bugün

buralar şahit. birini sevdik ve sevilmedik diye onu gömmedik. görmedik, duymadık, konuşamadık, içimizdekileri söyleyemedik yine durmadık. ne kadar yer açtıysak yüreğimizin enginlerinde, gidişini o kadar üzülerek, kahrolarak izledik. sırf o istedi diye kahrolası ayrılığı duvarlara yazmadık. her şeyi kalbimizin üzerine en koyu karanlık müstesna gecelerde işledik. bak şu geçen zamana. sen hiç dudakların çatlayana, sırtın düzleşene kadar özledin mi kimseyi? sabahara kadar nemli gözlerle, sızlayan gövdenle, yüzlerce parçaya bölünmüş hayallerinle düşündün mü, saçlarının gülüşünü nasıl kapattığını? insanlar nefret kusarken toz kondurmadığını, onun adına için için utanarak hoyratlığını yutkunmaya çalıştın mı? ele ele tutuşup sarılıyorlar, gülümsüyorlar, birbirlerine akşama kadar mesaj atıyorlar, sevgi sözcükleri söyleyip adına aşk diyorlar! sevmesin, uzaklaşsın, görmeyin, dokunamayın, sesini duymayın, kaç gün yaşatıyorsunuz içinizde göreyim? yanında olunca herkes sever, herkes sarılır, dokunur, seslenir. sen bir de istenmemiş, sevilmemiş, aranmamış, sorulmamış, dokunulmamış, güzel sözler söylenmemiş ol bakalım, ol da görelim! ona rağmen, onun kolaycılığına, anlayışsızlığına, vurdumduymazlığına aldırmadan, kendi halinde çıkarsız sev, sev de görelim bakalım! hadi gel kavuşamayacağını bile bile yıllarca yüreğinde yaşat, dolu dizgin bıkmadan usanmadan onu boş beyaz sayfa bulduğun her yere yaz, yaz da görelim bakalım aşk neymiş, onu yüreğinde yaşatan kimmiş görelim! bu adamları bilmiyorlar, tanımıyorlar, anlayamıyorlar, en acısı da ne kadar güzel ve dolu dolu sevdiklerini körleşen yürekleri hiçbir zaman göremeyecek...
bacım aşka meşke bu kadar takılmaya değer mi dedirtmiştir. şüphesiz ki seni anlayamıyorum.
cinsiyetçi söylem olarak algılanmamalıdır. kişi kendinden bilir işi. ayrıca düzen bu. kadın, tercih eder diyoruz ya hep işte tercih eden kadının etrafında birçok kişi vardır, tercih edilmeyi bekleyen. ve kadın bu alternatiflere çok fazla direnemez, direnmek istemez. birini seçer. dibine kadar ayrılığı yaşayacağım, yalnız kalacağım ya da onun aşkını yüreğinde yaşatacağım, ondan sonra kimseyi kolay kolay sevmeyeceğim demez. kısa ve net olay budur. erkeğin durumu belki alternatifsizlik olarak algılanabilir ama herkes için geçerli bir kavram değil bu inanın. doğasında daha fazla kırılgan ve duygusal olan erkek, bu süreci daha çok kırıldığı ve sevdiği için uzun bir süre daha içinde yaşatır. size belli etmese de durum budur. hatta daha da acayip bir şey söyleyeyim, erkekler siz ondan ayrıldıktan sonra daha çok sever, kemiklerinin arasında azıcık boşluk bile olsa öylesine doldurur ki iliklerine kadar aşık olur size. tahmin dahi edemezsiniz. bilin istedim.