ağam hüso ya

yılmaz erdoğan'ın "sevebilme ihtimali" şiirinin, maraba ağzıyla hüso ağa'ya yazılmış versiyonu.

Ağam Hüso'ya

Anti Global, Feodal, yerel ağalık yönetiminde
Köylülere special işkence metodlarıyla nam salmış
Statükocu, sadist ağaların yanında vazgeçtim Maraba olmaktan
Ve azık çıkınımda, her sabah gün doğumunda
Köyü buram buram saran tezek kokusuydu ağam

Ulan Hüso Ağam!
Ben senin bir gün imana gelip
Kızın Nazo'yu bana verebilme ihtimalini sevdim

Bizim yağmur dualarının sponsorluğunu yapan
Şeyh sahtekarlarımız vardı
Bir de köy meydanında peştemalle gezebilme imkanı
Ağzı soğan kokan arkadaşlarla paylaşılan çoban nöbetlerinde
Eşkiyacılık oynuyorduk
Ben cenderme oluyordum, sen kosmer
Geri kalanlar hırkız.
Kırmızı boyalarla ahır ikliminde
Harfler yazıyorduk pütürlü duvarlara
Ve Türk Hava Kurumunun garezine

Ağamızdan öğrendik haşhaştan eroin ve kokain üretmeyi
Hasat döneminde ağamın geçmişine bol bol rahmet yağıyordu
Ve kapalı kapılar ardında küfretmeyi öneriyordu Muhtar Sülo
Oysa ben Hüso Ağa'ya hiç küfür etmedim
Onun önünde tartışılan vukuatım da olmadı benim
Topluca çekilen falakalarda, kıçımıza batan kıymıkları saymazsak

Haraptar City'e usul usul kurşun yağıyordu.
Maho mapustan çıktığında..
Ve belli bir saatten sonra meydana çıkmamayı öneriyordu,
Kanlısı Repçizadegillerden Ahmedo
Eee; Ne de olsa; dangerous; yani tehlikeli bir durumdu.

Sana başlık parası biriktiriyordum yastığımın altında
Ama sen yoktun;
Başlığı dolara endekslemişti namussuz baban
Sankim ekonomist midir nedir..?

Ben senin bana varabilme ihtimalini seviyordum.

Babanın ölümle pençeleştiği epilepsi nöbetlerinde
Babamın at arabası seni hep amansız, zamansızca
The Hüso Center'in emperyalist kollarına bırakıyordu
Oysa ben, senin benimle Deha Muhtar'ın Ateş Hattında
Buluşabilme ihtimalini seviyordum.

Tarlada açlık riskini artırıyordu
Şalvarımın düşmeye hazır gevşekliğinin
Sonra ağa oluyordum
Uçsuz bucaksız isot tarlalarının sahibi
Ne yana baksam Everest
Ve Misisipi zannediyordum, bizim Fırat'ın yalancı serinliğini

Sonra Ağamın merkebine biniyordum
Bir süre yanımızda depreşen camızlarla yarışıyordum
Kıçım Ağamın uyuz eşeğinin garantisinde
Kahtalı Mıçı'nın Sakine'sini başına koyuyordum Top10 listelerinin
Sonra iniyordum bu uyuz eşekten
Ve The Hüso Center'a giden
Ömrümün en bahtiyar, en optimist, en pragmatist
Ve hatta en sürrealist yolunu tepiyordum
Çünkü sonunda Hüso'ya iç güveyi oluyor
Nazom'a kavuşuyordum

Anti Global, Feodal, yerel ağalık yönetiminde
Köylülere special işkence metodlarıyla nam salmış
Statükocu, sadist ağaların yanında vazgeçtim Maraba olmaktan
Ve azık çıkınımda, her sabah gün doğumunda
Köyü buram buram saran tezek kokusuydu ağam

Ben seninle Trt Fm in herhangi bir canlı telefon bağlantısında
Ben seninle sadece entellektüel Marabaların takıldığı Mc Davud's da
Ben seninle Nemrut dağına acılı, spesifik ve akustik
Çiğ köfte kıvamında bakan Haraptar City'nin
Herhangi bir triblex damında
Ben seninle Hüso Ağanın kapsama alanı dışındaki
Herhangi bir samanlıkta buluşabilme ihtimalini sevdim.

Ben senin bana avrat olabilme ihtimalini sevdim.

(alıntıdır)