bugün

çıkmadan önceki boktan püsürden iki dakika yol yürümelerin bile katılacağı, o güne kadar yaşanılmış olan tüm mutlulukların koca birer acıya dönüşeceği karmaşalar silsilesi olan ayrılık bokunun yaklaştığının hissedildiği dönemdir. karışık cümle için kusuruma bakmayın.

bir taraf muhtemelen artık sevgisini kaybetmiş, sadece saygıdan ve üzmek istemediğinden "ayrılık" lafını ağzına almasa da, aşkından ölen taraf da çok iyi bilir ki artık sonr yaklaşmıştır. mutlu oldukları günlerde ne yapmışlarsa, nerelere gitmişlerse aynı ortamı yaratmaya çalışır garibim, her dakika onun için bir şeyler yapmak zorunda olduğunu hissettiği dakikalardır.

bazen, son kez bakıyormuş gibi bakar sevgilisinin gözlerine, o kafasını çevirmiş dışarıyı izlerken. tanıdığı tüm karşı cinslerine sorar sefil sefil, nasıl geri çevirebilirim diye. "belki özler" diye umut ederek yanından ayrılır boş vakti olduğu halde. o gider, artık sevmeyen sevgili için sorun yoktur. ama hiçbir şey istediği gibi gitmez aşığın, özlesin diye yanından ayrılıp evine gider ve oturup beynini yemekten başka çaresi yoktur.

belki yapabileceği hiçbir şey yoktur ama her an bir dönüm noktası yaratmak ister. her sabah bir umutla uyanır, "rüyasında beni görmüştür" belki diye. yürürken bir gözü hep elindedir sevgilisinin, eski günlerdeki gibi elimi sıkı sıkı tutar mı diye. espriler zorlar onu güldürmek için, her güldüğünde umutlanır, "eskisi gibi baktı" diye.

neyse yeter bu kadar

bir de bu:
http://www.youtube.com/wa...08mLMo&feature=relmfu
genelde bir tarafın bariz farkında olduğu, diğer tarafınsa bilinçsiz inkar ettiği durumdur.

bir de, uzunluğu ilişkinin süresiyle doğru orantılıdır.
güncel Önemli Başlıklar