bugün

adı üstünde ayrıntı
leman dergisinde bir köşe
normal hayatımızda her an yaptığımız şeylerdir. sigara içmek, osurmak v.b. ama kaleme almak başkadır. herkesin harcı değildir. farkındalıktır. bir çocuğun gözlerinden bakabilmektir. kötü bir şey değildir.. siz hiç bir çocuğun sorularını cevaplamak zorunda kaldınız mı??? ulan ben nasıl farkına varmadım dersiniz???
hayati aramak gereken yerler. ama buralarda bulmayi ummayin.
(bkz: aramakla bulunmaz ancak bulanlar arayanlardır)
sabahı sabah etmiş gözler pörtlemişken annem daldı odaya sandı ki sınavım var veya muadili herhangi mühim bir iş. anlat dur şimdi entry girmek de mühim iş ama kuşak çatışması felan uzun mevzular diye geçirdim aklımdan. tatsızlık olmadan kapıyı kapatıp devam ettim entry girmeye ve farkettim ki sırtım heykele dönmüş. kalktım iki çırtlattım kendime geliyim dedim belde bir sızı. komple heykel oldum bıdı bıdı. *
metin fidan ın leman dergisindeki köşesi. yıllardır aynı köşede, kendine has bi kokusu bile oluşmuş. her daim takdire şayan eserler çıkıyor bu köşeden.
bu haftaki sayıda 'nereye nasıl gidilir?' le ilgili yerli turiste hizmet eden gezelim görelim tadında bilgiler vermiş sağolsun ve eline sağlık. karnımızın içinde karga teleği dolaşıyor gibi bir his uyandırmıştır okudukca.

nasıl gidilir? buyrun hep beraber okuyalım, (yerse. uzun çünkü. kaptır gitsin yav sende)

- ebelik vadisi-

'müthiş bir günbatımına sahip bu vadi için; özel turlar düzenleniyor: gidiş, dönüş, iki öğün yemek açık büfe, açık yatak, ssk, prim, hepsi sadece 215 ytl.eğer vazgeçip, turdan ayrılacaksanız, size paranızı anında iade ediyorlar! hatta vadiyi gezip, sonra? "beğenmedim ben", deseniz bile paranızı iade ediyolar! öyle ki, hatta vadiyi önce bayılarak gezip, sonra "acayip güzeldi lan, nefisti" diyip, ardından birdenbire kıllık yapıp "yok yav sevmedim" deseniz bile, paranızı iade ediyolar! neyse; neden böyle olduğunu anlatalım biz:
çünkü, vadi inanılmaz bir doğa güzelliği sunuyor insana. yıllarca unutamıycağımız, muhteşem bir deneyim!. yalnız su çok pahalı. ufak bir pet şişe su, 15 ytl! açık büfede de, malesef su yok! bu organizasyon için önemli bir eksiklik kanaatimce... ebelik vadisi için, her perşembe, herkesin evinin önünden araba kaldırılıyor! arabanız yoksa bişii kaldırılamıyor. yani, kendi aracınızla gitmek zorundasınız. eğer gitmeyi hiç düşünmeyip, "yok yav, şindi oralarda ne işim var" deseniz bile, yine de, paranızı anında iade ediyolar! bu garip işe çok şaşırıp, "saçmalamayın kardeşim, ne parasıymış bu? almıyom bişii, çekil!!"
diyip ısrar ederseniz; bu sefer de "saçmalayıp sizi üzdükleri için" ayrı bir ücret ödüyolar! her şekilde yani, güzel bir vadi.

ebelik vadisi!'
leman dergisinin metin fidan köşesi. ayrıntıları seven benim için vazgeçilmez köşelerden biri. sadece küçük bir bukle;

--spoiler--
çok saçma bir vakitti.ne öğlendi. ne sabahtı. ne akşamdı, ne akşamüstü..yapacak bir şey yoktu evde. canım film izlemek istemiyor, kitap- dergi okumak istmiyor, oyun oynamak istemiyordu. pencereden dışarıya baktım, ölü gözlerle ve amaçsız..odamı iş olsun diye düzenlemeyi hiç canım çekmiyor, müzik dinlemeyi canım çekmiyor, elektronik birşeyleri kurcalayıp onarmayı canım çekmiyordu...
--spoiler--

yazı o kadar uzun ve detay ki, o kadar yazmayı canım çekmedi! *
mutluluğun büyük anahtarı, küçük ayrıntılardır.
ismini duyup kendisinden bihaber olduğum yeni bülent ortaçgil eseri.
dikkat çekici bir eser olduğunu hissetmek. olmak ya da olmamak.
bülent ortaçgil vurgunu.

"hiçbir şeye inanmadım uğrunda ölecek kadar
inananlara imrendim, o zaman yaşamak çok kolay"

bana beni yazmışsın üstad. sağ ol. var ol.

"hep çok şey istedim, beğenilmedim
sevenler de oldu, bu kez ben kaçtım
birkaç kez aşık oldum, her şeyi yıkıp geçtim
daha çok gençtim, fark etmemiştim

yaşadık, öğrendik
herkes başka biçimde
taşırım hala ayrıntıları içimde

bir köşem var, adım belli, sevdiklerim artık yanımda
bir mirasyedi gibiyim, yatarken bu kumsalda
ben mutlu, sen umutlu. beklentiler var, yaş elli
hayat sürgit değil, sonu başından belli

yaşadık, öğrendik
her şey başka şekilde
taşırım hala ayrıntıları içimde

hiçbir şeye inanmadım uğrunda ölecek kadar
inananlara imrendim, o zaman yaşamak çok kolay
yıkılan duvarlar gördüm, coğrafyanın değiştiğini
hiç kimse değiştiremedi güçlünün haksızlığını

yaşadık ve öğrendik
her şey birbirinin içinde
taşırım hala ayrıntıları içimde"
yapmış ortaçgil yine yapacağını.
(bkz: sigara paketini sömüren şarkılar)
(bkz: umut sarıkaya)
Günlük hayat içerisindeki karmaşa ve koşuşturmaca içinde fark edemediğimiz, değerini bilemediğimiz güzellikler bütünü.

Her gün amacımız en kısa sürede gideceğimiz yere varmaktır, geçtiğimiz yolda kenardaki çiçeklerin kokusunun güzelliğini fark etmeden. Her sabah erkenden uyandığımızda düşündüğümüz tek şey işe okula yetişmektir, doğan güneşin sarıya ve turuncuya dair her tonu içerdiğinden habersiz. Çoğu zaman konuştuğumuz bir insanın göz bebeği çevresindeki binlerce çizginin birbiriyle uyumunu ve en sıradan renk olarak gördüğümüz kahverenginin bile bir göze ne kadar yakıştığının bilincinde olmaz, yalnızca anlatılan konuyu yarım kulakla dinlemekle meşgul oluruz.

Şuna inanıyorum ki hayat, içindeki ayrıntıları tek tek fark edip onları mutlu olmaya değer bulunca güzel. Bir insanın gülümserken yukarı çekilen yanaklarını, kısılan gözlerini fark edince güzel. Her gün gördüğünüz bir kedinin tüylerinin alacalı renklerini fark edince güzel. Yalnızca fal bakma niyetiyle açtırdığınız avuç içinizdeki her bir çizginin, kıvrımın hareketinizi kolaylaştırmaya yönelik olduğunu fark edince güzel.

Yani diyeceğim o ki kolay kolay görünmeyen bu güzel ayrıntıların kalbinizde kendilerine bir yer bulması dileğiyle.
dizilerdeki dahi denilebilecek zekadaki karakterlerin görmeyi başardığı konu. prison break dizisindeki michael scofield, house md dizisindeki gregory house ve monk dizisindeki adrian monk karakterleri tam da bu ayrıntıları görme konusunda uzmanlardı. o gördükleri ayrıntılar bu karakterlerin analizleriyle birleşerek ortaya müthiş kurgular çıkartıyordu. işte bu kurgular çözülmesi pek mümkün gözükmeyen sorunların çözülmesini sağlıyordu. ayrıca bu karakterleri de dahi bir görünüme kavuşturuyordu.
hiçbir şeye inanmadım uğrunda ölecek kadar
inananlara imrendim, o zaman yaşamak çok kolay
yıkılan duvarlar gördüm, coğrafyanın değiştiğini
hiç kimse değiştiremedi güçlünün haksızlığını.

(bkz: Bülent ortaçgil)
güncel Önemli Başlıklar