bugün

kalp kırmayı, üzmeyi, önemsememeyi, düzmeyi, düzülmeyi pirim yapar hale getiren durum... bunları yapabiliyosanız ne mutlu size. yok yapamıyosanız selametle...
(bkz: aşkta vermeyen birini sevmek)
(bkz: hak etmeyen biri icin gozyasi dokmek) *
Kurşunun hala adres sormadığını bize hatırlatan durumdur.
iyi bir derstir, doğru kişinin kıymetini bilmesi yönünde insanı olgunlaştırır,
ister inanın, ister inanmayın; verdiğiniz sevgiyi, geç de olsa geri almaktır. hak etmiyorsa, gecikmeyin. sevginizi, daha erken alın geriye.
"o sadece bir mavi adamdı.
o mavi düşlerinin yol arkadaşı

o en büyük kötülüğü yaptı ona
ve asla geri dönmeyecek verilenler

bilse en başta bilse bu yola girer miydi
girerdi girerdi elbet

kendinden çok sevenlerin gururu onuru olmaz

sarıl bana dedi son kez sarıl sarılmadı.

gitme bırakma beni dedi
gitti.

kalayım seni son kez göreyim.

git dedi.

sustu gözleri konuştu.

mavi adam zaten hiç konuşmazdı

ağlamadı deniz kızı o şehirde bir kere bile.

çünkü deniz kızları ağlamaz denizin içinde

kıyıda belirir göz yaşları.

ağlamadı son kez de sarılmadı mavi adam'ına.

belki bu son görüşüydü ama sarılmadı yine

ağlamadı da.

birini kendinden çok sevmişti bir ömrü o şehirde anılarla bırakarak.

hediye ettim sana dedi sen anlamadın mavi adam.

hediyen ömrümdür kimsede olmayan.

senin de anlamadığın.

ancak sarraflar anlar altından.

sen tütün kokan ellerinde yalancı aşk şarkıları söyle.

ve gülümse

asla bir daha özlemin olmayacak

ve seni benim kadar seven bir kadın..."
en asil duyguların insanının işidir.*
karşınızdaki haketmiyor bile olsa o asil duygular ve yaşanan acı tatlı her şey sizin hazinenizdir.*
ona aşkı öğretmeyi düşünmesi muhtemel kişinin eylemi.
hayatıma giren karşı cins hep bir şekilde üzdü beni... en nefret ettiğim ya da varlığımdan haberi bile olmayanlar dahi...

oysa ben kendimi azla yetinmeye o kadar alıştırmıştım ki.. ne kadar safmışım.
eskiden insanlara haksızlık ettiğimi ve beklentilerimin yüksek olduğunu düşünürdüm. o zamanlarda da beklediğim şey biraz özgürlük ve sevgi karışımıydı sadece. şimdi sadece sevgiyi beklerken bile ne kadar fazla beklentim olduğunu düşünmekteyim. böylesi güzel bir duyguyu herkes tatmalı oysa ki. karşılıksız olarak sevmek değil kastım özellikle başkasını seven birini sevmek konusunu çemberin çok dışında tutmaktayım ama sadece bakışla kimin kimi sevdiği belli olmuyor ne yazık ki.

ilk görüşü öyle fazla önemsemekte ki insanlar, insanları kabuklarına göre öyle kolay yargılamaktalar ki. bütün denen kavram bez parçası ve boyada artık ya da saç şeklinde. bez evet üzerdeki kıyafet ve elbette ki boya en maymunu bile prensese çevirebilen makyaj...
belki kabuğa önem veren insanların da beklentileri azdır. güzel görünmek. halbuki son bakıştan ilk bakışı çıkardığımızda kalan çok fazla ve çok değersiz böyleleri için.

güzel görünen birini ele alın, herkesin ilgisini çektiğini ve tabi ki bunu yolda yürürken istemeden ya da bilerek yaptığını. insani duyguları çıkartın bu insandan, hoşgörü, sevgi, anlayış, ve benzerleri... elde kalan bu kadar mı değerlidir acaba? herkesi peşinden koşturtacak kadar değerli...

bir elmas düşünün, ona dünyanın en güzel anlamlarını yüklediğinizi farz edin.
peki bu elmas size ne katabilir? gereğinden fazla değer verdiğiniz için size minnet duyabilir mi? ya da hep üzerinizde taşıyıp insanlara karşı onla övündüğünüz için sizi sevebilir mi?
hayır. elbette ki hayır. o sadece elmas kadar değer hakeden bir şeydir çünkü en fazla üzerde taşınmaya ya da gösteriş yapmaya yarar. onu takan gerdan daha güzel görünmez ya da onu seven insan karşılık almaz. peki bizim elmaslara dünyanın en güzel anlamlarını yüklememiz nedendir? tatmin olmak mı? hiç sanmıyorum.

insani değerler tabi ki de insanlarda mevcuttur. ama bu eksikliği yaşayanların insan muamelesi görmesi yine insani bir duygu olan hüznü getirir. sevmek, saygı göstermek hatta kıskanmak bile doğru kişi üzerinde hoş durur, doğru kabuk üzerinde değil.

kabuklara değer verenlere saygılarla...
herkesin hayatında en az bir kere yaptiği eylem.
(bkz: gonul bu ota da konar boka da)
her hakedileni aşk yaparsak,
sevişmek orospuluk olur.
eğer sevdiğinin aşkı haketmediğini düşünüyorsan ona o kadar aşık değilsindir. karşındaki aşkın ne olduğunu bilmeyen bir cahildir ona aşkı senin öğretmen gerekir.
mazoşist olmaktır.
ama hemen herkesin başına gelir.
aptallığın önde gidenidir, vakit kaybetmektir başıma gelmiştir şiddetle kaçınmanız tafsiye edilir.