bugün

uzaktılar birbirlerine. kurdukları hayalleri gerçekleşitrmek için ödemeleri gereken bedeller ve katlanmaları gereken durumlar vardı. onlar ödemeye ve katlanmaya kararlıydı.

sıcak bir temmuz akşamında söyledi oğlan kızı sevdiğini.

o gün bu iki genç birbirlerini sevmişti. ama ikisi ayrı ayrı ve bile bile ayrılıkla nişanlanmıştı.

zor günler geçti. ağladılar, güldüler, sevdiler, sövdüler... ama bir kere olsun ellerini tutamadı oğlan kızın. o güzelim gözlerine bakamadı dünya gözüyle. el ele tutuşup yürüyemedi sevdiğiyle.

buluşmak istediler. kızla oğlan para biriktirdi. ve bir gece oğlan kıza doğru yola çıktı. 18 ay sonra ilk kez görüşeceklerdi. ama oğlan bunun son görüşme olduğunu nereden bilsindi.

sonunda geldi kızın yanına... konuşamadı bile. heyecanlıydı. işte sevdiği kız canlı kanlı karşısındaydı. ama o nereden bilsindi o görüşmenin son görüşme olduğunu.

kız konuştu, oğlan sesini daha evvel sadece telefondan duymuştu. sesine bir kez daha aşık oldu.
bir yerlere gittiler oturdular. birbirlerine baktılar. birbirlerinin ellerini tuttular. öpüştüler. ama nereden bilecekti oğlan bunları son kez sevdiği kıza yapacağını.

ayrılık vakti geldi çattı. ne oğlan gitmek istiyordu, ne kız oğlanı bırakmak. ama ayrılmalıydılar. oğlan otobüse bindi. otobüsün arka camından kıza baktı. erkekti. ağlamayı gururuna yediremezdi. ama sevdiğiydi ağladığı. onun için her şeye değerdi. arka camdan kızı son kez gördü. son kez el salladı. oğlan bilmiyordu onu son kez gördüğünü ve ona son kez el salladığını.

evine gitti oğlan ve kız. bir daha görüşemediler. ayrıldılar. aralarındaki mesafe daha da arttı.

kız şimdi ne halde, nerede, kimle... soruların cevabı yok.

oğlan mı. o her gece ağlanacak bir aşkı olduğuna dua etmekte...
çare yok ağlayacak.

zamanla gözyaşları da kurur, acılar da geçer. hiç bir güzellik sonsuza kadar devam etmez, acılar da sonsuza dek sürmez.