bugün

ramazan ayının yaklaştığı şu günlerde insanın sadece orucu değil tüm ibadetleri ritüelleştirip, sosyal hayattan soyutlayarak din anlayışını sadece tapınak ve belli zaman dilimleri içine sıkıştırarak, tüm hayatı kuşatmayan, manasını ve ruhunu yitirmiş şekilci ve basmakalıp bir din anlayışının nasıl normalleştiğini ve gerçek din olarak algılandığını ortaya koyan çarpıcı bir (bkz: ihsan eliaçık) makalesi..

makalenin tamamına yazarın kendi web sitesinden ulaşabilirsiniz.
http://www.ihsaneliacik.c...9&utm_content=twitter

--spoiler--
dinlerini tapınak dini ve zengin eğlencesi haline getirenler, başta oruç, iftar ve sahur olmak üzere islam’ın özgün ritüllerini tahrif etmişlerdir.
artık ramazan bir festival.
iftar, zenginlerin davet ve şatafat gösterisi.
sahurun anlamı yok.
ramazan gelince din pazarı açılıyor. ekranlar ramazan meddahlarından, kıssacılardan, hurafecilerden geçilmez oluyor.
allah’ın bizim sırf aç kalmamızı istediğini, ondan hoşnut olduğunu sanıyorlar.
sanki biz aç kaldıkça allah’ın egosu tatmin oluyor ve bundan büyük zevk duyarak "nasıl da milyonlarca insan benim için aç kalıyor, en büyük benim!" diye gökte tanrılığını kutluyor (!)
sırf "bir" ay aç kalmada maharet var sanıyorlar.
sadece "beş" kez eğilip kalkmanın meziyet olduğunu sanıyorlar.
kabe’nin etrafını "yedi" defa dönmenin yeteceğini sanıyorlar.
hayvan boğazlamanın, her yanı kan gölüne çevirmenin, derinin, bağırsağın, dananın, tekenin "din kuralı" olduğunu sanıyorlar.
saçının tek telini göstermezsen, domuz etini zinhar yemezsen en çok takva sahibi ve en iyi dindar oluyorsun.
bu zihniyet nusükun (ritüelin) hayattaki gereğini yapmayı değil; bizzat kendisini din sanıyor.
--spoiler--