdumdan
amerika, katil katil
yıllardır bizi bitirdin
amerika, katil katil

tuz diye yutturur buzu
gafil düştük kuzu kuzu
dünyanın en namussuzu
amerika, katil katil

devleti devlete çatar
it gibi pusuda yatar
kan döktürür, silah satar
amerika, katil katil

japonya'yı yiyen velet
dünyadaki tek nedamet
ikiyüzlü kahpe millet
amerika, katil katil

insanın alçak sarısı
küstü dünyanın yarısı
vietnam'ın pis karısı
amerika, katil katil

bunca milletlere yazık
sömürülmüş bağrı ezik
seni seven kanı bozuk
amerika, katil katil

mahzuni der türk milleti
çıksın gitsin elin iti
demedim mi bunlar kötü
amerika, katil katil

maraş katliamının öncülerinden ökkeş kenger'e gönderme yaptığı ağıt. kendi sesinden türküye başlamadan önce şu sözleri söylemiştir;

"niye vuruyorsun be ökkeş. eğer vuracağın varsa, sen kendi düşmanlarını vur. bir gün fransız kurşunu bize atıldığı zaman beraber çalıştık be ökkeş! haydarı, yusuf çavuş'u vurma. emekçinin babasını vurma. emekçinin oğlunu vurma.

ökkeş, bilir misin ben maraşlıyım. ben de maraşlıyım be ökkeş! aşık mahzuni'yim işte. beraber kurtardık bu ülkeyi. beraber kurtarırken ne mezhep vardı, ne de din. ulusal kurtuluş savaşı vardı. gene de küsmedim sana ökkeş. gene de vur bizi ama biz sizi gene severiz."

bilmem ağlasam mı adlı eseri; (bugün siyasetçilerin birbirine gönderme yaptığı türküdür, hiçbiri ağzına alacak haddi bile kendinde görmemeli)

yoksulun sırtından doyan doyana
bunu gören yürek nasıl dayana
yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
bilmem söylesem mi söylemesem mi

namaz kılsan kılmayana dokunma; (laikliğin tanımıdır bana göre bu türkü)

namaz kilsan kilmayana dokunma
belki haktir onu munafik sanma
insan dili başka başkadir amma
allahin huzurunda ferd var değilmi

`uçağa binerek hacca gidersin
uçağı yapana gavurdur dersin`
bırak nuh'un gemisini neylersin
sende gemi olan sırt var değil mi

baş örtüsü (birilerinin üstünde dura dura dinlemesi gereken bir eserdir)

anam da giyerdi baş örtüsünü
ele güne açmak için giymedi
allah’a inandı dini bütündü
amma hak’tan kaçmak için giymedi

beyaz saçı serin serin tarardı
bilirdi örtünmek neye yarardı
edebiyle siyah poşu sarardı
vaşinkton’a uçmak için giymedi

define buldum diyerek milyar dolarlarla oynayan babacan bir ağaya yazdığı güzel türkü; defineyi nerden buldun (elbet de anlayana)

mısır satıyordun iki yıl evvel
gardaş defineyi nereden buldun?
baktım defterine vergi ne gezer
gardaş defineyi nereden buldun?

haber verse idin müzemiz vardı
kumandan kaymakam kazamız vardı
yoksa muhtarımız azamız vardı
gardaş defineyi nereden buldun?

kendisini tehdit eden, günümüz kurtlar vadisi gençliğinin reis diye tabir ettiği zat için yazdığı muhteşem taşlama;

bana dönek demiş itin birisi
açığım neymiş sor hele hele
eli çatlamamış ayı irisi
sen bizim köylerden geç hele hele...

`köylüden yanadır toprak görmemiş
viskiden gayriye dudak sürmemiş
ömür boyu serçe bile vurmamış
beni vuracakmış bak ite hele hele`...

bir yığın kitabı yığmış önüne
sinek konsa korkar tatlı canına
hipi yosmasını almış yanına
pehlivanlık taslar gör hele hele...

yiğittir ölüsü dağlarda kalan
maraş'ta kalan, sivas'ta kalan, anadolu'da kalan
yiğittir yiğidin öcünü alan
soytarıdan yiğit olur mu ulan
ordu yıkacakmış ker hele hele...

bu herifin önü sonu ayandır
anlayana benim sözüm beyandır
senden korkan hayvan oğlu hayvandır
gel de mahzuni'yi vur hele hele...

soygunculara, hırsızlara, başımızdakilere; meydan sizindir

soyulmadık bir derimiz kalmıştı
soyun babo soyun, meydan sizindir
hiçbir canlı kardeşine kıyamaz
kıyın babo kıyın, meydan sizindir

bugün sizin ama yarın bizimdir
dünya bizimdir, evren bizimdir
dostluk bizimdir, kardeşlik bizimdir

toprağa karışmış fakirin teri
ağlamak bilir mi beylerin biri
size beyefendi, bize serseri
deyin bab, deyin, meydan sizindir

bugün sizin ama yarın bizimdir
dünya bizimdir, evren bizimdir
dostluk bizimdir, kardeşlik bizimdir

kıyas edilir mi çul ile halı
kimler yaptı bize böyle bir yolu
yemekle biter mi milletin malı
yeyin babo yeyin, meydan sizindir

bugün sizin ama yarın bizimdir
dünya bizimdir, evren bizimdir
dostluk bizimdir, kardeşlik bizimdir
mahzuni bizimdir, mahzuni bizimdir...

daha buraya yazılması gereken onca türkü var tabii; ama ustanın bir anısıyla bitirmek istiyorum: (aydın güçkıran)

--spoiler--
sevgiler,

14 ekim 1973 tarihinde gaziantepte şahveli mahallesinde oturduğumuzda, seçim sonuçlarını dinlemek için kırkayak kahvesine gidiyordum. giderken mehmet doğanın oğlu haydar'ı da almak için evlerine uğradım. bir baktım ki, içeride mahzuni baba, davut sulari, mehmet amca masayı kurmuşlar sazlarını konuşturuyorlar. hepsi babamın dostuydu. babam vurulduğunda mahzuni baba bir türkü yazmış söylemişti, plak çıkarmıştı. girdim ellerini öptüm. bir iki saat dinledim. orada mahzuni baba hiç daha önce duymadığım bir türkü söylemişti. seçim gecesinede tam uymuştu. gencim, o zaman kolay şiir ezberliyorum 8-9 kıta olan bu türküyü o söylerken ben ezberledim. yıllarca aklımdaydı arada bir mırıldanırdım. aklımda kalan ancak aşağıdaki dörtlüklerdir.

ey erenler ey gaziler
yürüyelim dizi dizi
fakirin bağrı sızılar
yürüyelim dizi dizi
yürüyelim dizi dizi
burjuvazi itleri görsün bizi

meydanda merdan olalım
sakın ha mervan olalım
bir ile bin can olalım
yürüyelim dizi dizi
yürüyelim dizi dizi
burjuvazi itleri görsün bizi

yıkılsın mervanın tahtı
böyle miydi bize ahdı
i̇şte geldi hesap vakti
yürüyelim dizi dizi
yürüyelim dizi dizi
burjuvazi itleri görsün bizi

"baba bunu nezaman plak yaparsın?" dedim.
"bunu yapmayayım oğlum, artık çekilecek tırnağım kalmadı." demişti.

siz mahzuni severlerle paylaşmak istedim.

bu o'nu son görüşümdü. işığı yolumuzu aydınlatsın...
--spoiler--

mahzuni, öğrenilmelidir, bilinmelidir, okunmalıdır. türkü sevmeseniz bile şiirlerinden haberdar olunuz. bir zamanlar aşık veysel'in nefes alıp verdiği bir memlekette, bilal göregen ve nicelerini alkışlayanlardan olmayınız! ustayı tanımak için onu görmüş olmak, ya da onunla konuşmuş olmak gerekmez; onu anlamaya çalışmak yeterlidir... tıpkı bu sözünde de belirttiği gibi;

"benim söylediklerim ne ise, ben o'yum." aşık mahzuni şerif
cahillikten ziyade kişinin gerizekalı olduğuna da delalet eder.
(bkz: Bizim suçumuz şerefimiz dir)

(bkz: Dünya tembellerin, haksızların değil çalışanların, haklıların olmalıdır)

işte gidiyorum çeşmi siyahım, Kanadım deydi sevdaya, Körpe iken kırdın felek dalımı, Dom dom kurşunu, Kirvem, Zevzek, Bugün ben şahımı gördüm, Ağlasam mı...mahzuni şerif i bilmese de bu türkülerinden en az birini bilmişliği duymuşluğu vardır her insanın.

Aşık Mahsuni nasıl gözardı edilebilir?
Keskin solun Aşik Mahsuni ye burun kıvırıp
küçümsemelerinin, reddetmelerinin nedenleri ni
çok biliyor ve bir bakıma bu ;çok bilmişleri
anlayışla karşılıyorum.
Fakat kendilerini gerçekçi,
toplumcu ya da sosyalist - gerçekçi toplumcu gördüğümüz,
aklı başında yazın adamlarımızın
bu konudaki suskunluklarına bir anlam vermiş değilim;
ve bu tutumu yadırgıyorum!

Ali Atsak - Anadoluda Yaşam -
usta nasıl biz ozan olduğunu burda da göstermiştir.

http://www.youtube.com/watch?v=qj82jesoscg