bugün

Yüksek lisans yahut doktorada yapılabilen eylem. Uzun süre mükemmeliyetçilik nedeniyle tezi uzatan insan, sonunda iflas eden psikolojisi ve bünyesi nedeniyle ağlayabiliyor.

insanlar güçsüz oldukları için ağlamazlar; çok uzun süre güçlü oldukları için ağlarlar.
kendimi bulduğum başlık! sahiden sahi.

gözyaşlarının gözde birikmesi sonucu puslu puslu ekrana bakmak suretiyle de tez yazılabiliyor. sesli ya da sessiz ağlanabiliyor. hocaya sövülebiliyor. tezin geçmesi gereken kurula, jüri üyelerine, lisansüstü eğitime başlanılan güne lanetler okunabiliyor.
deneysel çalışma gerektirmeyen bölümlerde eğitim görmüş kişilerden anlamasını çok beklemiyorum zaten. çünkü prosedür benzer olsa da temel bilimler çok daha yıpratıcı emin olun.

hayatımın en leş dönemlerini yüksek lisansımın son bir ayı, yani tez yazma döneminde yaşadım. dilerim allah kimsenin başına vermesin.
Kulaklarımın çınlattıran başlık.
Ders aşaması ayrı bir dert, hadi bitirdin hoca seçmesi ayrı bir dert, başlığı seç, yazmaya çalış ama o lanet ilham perileri gelmez de gelmez.
soğan doğramakta doktora yapmaktır.

çok güzel soğan doğrarım.
Dolaylı alıntı yapmayı biliyorsanız ve danışmanınızla görüşme fırsatınız bolsa ve rahat konuşabiliyorsanız o kadar da abartılacak bir durum değildir.
tez yazmaya başlamadan önce, bazı soruları güzelce ve samimiyetle cevaplamak ve bu cevaplara göre pozisyon almak en başta herşeyi kolaylaştıracaktır. Hatta bunu son dakikada yapsanız bile geri kalan herşeyi kolaylaştıracaktır..

Öncelikle şunun cevabını verelim..
Birincisi,
size, "bu konuda hiç yazılmadı, ilk yazan sen olacaksın, harika bir tez çıkarmalıyız, sana güveniyorum, bu tezi bütün dünya okuyacak, bu tez alanında çığır açacak" gibi şeyler söyleyen hocanızın lisans üstü tezlerini bulup iyice bakın.. Kendi tez döneminde, nerede çığır açmış? Yazdığı konu ile hangi toplumsal mevzuya parmak basıp halka faydalı olabilecek bir veri ortaya koyabilmiş? Yahut yazdığı şey hangi alanda literatüre girebilecek düzeyde bir keşif olmuş? Yoksa kimsenin bilmediği ve reelde kimseye yararı olmayacak son derece spesifik bir konu seçip onu mu yazmış? o tezi sonra ne olmuş, kitap olarak çıkmış da yok mu satmış? Yoksa öyle külçe halinde bir yerlerde duruyormuymuş hala?

Birinciye Açıklama:
Size bu tür şeyler söyleyerek önce heyecan pompalayıp gaz veren ondan sonra da sen parça parça yaz getir bakalım diyen adamlar hep olacaktır. Bu tür insanlar, akademinin en pis adamlarıdır. Çalışkan olabilirler, işlerini iyi yapıyor olabilirler. Kendi alanlarında çığır açıyor olabilirler. Ama bu onların iyi insanlar oldukları anlamına gelmez. bu onların, iyi akademisyen, iyi bilim adamı oldukları anlamına gelmez. Bunu bir kenara not edin.

Kaldı ki, bir kısım insan hariç, yüksek lisans ve doktora tezleri çok güzel, çok başarılı olan kimse pek yoktur. Adı üstünde, lisans üstü eğitim. Yani henüz eğitim aşamasındasınız ve öğrendiklerinizi deniyorsunuz. Hele hele yüksek lisans ise.. tam acemiliktir. Ne bekliyorlar? ne bekliyorsunuz? O sizden olağanüstü çabalar ve başarılı tezler bekleyen adamların tezlerini mutlaka bir şekilde bulup inceleyin. Hatta isteyin. %90'ı mırın kırın edip baktırmayacaktır. Sallayacaktır sizi. Neden? çünkü berbattır da ondan. ve daha da kötüsü bunu söyleyebilecek cesaretleri yoktur. %5'i alın bakın bir insan nasıl kötü tez yazar benim tezimde görün ve benim hatalarımı yapmayın diyecektir. Bunlar mert insanlardır. azdır. Geri kalan %5'i ise gayet iyi yazılmış, başarılı olmuş, hatta kitap haline getirilmiş olan tezlerini gururla sunacaklardır. Ama burada da dikkat. Sonradan Kitap haline getirilmiş olabilir ama önemli olan onun tez halinde savunulmuş şeklini görmektir. kimileri çok kötü tezlerin üstünde yıllarca çalışıp takla attırdıktan sonra kitap diye çıkarıp, tezimi kitaplaştırdım diye fors atmaktadırlar. aman ha dalgaya gelmeyelim. Yemeyelim böyle şeyleri.

Akademisyenler, nereden geldiklerini, nasıl öğrendiklerini çok çabuk unutan insanlardır. Karşılarına geçip oturdunuz mu, sizin maddi imkanlarınıza, yaşınıza başınıza, halinize vaktinize özel şartlarınıza bakmadan kendi seviyelerinde kabul ederler.. 35 yaşında öğrendikleri şeyleri 25 yaşındaki adama sorup "bunları bilmiyorsan hiç gelme" diyebilme yavşaklığını yalnızca akademisyenlerde görürsünüz. Haliyle arkadaşlar, bu adamlar son geldikleri yeri, doğdukları yer zannederler. Bunu sezdiğinizde vaziyet alın. Anlattıklarına bakıp ne büyük adam diye de şak şakçılık yapmayın sonra onlar size yol su elektirik olarak öyle bir döner ki, gün gelir "ulan ben bu rezil adama o lafları nasıl söylemişim" diye dilinizi kesip atasınız gelir öfkeden..

ikincisi..
Bazı orospu çocukları vardır mesela.. "doktora tezi namustur" derler. değildir. Olmayacaktır. Doktora tezi, üniversite eğitim zincirinin son halkası olmaktan başka hiçbir şey değildir arkadaşlar. bunu diyen adamların ne yazık ki hayatlarında sözü edilebilecek hiçbir insani yönleri yoktur. Sosyal hayatları yoktur. Akademiden tez yazmak ve yazdırmak dışında anladıkları hiçbir şey yoktur. aldıkları maaşı vergileriyle ödeyen Topluma herhangi bir şey kazandırmak, halka herhangi bir şekilde faydalı olmak gibi bir kaygıları da yoktur bunların. işte bu yüzden hayatlarında değerli olabilecek tek şey tezdir. Tez yazmaktır. Hunharca tez yazdırmaktır. Tez olmazsa ölür bunlar. Çünkü yokturlar. Mesai saatlerinde, üniversitede bulundukları sürece vardırlar. Mesai bittikten sonra yoklara karışıp giderler ertesi günü sabah mesai başlayıncaya kadar. Çünkü bir çoğu, insanlığını, insanlığa dair olan şeyleri, eşi, dostu, akrabayı, hal hatır sormayı vakti zamanında akademik ünvanlarla takas etmiş simsarlardır bunların. Ciddiye almayınız.

işi böyle olur olmaz yerlere çeken, kutsayan, olduğundan büyük ve yüce gösteren, olmayan ve hiçbir zaman olmayacak anlamlar yükleyen bu namussuz pezevenklere sakın kanmayınız. Bir de derler ki, "o tezde danışman olarak benim adım da yazacak, ona göre dikkatli ol" deyip ayar veremye göz korkutmaya çalışırlar. "sikerim senin adını" deyip geçin. Görüldüğü üzere, nereden geldiğini yıllar önce unutmuş olan bu pislikler bugün isim ünvan ticaretine girmişlerdir..

Aslında burada bir kaç derin madde daha sıralayacaktım ama şu an fırsatım yok.
Başka bir zaman revize ederim.

Son olarak dikkatli olun..
1-Altı üstü tez bu. Abartmayın. Abartılmasına müsaade etmeyin.

2- lisans üstü tez çalışırken çoğumuz işsiz ve belirsizlik içinde oluyoruz.

3- Bir kısmımız ailemizin yanında yaşıyoruz ve zor bir süreç geçiriyoruz.

4- Geri kalanımız ise, başka şehirlerde bir yandan bir yerlerde çalışarak çok zor şartlar ve maddi imkansızlıklar içinde oluyoruz.

5- Bugün danışmanlık yapan adamların büyük çoğunluğu lisanstan mezun olduktan kısa süre sonra kadro bulup atanmıştır. Yani emin olun ki çoğu ne işsizlik bilir, ne yokluk yoksulluk bilir, ne imkansızlık bilir. Ha boyna isterler. Durmadan daha fazlasını isterler. Dil öğrenin derler, kitap alın derler, literatür takip edin derler.. Aile eş dost bilmezler, hastalık bilmezler. Aile büyüklerinin hastane işlerine koşuşturmayı, onlara refakat etmeyi bilmezler.. Bu tür şeylerden bahsettiğinizde bahane olarak görürler çünkü çoğunun insanlık ile alakası kalmadığı için hayatlarında böyle dertler, kaygılar sıkıntılar da yoktur. Hele hele sevdiğiniz biri falan varsa, samimiyetinize güvenip hiç sözünü etmeyin, ettirmeyin.

6- Emin olun ki, sizin yazdıklarınıza, yahut yazmadıklarınıza bakıp esip gürleyen bu insanlar, siz o odadan çıktıktan 5 saniye sonra sizi unutacaklar ve başka şeylere dalacaklar. Emin olun ki umurlarında olmayacaksınız. Ama orada burada konu açılırsa çok pis dedikodudunuzu yaparlar dikkat edin. Bu adamlar akademisyen oldukları için dedikodunun da en profesyonelini bilirler. Konuşurken, bir şey paylaşırken çok tedbirli olun. Ağzınızı ararlar, tedbirli olun. Lüzumu olmayan hiçbir şeyden asla ama asla bahsetmeyin. akşamına, gündüz Ettiğiniz lafın takla attırılmış şeklini, facebook'ta birilerinin birilerine ayar verirken kullandığını görürsünüz. Arada kalırsınız.

Hasılı kelam
*Tez konunuzu kendiniz belirlemeye çalışın. Konunuzu beğenmezseniz gidip değiştirmekten korkmayın. Gocunmayın. Ayıp olur deyip köylülük yapmayın. Bu yasal hakkınızdır.
*DAnışmanınız ile anlaşamayacağınızı seziyorsanız, yolun neresinde olursanız olun gidin konuşun değiştirin. Yine ayıp olur deyip köylülük etmeyin. Bu yasal hakkınızdır.
*Size ve özel hayatınıza müdahale etmelerine müsaade etmeyin. Bu cürette bulunanları şikayet etmekten geri durmayın. Bu yasal hakkınızdır.
*Bu adamlara şak şakçılık yapmayın.
*Ağlamayın. Ağlatmalarına izin vermeyin.
*Kendi tekviminizi kendiniz yapın. Yıl dolayısıyla atılma işlerini güzelce araştırın kendinizi sıkıştırmayın. kendi kendinizi zor duruma düşürüecek sözler vermeyin. Tez yazmak bazen mümkün olmayabilir. Herşeyi hesaba katın.

Merak ettiğiniz ya da tıkandığınız bir şeyler olursa da yazın.
Tez biter inşallah.