bugün

ikiden fazla teklif etmemek, biriyle konuşurken güneş gözlüğünü çıkarmak.
Evi olmayanın yanında evin hakkında,
işi olmayanın yanında işin hakkında,
Karnı aç olanın yanında yediklerin hakkında,
Yanlız olanın yanında sevdiğin hakkında,
Parası olmayanın yanında paran hakkında konuşma.
misafirlikte fısır fısır konuşulmaz.
Lavaboya kusulmaz.
adabı muaşeret kuralları.
Sigara izmariti dahi olsa yere atılmaz, yerde söndürüp çöpe atılır.
kemalistle konuşurkan sakalından tutup suratına tükürmek.

bu giriye (#45595290) istinaden yazılmıştır.
Önce misafire
Önce bayanlara

Servis yapılır.

Diğer insan veya insanların yemeği önlerine gelmeden başlanmaz yemeğe.
Misafir gidilen evde koltuk altına sümük sürülmez.
Bence susmak.
yemek masasına dirsek dayanmaz masa kenarına bilekler dayanır.
Gidilen restaurantta masayı olabildiğince az dağıtmak. Hiç dağıtmamak.
yazilanlar guzel ama uygulamaya gelince hic goremedimiz kurallar.

yururken kadinlarin bir adim gerisinden ve sag tarafindan yurumek eger hava karanliksa tekinsiz sesler cikarip onu korkutmak.
Bir görgü kuralı olarak çayı sakin bir şekilde karıştırabilir, böylece çay içerisinde girdaplar oluşturarak ve şekerin erimesini sağlayabilirsiniz.
Ben şimdi çok bilinen bir görgü kuralı yazacağım. Zira hiç biliyor gibi görünen yok. Adeta kimse duymamış azıcık Duyan mantıklı bulmamış herhalde. Yoksa çok da zeka gerektiren bir durum değil.
"Metroya vs.ye binerken öndeki insan itelenmez" hayır nasıl bir mantikla bir insan itelenebilir ki. Mağarada el yordamıyla mi büyüdün? Kabile üyeliğine mi mensupsun? Kabile mensubu olmak da güzel aslında, flichejskaiennajsajds gibi bir kabile vardi bilemedim şimdi. ne güzel kimseyle muhatap olmuyorsun, fazla yaklaşan mi var yapıştır okunu geç. kafa teptemiz. Neyse görgü kuralı maddemizi bölmiyelim. insanları itip siz önce binince bir şey olmuyor yani tamam en zeki sizsiniz.
Aslında Diğer bir madde de inenleri beklemeden binmek, ama buna deginmeyeceğim bile. Çünkü içerideki insanlar inmeden başka bir insan malesef binemez bir süre sonra, sonsuza dek herkes içeride kalmayacaksa eğer. Diğeri de gelmiş ben ineceğim diyor omzuyla yer açıp, mesela ben inmek yerine ters yönde bungee jumping yapacaktım. işte Bu maddeyi detaylı irdelemek gerekebilecegi için istemiyorum. ilk maddemizi bilelim yeter.
sinav yerlerine mulakatlara hep en once ben giderdim. bir gorevli olurdu bir de ben.
neden cunku: metroya en once binene sinava calismasa bile en once sinav yerinde gidene.mulakata ilk birinci gelene kimsenin gormedigi bir yere goturup birincilik teli verilir.
gunun birincilik telini metroya ilk binmeyi basaran alir. siz anlam veremezsiniz. cunku bunu ancak birinci oldugunuz zaman ogreneceksiniz.
bir cok kez karanlik vakitlerde sinav yerlerine erken gittigim icin birincilik telini almisimdir.
mulakatlara erken giderim cunku erken gidince hep bok verirler. bir bok veriliyorsa erken gidip ben almaliyimdir.
hic birinci olmayan insanlar da boyle anlamsiz bulur süğürlenirler.

bana gelmek ister misin.birincilik teli koleksiyonumu gosteririm.
Sikerken acımayacaksın.
- önce küçük büyüğe selam verir... merhaba kolay ggelsin sa vs.

Kabaca yaşıtlarsa biri diyelim yol kenarında taburede çay may içiyorsa...

- yoldan geçen oturana ilk selam verir.
“Severken bebek gibi sevip…”
işte o az bilinen görgü kuralı.
Toplum içerisindeysen, elinle kapatsan da ağzını, sarahaten kürdanla diş temizliği yapılmaz emmi.

Ve ben size bir şey diyeyim, lavabolarda Sabunluğun yanında kürdanlık olmalıdır. Bu iş ayna karşısında sadece kendinize karşın yapılır.
Yürürken babanın gölgesine basmamak ve diğerleri.
çayı vakumlayarak içmek yerine, bardağı kaldırarak çayın ağzınıza dökülmesini sağlayabilirsiniz.
illa o hlüüüğğğp sesini çıkarmak istiyorsanız yanlız kaldığınızda yapın.
diyelim ki bir arkadasımla dısarı cıktım.
ekonomik sıkıntılarını biliyorum.
kendime biftek soylyecegime ikimize birden tavuk soylerim.
bu beni daha cok mutlu eder.
paylasmak iyidir.
Trafikte kavşağa giriş için insanlar sıra bekliyorken diğer şeridi işgal etmeyin, her gördüğümde yolculuk bitene kadar sövüyorum
güncel Önemli Başlıklar