bugün

Ya geçmezse...
elbet bu da geçecek be sözlük. ewed
ayrılığın acısı sorulur mu yanana.
Sevgi adına bir husus da insanı sadece mutlu etmesi gerektiği. Gelir geçer, biter ve kimi zaman hiç bitmez. Asıl insanın fark etmesi gerektiği bir kere sevdiyse böyle bir özelliği olduğudur. Geçmişte sevdiklerini düşünmeli, kaçı gerçekten önemli. Yanılmamalı insan bir kere sevdiğini hep sevmesi gerekmez her zaman, gerekiyorsa zaten bu sana sadece mutluluk bırakır, huzur bırakır düşündüğünde. Öyle değilse bil ki hiç umrunda olmayacak, hiç umrunda olmasın, Geçmişte ne kadar çok sevip de bırakabildiklerin gibi tıpkı.
Bos laftir.

insan hemen yeni birisini bulur.
Cok sarsar. Yokeder. Parcalar. Hep akliniza gelir. Neden. Haketmemistim oysa ki. Her dakika ustune titredim. Bu muydu odulu. Yaktin canimi kadin. Cok yaktin
Zaman geçtikte insan hüzünlü anılarını unutup sadece aklına geçirdiği iyi zamanları getirir. Ayrıldıktan sonra gelen bu acı ise bu iyi zamanların yaşanmış olup artık bu ihtimalin ortadan kalkmasına duyulan özlemdir.

Sevgi dediğimiz şey karşılıklıdır, karşınızdaki kişi kim olursa olsun veya nedeni ne olursa olsun bu size olan sevgiyi kaybettiyse o sevgi olmaz.

Gitmek isteyeni tutmayın, bir kere size kapıya kapatana da, zamanı gelince sizin kapınızı çalıp içeri girmesine izin vermeyin
Nerden baslasan bilemezsin, cunku 27 senelik hayatinda bu duyguyu ilk kez tadiyor olabilirsin benim gibi hemde hic beklenmedik bir anda...

Sen o ulkeye(almanyaya) calismaya gitmissindir, yerlesmeye degil, bazi seyleri basarmaya... Hic beklemedigin anda karsina o cikar, hemde bi turk olarak hic olmamasi gereken yerden, yani yunanistandandir sevgilin ama almanyada yasar. Nasil olabilir bu dersin, a dan z ye aynisindir, sadece o yunandir sen turksundur, ayni dili konusmasanizda ayni kisisinizdir iste güldünüz seyker bile aynidir ama o oralidir iste sen buralisin. Ortak kelimeleri bulmak bile bu askin bir hobisidir öyle tatli bir asktir.

Zor zamanlar gecirirsin, cok zor cunku oralarda yalnizsindir, kimsen yoktur, sen yillar gectigi halde sen degilsindir artik yalnızsindir iste kimbilir ne hayallerle basarili olmaya gitmissindir o ülkeye(almanya) , o ise hayatina girmis senin ufak bir yunanli bonbon undur. O senin herseyindir, sana herseyinde destek olmuştur, Allahim dersin bu nasil olabilir, ben nasil boyle bi sevgiliye sahip olabilirim. Gunleriniz aylarinizi kovalar yillara donusur, bu tatli ask gozunu günden gune kor etmeye baslamistie ama sevgilinin verdigi sevgi seni annesinin kucaginda usulca ve sevgiyle uyuyan tombiscene uykulu bi oglana cevirmistir.

Bu sevgi seni kor etmiştir, yillardir hayatinin diger alanind olan yalnizliklari unutturmustir sana, unutmussundur sormayi, ben niye buraya geldim? ben nerdeyim? nezemana kadar burdayim? annem babam ailem?? hep boyle uzaklardami yasayacagim dersin kendine, her gittgiginde babanin daha yaslanmis halini gormek nasil gelir bilir misin peki? Icin icini yer, bi tarafta sana hayatinda hic yasamadigin duygulari yasatan sen olmayan ama sen olan bir yunanli melek, diger tarafinda alti ayda bir görebildigin ailen... Hangisini nasil sececeksin?

Sorarsin kendine ben bu ulkede nasil yasacagim? Her gittiigmde annem babam beni ben yapan ailem erirken ben burda napiyorum? Ya sen Turkiye?? senden bukadar nefret edip kacmiskeni, icim icimi kemirirken yillar sonra sana neden bukadar ozlem duyarim??

Kendi kendimi sunuda bunuda basaricam derken kandirirken, hayatima giren yunan melegim benim, beni nasil mutlu ettinde herseyi unuttun bana??

Her kelimeyi aa bu turkce kelime yunancada da var gibi tatli oyunlarla anlasirken her derdimizi paylasirken, ilerisi icin tatki hayaller kurarken ve nice guzel zaman gecirirken gene o tatli uyuyan cocuk misali sormak ve yuzlesmek istemsdigin sorulardan kacarken bi bakarsin seneler gecmis...

Sonra birgun birseyler olur ve suratina soguk bi tokat iner.. nerden indiginin onemi yoktur inmistir iste, o uyuyan cocukken bi anda uyanmissindir o olay sayesinde? Nasil olmustur bu? Sen bunca sene burda yalnizken yasarken ve donme niyetin varken bu melek senin hayatini degistirio herseyi sana jasil unutturdu? Peki kendine sordun mu ben kendjmi nerde goruyorum diye?

Bu tarafta senin peşini birakmayan gecmisin, bi tarafta gelecegini oldufunu inandığın guzel insan, artij o soruyla yuzlemisisndir, ben ne olacagim diye? Bu surecte ihmal ettigin birsey vardir yalniz...

Kendi benligin... Biz kelimesine odaklanmisken kendini hice saymissindir ve bu icine atmalarin senin sağlığını bile bozmuştur, ve anlamissindirki ben bu topraklara ait degilim... Sevdigicegim burda olsada benim enerjim ve ruhum almaktadır..

Sorarsin kendine, yada sorarlar sana, senun sevdigicegin ordaysa, gecmisine niye donesin diye? Kirmizi bir domatesi dusun, onu guzel bi gunes goren kipkirmizi bi tomates, kahvaktina koyup yemelik, ama arka tarafi gunes olmazsa ne olucak? once yesil kalicak, sonra kurtlanacak ve curuyecek? Iste butun varlik sebebinde boyledir, bu guzel melek sana gunes gibidir icini isitir ama arkan bu topraklar bos kalmistir, icij icini kemirmistir, gurbettesindir sonucta, herseyini paylassanda bu melekle seni sen yapan hicnisey yaninda degildir..

Ama insan kendi gunesine zararbverebilir mi? O sevdiğin bakmaya kiyamadigina zarar verebilir misin? cevabini bildigin soruyla yuzlesmissindir sonunda, bu gunes almayan tomates misali, evet suan gunes geliyordur ama bir hafta sojra o gunes gidecektir ve bu meyve ciceklenemeden olecektir....

Onca verilen emek, mutluluk, karsilikli hisler paylasimlar bosami gidecektir? Hsrseyden evel gunesinle bunu nasil paylaşacaksindir???

Dayanamayip soylersin... ama bunu gercekten ikiniz icin yapiosundur biliosundurki o senin diger yarindir ve sen onu korumazsan gunessiz kalacak ve cimlenemeyen meybe bozulacaktir, uzucude olsa o meyveyi hic cimlejmeden tohumken alip baska yere dikmelisindir, cunku o topraklar o meyve icin degildir...

Birgun hepsini gunesine anlatirsin, o anda ikinizinde bogazlari dugumlenir, o anlamistir nedemek istedigini... Hicnisey anlatamazsin, birbinize bakip aglarsiniz. m saatlerce hemde... Hayatinda yasamadigin bu duyguyu bedenin tatmaktadir, uzuntuden kalbin acir, bunu hic yadamamissindir, sevdiginin suratina baktikca yakinda onu goremeyecegini bilirsindir, hemde bu ayriligin iliski bozuklugundan degil dissal sebeplerinden olmasi seni daha da kahreder, nefes alamayacak, gozunu acamayacak kadar yorulmussundur sevgikiyle aglamaktan, ama heo sunu demissindir, seni bukadar seviyorsam sana daha nasil zarar verebilirim ileriki surecte? Seni bukadar seviorsam, ikimizide simdiden korumam lazimdir yoksa ileride daha travmatik bir ayrilik olacaktir.

Gunler gecer bulusup bulusup aglarsiniz, cozumu yoktur, tartismisinizdir enine boyuna, o turkiyeye gelemez.. sen orda kalamazsin.. Senin o guzel yunan yarin ayni kurtulus savasinda oldugu gibi bi kursun olarak saplanmistir kalbine. Saplandi saplamasinada, cikarmasi nasil olacak peki? Bukadar derine girdikten sonra izi kalmadan yasayabilecek miyim? Yasasam bile o kursunun acisi unutabilecek miyim?

Zaman herseyi gostericek heralde... Bildigim tek sey onun heo mutlu olmasini istememden dolayi bunlari yapmak zorunda olmamdi. Nekadar acitsada ayni gokzuyunu paylasitigimiz halde ileride baskasinin sevgili olacak olman beni kahrediyor yunanli sevgilim... Ela Rafaela mou...
3 haftası şiddetli geçer sonra sadece aklında kalır bazen duygusal boşluğuna düştüğün ağladığın günler olacaktır ölümlü dünyada sonsuz insan aranmaz acı çekmeden de olmaz.
ayrılık acısı gelir geçer de kalpte her biri bir yara bırakır.
siz birini çok sevmiş olabilirsiniz, hatta karşınızdaki insan da sizi çok sevmiş olabilir ama her şeye rağmen yapamamışsınızdır. olmaz bazen, yaz mevsiminin ortasında yağmur yağar ve siz o pikniğe gidemezsiniz. belki zorlarsınız ama bu kez de her yeriniz çamur olur.
insan hep aşk acısından şikayet eder. hep en zoru en yıkıcısı kendinde zanneder. bir haftadır bende aynı durumdaydım. ne yapıcam onsuz nasıl yaparım bir sürü can alıcı düşünce kafamdaydı ta ki dünkü olaya kadar.

babam ile birlikte bahçeyle uğraşıyorduk bir çoban çıka geldi. babam ondan çakmak istedi ve konuşmaya başladılar.

afkanistanlıymış. 7.5 yıldır evine gitmemiş. evli 3 çoçuk babası ve burda 600 koyuna tek başına bakıyormuş. 600 koyun tek başına bakılacak bir sürü değil burda ekmek parası peşinde.

eşi ve çoçukları ile görüntülü konuşuyormuş. çoçuklara anneleri bu babanız diyormuş. çoçuklar o değil babamız bizim babamız bu(dedeleri) diyormuş.

düşünün yurdundan yuvasından kmlerce uzakta tek başına çalışan bir adam.

bunun çektiği zorluklar karşısında aşk acısı ne!!

kendimden utandım. allah'a şükürler olsun kendime ders için iyi ki böyle bir konuşmaya şahit oldum. allah ona yardım etsin. allah rızkının peşinde koşan yurdundan yuvasından uzakta olan herkese yardım etsin.
asla geçmez, izi kalır feci halde.
ayrıldıktan sonra 2 saat sürüyormuş. o da o anki duygusal hormonların etkisiymiş.

bu 2 saatten sonrası sadece illüzyondur.
hatıralarınızın verdiği acıdır.

her gün "günaydın" diyerek güne başladığınız kadının yerini isli perdeler almıştır.

eksilmişsinizdir.
atlatması en zor acı ayrılıklar bende heb bir yara bırakır asal o acı geçmedi ve unutmadım ama onunla yaşamayı öğrendim.
Acımadan acıtmayı öğrenerem,yolun başı gözüktüğü gibi terketme işini sen halledeceksin abi.
Kesin bilgi, net çözüm.
zamanın göreceli bir kavram olduğunu yaşayarak tatmaktır.

bu öyle bir histir ki, insanı her yönden çepeçevre kuşatıp, boğarcasına behuzar edebilir..
ama, nasıl olur da bu kıyıcı duyguya dur diyemiyorsundur?...
bunun şaşkınlığıyla kah kendini boş yollarda amaçsızca yürürken bulur, kah izbe kaldırımlarda kaybolmuş bulursun.
bildiğin tüm kavramlar artık yok hükmündedir, yeniden anlamlandırma gereği bile duymazsın.. duysan ne fark eder? sendeki, ruhen mecalsizliğin zirvesidir artık..
elinde kalan tek gerçeğin vardır:
tanımsızlık...

adını koyamadığın bir tedirginlik, şüphe akıntısına kapılıp bir girdaba doğru sürüklenmek, ya da buna hiçbir şeye tutunamama hâli mi demeli?..
gerçekten ve çokça sevdiğin biri yüzündense acının tamamen geçmesi 15ay sürüyormuş, izi kalıyor tabi.
yedekte birini bulundurmuyorsanız çekeceğiniz saçma sapan acıdır.
ayrılık masanın üstündeydi, sigara paketinde
gözlüklü garson getirdi onu ama sen ısmarladın
kıvrılan bir dumandı gözlerinin içinde senin
sigaranın ucunda senin
ve hoşça kal demeğe hazır olan avucunda
ayrılık masanın üstünde, dirseğini dayadığın yerdeydi
aklından geçenlerdeydi ayrılık
benden gizlediklerinde ve gizlemediklerinde
ayrılık rahatlığındaydı senin
senin güvenindeydi bana
büyük korkundaydı ayrılık
birdenbire kapın açılır gibi sevdalanmak birilerine ansızın
oysa beni seviyorsun ama bunun farkında değilsin
ayrılık bunu farketmeyişindeydi senin
ayrılık kurtulmuştu yerçekiminden, ağırlığı yoktu,
tüy gibiydi diyemem, tüyün de ağırlığı var
ayrılığın ağırlığı yoktu ama kendisi vardı
- nazim hikmet
Ayrılık kaçınılmaz bir sondur, kimse istemez ama gereklidir. Çünkü hayat olduğu gibidir; olması gerektiği gibi değil.

Osho.
asla çekmeyeceğim acıdır.
Ayrılık ne biliyor musun? ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... insanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık. / Şükrü Erbaş
iyi tarafından bakmak gerekirse: bir sürü güzel şey yaşadın. Hepsi hatıran olacak.
kötü tarafından bakarsak: O anıları hiçbir zaman aynı kişiyle, aynı şekilde yaşamayacaksın.
En fazla birkaç yıla alışırsınız çok da abartmayın.