bugün

budalalığın tarihini yazmaya çalışanlar.

insanların bu kadar çok sevgi açlığı çekerken, sevgisizliği tercih etmesi zoruma gidiyor.
insanların gece yataklarında yaşadıkları bir yıkım. gündüzleri makyajını kusursuz yapan kadınlar, kusursuz ütülü takım elbiseleriyle iş merkezlerinde arz ı endam eden genç işadamlarımız.. aşka sevgiye, dokunulmaya, özlenmeye, öpülmeye, şevkate, arzulanmaya aç, buna bütün ruhuyla ihtiyaç duyan ama asla ve asla böyle bir şey yokmuş gibi davranmayı en azından kırk yaşına kadar başarabilen kendini kandırma uzmanları. kariyer yapınca mutlu olması garanti sananlar, bir iç mimarla evlenmenin dorğu erkeği bulmasına inanmış kadıncıklar, sadece vitrin gibi kullanacağı ruhu olmayan enfes vücut ölçülerine sahip bir kadınla nikah masasına oturunca eve hep koşarak gidecek heyecanı bulurum sanıp sonra da eve geç gelmek için sayısız bahane üretmek zorund akalan algı fakiri erkekler. sonu yok bu budalalıkların. geceleri yanlzılıktan ağlayan, arzudan yastığını kemiren kadın ve erkeklerin sabah olunca kendilerine gülümseyen ilk erkek ya da kadına abaza ya da orospu damgasını vurduğu bu çelişki hepinizin götüne girsin.

hepimizin aşka ve delice sevişmeye ihtiyacımız var.
(bkz: #16097594)
her yaralanıştan sonra başa dönmek. kendini aşka yeniden teslim ettiğinde yine yaralanmak kolay mı? bu kısırdöngü sonra ermedikçe aşktan kaçan, korkan ve buna rağmen sevilmeyi, sevmeyi arzulayan insanlar hep olacaktır.
ayrılık kalbine inmiş olmalı..
kacislarin bir mantigi yoktur, askin da mantigi yoktur dolayisi ile iki mantiksizliktan birini secme olayina yani secim hakkina saygi duymaktan ote yapacak bir sey yoktur netekim.
(bkz: #16118521)