bugün

kan kokusunu seven avcı ruhlu erkek.

aşk acısı çeken kızların yüzleri, bir başka çekici gelir erkeklere, o masumiyetin, her konuşmada buğulanan gözlerin, ağlarken ısırdığı kırmızı dudakların, o acının sahibi ben olmalıyım diye geçirir içinden birçoğu ve sadece bu hazzı yaşayabilmek için, girmek isterler bu kızın karanlık koridorlarına.

kız zaten kayıptır, zaman kavramı kalmamıştır, saat kadranına becertir acısını ve yalnızlığını, çevresinden ve kendinden bir haber uyur, gerçeğe uyanmaktan korkar, acır, kanar erir.

uyanırsa karın ağrıları ile uyanır, zihninde sadece sevdiğinin silueti ve onun bedeninin bir başkasının yanında oluşunu hayal eder, ağrıyan ruhunu çıkarmak ister bedeninden, kendi mezarını kazar kirpikleriyle, gözyaşıyla sular kabrini, ölmek ister.

nasıl güzeldir böyle bir kızın ruhu, kendini teslim edişi, cezp eder her erkeği.

masumdur ama bu konuda, o zaten kendi acısıyla kavrulur, ilgi çekme derdine giremez, aklına dahi getirmez.

ama zayıftır, yaralıdır işte, şefkate muhtaçtır ve ihtiyaçlıdır, onu anlayabilecek birine derdini anlatmaya.

işte tam bu noktada, olaya müdahil olur avcı erkek, kaplan gibi yalar kızın yaralarını, dili şefkat kuyusu gibidir, gözleri merhametli bakar, elleri dost gibi sımsıkı tutar, yıkılmak üzere olan bedeni yaslayacak bir duvar gibi olur avcı.

kız çok sever onu, vefalıdır, candır, dosttur o.
tam iyileşiyorum derken, avcı erkek, etine geçirir dişlerini, yine kan sızar kızın boynundan, nekahet dönemi bitmeden yeniden düşer karanlığa,

devam eder acılar onu ağırlamaya.
(bkz: meriç)
kızların en zayıf olduğu vakit yapacakları hataların sebebi olmak isteyen leşçil erkeklerdir. sırtlan , akbaba gibi hayvanlar yanında halt yemiştir bunların.
tipsizdir. ve fırsat kollamayı o kadar iyi öğrenmiştirki. işini bilir ve avını en kötü zamanında yakalar ve yer. adam işi biliyor arkadaş.
fırsatçıdır bunlar, paraya sıkışan erkeklerede faizle para verip senet imzalatırlar, tefeci mi deniyodu?
o yavşak ve fırsatçı olarak yaftalanan ardıl aşığın durumu ne olacak sorusunu akla getiren cümle. belki karşında acı çeken kadını ona acı çektiren insandan çok daha fazla seviyor belkide o daha gerçek hakiki bir aşık, belki acı çeken kadına olan aşkı, kadının uğruna acı çektiği adamdan daha evveliyatlı ama ket vurulmak zorunda kalmış, sabretmiş, içine kapanıp kendi kabuğunda büyümüş bir aşk. ama susmalıdır yinede o, çünkü kavuşursa eğer yavşak ve fırsatçı olmaktan ziyade yaşadığı özgün aşk, aşk olmaktan çıkıp sorunlu, hastalıklı, şımarık bir meşke dönüşecektir halihazırda gördüğü gibi.. aşkın en güzeli susup da seyretmektir onun için. bakmak, izlemek ama söylememektir.
karaktersiz ibnelerdir. delikanlılıktan nasibini almamışlardır.
vay amk. "kızlar da ne kaşarmış. 5 dakika sonra başkasının kollarına attı kendini." demiyor bir insan.
babadan oğula nesildir bunlar, alayı p*ç sürüsüdür.
zayıf karakterli orospuların var ettiği piçtir. Hatunun da suçu var. Bu yavşak kadar değil tabi.
afferin lan denilir o ite. birader siz de ne emmeye geliyorsunuz ne gömmeye, bu kadar istek de fazla, üstüne bir de cart curt hikaye yazmayın bari.
kızın en zayıf anından yararlanmaya çalışan mahluktur. sevgilimle bir keresinde ayrılmıştık. öğrendim ki yavşaklar çıkmış meydana. yerimi almaya çalışıyorlar. dayanamadım barıştım yine. ayıp lan ! gitmemi beklemişler resmen. siktirin gidin başımdan.
(bkz: sevgilisinden yeni ayrılmış kızı teselli eden piç)
bir ''kıza aşk acısı çektiren it'' değildir.
bazılarının tek şansı bu oluyor. elleşmeyin gariplere.
acidan kurtarmak istiyordur belki de.
pusuda bekleyen ittir.
aşk acısı 3-5 günde geçen kızlar olduğu sürece amacına ulaşacaktır.
it demişsin ama bu bildiğin orospu çocuğu. *
kendine pay araya erkekten başkası değildir.
kızın en boş anını yakalamaya çalışır böyleleri.
hepsini ipe asacaksın.
er kişinin kendiside aşk acısı çekiyorsa iyi olmuş maşallah sarsınlar efendim yaralarını.
daha boktan acılar yaşatır kızcağıza.
Foyası meydana çabuk çıkacak olandır. Bazı aşklar böyle başlar lakin düzgün giden ilişkiler uyumun neticesinde olur. Yoksa sadece yara bandı vazifesi görecektir delikanlı.